Avustralya & Yeni Zelanda

YURT DIŞI TURLAR  18 Gece
18 Şubat 2026 - 08 Mart 2026
Son katılım : 11 Aralık 2025
18 Gece / 19 Gün - Uçuşlar + 21 Yemek + Tüm Turlar dahil
Singapur Airlines ile
Katılımcı Sayısı 18 Kişi ile sınırlıdır.
Gezilecek Yerler :
Avustralya: Sydney - Blue Mountains - Melbourne - Büyük Okyanus Yolu - Outback Bölgesi - Uluru - Ayers Rock - Cairns - Büyük Mercan Resifi - Kuranda Yağmur Ormanı - Aborjin Kültürü ve sanatı...
Tasmanya: Hobart - Bonorong Parkı - Derwent Nehri'nin Haliçi - Tasman Köprüsü - Bruny Adası…
Yeni Zelