İstanbul Havalimanı'ndan Aeroflot Hava Yolları'nın SU2137 no.lu uçuşu ile saat 15:50'de hareketle 20:35'te Moskova Sheremetyevo Havalimanı'na varış ve oradan Aeroflot Hava Yolları'nın SU1484 no.lu uçuşu ile saat 23:55'te Krasnoyarsk'a hareket.

Saat 08:35'te Güney-Orta Sibirya'nın kalbinde yer alan Krasnoyarsk kentine varış. Karşılama ve şehir merkezine transfer. Kahvaltının ve bagajları otelimize bırakmanın ardından, 1628 yılında hacim olarak Rusya'nın en büyük ve dünyanın beşinci büyük nehri olan Yenisey Irmağı'nin kıyısında yer alan Krasnoyarsk şehir turu için hareket. Tur esnasında, Krasnoyarsk'a hakim Karaulnaya tepesindek bulunan ve 10 Rublelik bankanotlarda resmi olan Paraskeva Pyatnitsa Şapeli, tarihi şehir merkezindeki XVIII. ve XIX. Yüzyıl anıtları, Sibiryalı tüccarların eski konakları, Krasnoyarsk'ın kurucusu Andrey Dubensky Anıtı, Tiyatro Meydanı görülecek yerler arasında. Ardından, Sibirya'nın en iyi tarih ve etnografya müzeleri arasında sayılan ve gezeceğininz bölge ile ilgili ilk izleniminizi sağlayacak olan, mükemmel bir başlangıç sunan Etnografya Müzesi ziyareti. Yerel bir restoranda öğle yemeğinin ardından, eserlerinde tarihsel içerikli konulara ve Rus halkının yaşamına ağırlık veren, en önemli Rus ressamları arasında tarihe geçen Vasiliy Surikov Müzesi ziyareti. Vasiliy İvanoviç Surikov (1848-1916) un doğduğu, çocukluğunun ve gençliğinin geçtiği ve atölyesi olan evi 1930'larda kızı Olga tarafından Krasnoyarsk şehrine verilip 1948 yılında, sanatçının yüzüncü doğum yıldönümünde müzeye dönüştürülerek açılmıştır. Ressamın başlıca eserleri Rusya'nın en iyi tabloları arasında sayılır. Surikov arşivlerine ve Surikov atölyesine ev sahipliği yapan müzenin koleksiyonunda Vasiliy Surikov'un çok sayıda eseri bulunmaktadır. Gezinin ardından, şehrin merkezinde yer alan otelimize yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

Sabah, kahvaltıdan sonra, doğal sınırları güneyde Yenisey Irmağı; kuzeydoğuda Bazaikha, güney ve güneybatıda Mana ve Bolshaya Slimeva nehirleri olan, Dünya Mirası Geçici Listesi'ndeki Stolby Milli Parkı gezisi. Krasnoyarsk'ın çiğerleri olan ve şehrin ruhunu temsil bu parkı mutlaka tanımak lazım: bu doğa koruma alanındaki üç saatlik kolay bir yürüyüş esnasında aralarında Büyük Baba, Baba ve Aslan Kapısı adlarıyla anılan bir dizi benzersiz kaya oluşumunu görebilirsiniz. 150 yıl önce "Stolby "de serbest stil dağcılık olan "stolbizm" adı verilen benzersiz bir kitle sporu hareketi ortaya çıktı. Etno-sosyal anlamıyla "Stolbizm" insanların maddi olmayan mirası olarak korunmalıdır. Yürüyüşün sonunda, korucunun Tayga Kulübesinde dinlenme. Bu yürüyüş için rahat yürüyüş ayakkabıları ve yağmurluk tavsiye edilir. Öğle yemeğinden sonra, "Stolby" Milli Parkı'nı ve Torgashinsky Dağı eteklerini birbirine bağlayan Rusya'daki en uzun merdivenlerine hareket. Merdivenlerin uzunluğu 1200 metredir. Yürüyüş özel bir fiziksel eğitimi gerektirmez. Çıkış yaklaşık 40 dakika, iniş ise 20 dakika sürmektedir. Yükseklik farkı 240 metredir. Güzergâh boyunca banklı izleme platformları bulunmaktadır. Manzara noktaları dağların çarpıcı görüntüleri sunmaktadır. Burada son derece güzel fotoğraflar çekebilirsiniz. Gezinin ardından Krasnoyarsk'a dönüş. Akşam yemeği yerel bir restoranda. Geceleme otelde.

Sabah, kahvaltıdan sonra, otobüs ile Krasnoyarsk'tan hareket ve Yenisey Irmağı boyunca Shushenskoye Köyü'ne doğru, önce ormanları, sonrada bozkır manzaralarını izleyerek ve gün boyu çeşitli molalar verip, geziler yaparak ilerleme. Yol boyunca, Çar Balığı Meydanı'ndan Yenisey Irmağı'ni gözlemleme, Krasnoyarsk Barajı'nı görme, Krasnoyarsk Bölgesi ile Hakasya Cumhuriyeti sınırından geçme, Abakan şehri, Rusya'nın en büyüğü olan Sayano-Shushenskaya hidroelektrik santralini görme ve sonunda da, Lenin'in 1897-1900 yıllar arasında sürgün hayatını geçirdiği, ahşap evleri ve çiftlikleri ile XVIII. yüzyıl kırsal yaşamını çok iyi yansıtan Shushenskoye Köyü'ne varış. Burada, bir gece, Baykal Gölü'nden çıktığı için ters akarak Yenisey Irmağı'na karışan tek akarsu olan Angara Nehri'nin ve Krasnoyarsk Bölgesi'nin güneyindeki kültürel tarzların korunması için, modern yaşamın konforuyla birleştirilerek yeniden inşa edilen ve müthiş bir deneyim yaşayarak bir Sibirya Köyü'nün atmosferini hissedeceğiniz Shushenskoye Müzesi'nin misafirhanelerinde konaklama. Her evde, Wi-Fi'ye kadar bir otel odasının gerektirdiği tüm konfor mevcut. Geleneksel köylü mutfağının tadını çıkaracağınız öğle yemeğinden sonra, bu geleneksel Sibirya köyünün keşfi: oyunlara, eğlencelere, törenlere ve kutlamalara katılmak, gerçek Sibirya çiftçilerindeki yaşamı hissetmek, zanaatkarlardan yaptıkları işlerin temellerini öğrenmek, sizin için geleneksel kıyafetlerini giyecek köylüler ile fotoğraf çektirmek ve akşamüstü Rus hamamında dinlenmek. Akşam yemeği ve geceleme Shushenskoye Köyü Misafirhanesi'nde.

Sabah, misafirhanede alınacak köy kahvaltısının ardından, sizi XIX. ve XX. Yüzyılların gerçek Sibirya Köyü'ne götürecek olan etkileyici bir açık hava müzesi kompleksi olan Shushenskoye Etnografya Müzesi gezisi. Shushenskoe uzun süre büyük şehirlerden ve demiryolundan uzakta, ücra bir köy olarak kaldı. Çar hükümeti için muhaliflerini tecrit altında tutmak için uygun bir yerdi. Burada siyasi sürgünde bulunanlar arasında XIX. yüzyılın başlarında "Aralıkçılar-Dekabristler", devrimci komplosunun üyeleri, muhalif çalışma gruplarının organizatörleri, Polonyalı isyancılar, popülist terörist grup "Narodnaya volya" üyeleri ve sosyal demokratlar vardı. Müzenin tarihi, 1897-1900 yıllarında, burada sürgünde yaşayan Vladimir Lenin ile ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır. Kurulu olduğu yedi hektar alan üzerinde çok sayıda mimari anıt bulunmakta: çiftlik evleri, dükkan, hapishane, taverna ve yaklaşık iki yüz ahşap bina. Burada gerçek bir tavernayı ziyaret edebilir, el sanatları atölyelerini görebilir ve bir ticarethaneyi gezebilirsiniz. Daha sonra, Yöresel Folklorik Dansları izleyeceğiniz size özel bir gösteri. Öğle yemeğinden sonra Batı Sayan Dağları'na hareket. Bol fotoğraf çekerek varacağınız Ergaki Milli Parkı'nda, iki gece kalınacak Lodge'a yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme Lodge'da.

Tabiat sevenler için muhteşem bir gün. Batı Sayan Dağları'nın kalbinde yer alan Yergaki olarak da bilinen Koruma altındaki etkileyici Ergaki Tabiat Parkı, vahşi tabiat manzaralarından oluşan bir manzara cümbüşü sunmakta. Burada bozulmamış doğayı, çiçeklerle ve kristal göllerle kaplı vadilerin, çarpıcı zirvelerin ve kaya oluşumlarının göklere doğru yükselirken yarattığı muhteşem manzaraların tadını çıkarabilirsiniz. Kesinlikle Sibirya'nın bir incisi olan Ergaki Tabiat Parkı'nın en yüksek zirveleri Aradansky (2466 metre) ve Zvezdniy (2265 metre) dir. Ergaki Tabiat Parkı, Batı Sayan Dağları'nın en çok ziyaret edilen bölümüdür. Dağların dış hatlarına dikkatle baktığınızda, bu bölgenin ev sahibini, "Uyuyan Sayan Savaşçısı"nı görebilirsiniz. Efsaneye göre bir gün Hakas savaşçısı Sayan burada uyuyakalmış. Şimdi kollarını kavuşturmuş sırt üstü yatarken görülebilir. Eski insanlar bu dağların arkasında dünyanın sınırının bulunduğunu düşünüyordu. Sınır ya da değil, manzara büyüleyicidir. Tüm günü, Milli Park'da yapacağınız yürüyüşlerle geçireceğiniz için, sabah yola çıkarken, Lodge tarafından hazırlanan piknik paketlerini almanız gerekecek. Zor olmayan bu yürüyüşün süre ve parkurlarını, grubun gücüne göre yerel rehberiniz ayarlayacak. Ancak yine de yürümek istemeyen katılımcılar, Lodge'da kalarak öğle yemeğini orada alabilir ve Lodge'un etrafında kısa yürüyüşler yapabilirler. Akşam yemeği ve geceleme Lodge'da.

Sabah, kahvaltıdan sonra Tuva Cumhuriyeti'ne hareket. Tuva Cumhuriyeti sınırını geçtiğiniz anda, manzara değişecek ve dağlardan uzakta, bozkırların ortasında, hiç bir medeniyet izi görmeden ilerleyeceksiniz; kendinizi adeta başka bir gezegene gelmiş gibi hissedebilirsiniz. Öğle yemeği yol üzerinde. Kızıl yerleşiminden 22 kilometre önce, bir yurt kampında mola. Buradaki harika manzaranın tadını çıkartmanız için serbest zaman. Ardından, et ve süt ürünlerinden oluşan Tuva mutfağının geleneksel yemeklerinden oluşan akşam yemeği. Yemekle birlikte, bu muhteşem atmosferde, Tuvalılar'ın geleneksel gırtlak müziği (Höömey) konseri ile başlayacak bir seri gösteri izleme imkanı bulacaksınız. Gırtlak müziği, Tuva halkının aynı anda iki veya üç farklı ses tonunu çıkartma ve aynı sesi nefes almadan 25-30 saniye devam ettirme yeteneğidir. Gözlerinizi kapatırsanız, seslerin bir müzik aleti tarafından değilde, bir kişi tarafından çıkarıldığına inanmak zordur. Höömey, eski göçebe çoban Tuvalarla ilişkilendirilmiştir. Göçebe çobanlar ise bozkır yaşamını anımsatmaktadır. Tuva'nın uçsuz bucaksız bozkır ve taygalarında doğada uğultu, su ve rüzgâr sesi, meleme ve kuş cıvıltısı vardır. Bu çokseslilik, bir melodiyi andırır. Tuva'nın göçebe çobanları için bu ses düzeni, farklı seslerin karışımından meydana gelen bir müzik biçimine ilham vermiştir. Böylece Höömey adı verilen Tuva gırtlak müziği, doğadaki seslerin taklit edilmesi ile ortaya çıkmıştır. Daha sonra, büyüleyici Şaman Kamlaniye gösterisi izleyeceksiniz: Kamlaniye, şamanlar ve ruhlar arasında sihirli bir iletişim olup, bu ritüel sırasında şamanlar ateş etrafında dans eder, şarkı söyler ve davul çalarlar. Şamanlar size gelenekleri, ritüelleri ve yetenekleri hakkında bilgi verecekler. Gösteriden sonra şamanlara geleceğinizi, sağlığınızı sorma fırsatı bulup, arınma ritüelini deneyimleyebilirsiniz. Gecenin son gösterisiyse Tuvan Çay Töreni olacak. Bu tören, konukların hayatını süt kadar sorunsuz hale getirmek, dünya ruhları ile cennet arasındaki tüm anlaşmaların başarılı bir şekilde çözülmesine yardımcı olmayı sağlamak, seyahati sorunsuz bitirmelerini sağlamak için yapılmakta. Tören sırasında ulusal Tuvan çayının süt ve tuzla pişirilmesiyle ilgili bir hikaye ile Tuva'da çayın tarihi, çay efsaneleri ve benzetmeleri hakkında bilgiler alabilirsiniz. Tuva'nın muhteşem bozkırlarının zengin kültürünü hissedeceğiniz bir akşam olacak. Yemek ve gösterilerden sonra Kızıl'a hareket ve otele yerleşme.

Yeryüzünde kalan Eski Türk topluluklarından biri olan Tuvalılar, eski Göktürk metinlerinde "Kögmen Yış" olarak anılan ve günümüzde Sayan Dağları ile Tannu Uula Dağları arasındaki geniş vadide yaşamaktalar. Sayıları 300 binin üzerinde olan ve Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte hızla Budizm ve Kamlık inanç değerlerine dönüş yapan bu Türk topluluğu, kültürlerini muhafaza etmekte hayli başarılılar İnançlarının yanı sıra dil, edebiyat ve sanat alanlarında da canlanmalar oldu. Onları en çok fark ettiren unsur ise Tuvalı müzisyenlerin kendine has yorumları ile yarattıkları gırtlak müziği Höömey... Tuvalıların gırtlak müziğinin ortaya çıkması tamamen bu kendine has Türk topluluğunun yaşam felsefesinden kaynaklanıyor. Zira doğayla bütünleşik yaşayan Tuvalılar, tabiatla uyum içinde olmayı ilke edinmiş. Bu uyum ise ancak doğanın şartlarına boyun eğmekle mümkün kılınabiliyor. Binlerce yıldır var oldukları coğrafyayla bütünleşen Tuva halkının yaşamlarının her anında bu bilinç açığa çıkıyor. Tuva Türklerine göre dağların, suların, ormanların sahipleri vardır ve her canlı çok değerli. Toplum bu değeri anladıkça yaşam kolaylaşır. Ve Tuvalılar, sevinçlerini, sevgilerini, hüzünlerini "Irlar" yoluyla dile getirir. Irlar için "Tuva halk kültürüne özgü türküler" denilebilir. Irlar, halk tarafından gündelik hayatta, her zaman söylenen müziklerdir. Bölgenin müzik kültüründe hayvan, rüzgâr ve su seslerini çıkarmak için çok fazla enstrüman ve teknik geliştirilmiş, gırtlak müziği de yaygınlaşmıştır.

Şamanizm ve Budizm uzun zaman önce doğmuştur ve o eski zamanlardan beri Tuva etnosunun orijinal kültürü gelişmektedir. Sabah, kahvaltının ardından, bu bölgede Şaman inancı ile çok karışmış olan Budist yaşamını tanıyacağınız bir gezi. Daha sonra, ritüelleri ile ilgili bir çok bilgi edineceğiniz bir Şaman "Kliniği" (topluluğu) ziyareti. Şaman "klinikleri" ancak XX. yüzyılda ortaya çıkmıştır. İlk zamanlarda bir şaman her zaman yalnız çalışır ve sadece ailesini temsil ederdi. Günümüzde şamanlar bir arada kalmaya çalışmaktadır. Bunun nedeni Sovyet döneminde şaman geleneklerinin neredeyse yok olması ve yerel halkın çoğunluğunun şehirlere taşınmasıdır. Böylece patrimonyal toplum yapısı önemini yitiriyor. Şu anda Tuva Cumhuriyeti'nde çalışan dört şaman kliniği vardır. Bu kliniklerden biri Kızıl'da bulunmakta ve Tuva Cumhuriyeti'nin merkezi dini şaman organizasyonu" olarak adlandırılmıştır. Ardından, gerçek bir göçebe ailesini ziyaret etmek için hareket. Burada, yerli halkın yaşam tarzını, kıyafetlerini, atlarını göreceksiniz. Tuvan peyniri ve Votka (Araka) yapımı üzerine kısa bir ders. Öğle yemeğinden sonra, Dus-Khol Terapötik Tuz Gölü'nde yüzerek veya çamur banyosu yaparak rahatlama. Gölün iyileştirici özelliklerinin, İsrail'deki Ölü Deniz'den daha yüksek olduğunu söyleyebilir. Dus-Khol'ün suyunda 280g/litreye kadar çıkan mineral oranı çok yüksektir ve çok fazla tuz içerdiği için suya dalmak neredeyse imkansızdır. Çamur banyosu ile bazı eklem, sindirim ve sinir sistemi hastalıkları ile cilt ve jinekolojik hastalıklar tedavi edilebilir. Gölün taban sıcaklığı üst kısımından yaklaşık 16 derece daha yüksektir. Akşamüstü otele geri dönüş. Öğle yemeği piknik şeklinde. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

Yenisey Irmağı üzerinde kurulu olan Kızıl, pek çok Türki dilde ve Ana-Türki dilinde olduğu gibi Tuvaca'da da "kırmızı" anlamına gelir. Kent, Tuva Cumhuriyeti'nin idari, sosyal ve kültür merkezidir. Parlamento Binası, Ulusal Tiyatro ve Uluslararası Höömey Bilim Merkezi buradadır. Tuva Cumhuriyeti'nde gırtlaktan söylenen şarkı biçimi olan Höömey araştırmaları yapılmakta ve öğretilmektedir. Sabah, erken bir kahvaltının ardından otelden hareket ve Tuva Cumhuriyeti'nin başkenti Kızıl şehir turu: Yenisey iskelesi boyunca yürüyüş; Doğu mimarisi geleneklerini ve modern inşaat teknolojilerini uyumlu bir şekilde birleştiren, Ekim 1999'da Panchen Lama ve Dalai Lama'dan sonra Budist inancının üçüncü sıradaki lideri Bogdo-Gegen IX tarafından kutsanan Yeni Budist tapınağı ziyaretleri; Asya'nın Merkezi Anıtı'nın yanı sıra şehrin merkez meydanına kurulmuş olan dev dua silindirin görülmesi. Daha sonra müthiş bir İskit Altınları Koleksiyonu ile, Dünya Mirası Listesi'nde bulunan ve Krallar Vadisi olarak tanımlanan urano-Ujukska Vadisi'ndeki, M.Ö VI. yüzyıla tarihlenen ve bulundukları zaman arkeoloji dünyasında sansasyon yaratan Arzhaan-2 Mezar Höyüğü Hazineleri'ni barındıran Tuva Ulusal Müzesi gezisi. Arzhaan-2 höyüğünden çıkarılan altın buluntular, mücevher sanatının gerçek şaheserleri olarak kabul edilmiştir. O dönem için yenilikçi altın işleme yöntemleri, İskit hazinelerini eşsiz kılmaktadır. Yemekten önce, yerel ustaların atölyeleri ve iyileştirici mineral kaynağında molalar. Öğle yemeğini yerel restoranda yedikten sonra, Abakan nehri ile birleşme noktasında bulunan ve güneyden kuzeye doğru Yenisey Irmağı tarafından geçilen Minusinsk havzasında yer alan Hakasya Cumhuriyeti'nin idari merkezi Abakan'a doğru yola çıkış. Varışı takiben otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

Sabah, kahvaltının ardından Abakan Havalimanı'na transfer ve Aeroflot Hava Yolları'nın SU1479 no.lu uçuşu ile, saat 10:00'da Moskova, Sheremetyevo Havalimanı'na hareket. 11:05'te varış ve aynı Havalimanı'ndan, saat 16:45'te SU2134 no.lu uçuş ile istanbul'a hareket. Saat 22:10'da İstanbul Havalimanı'na varış.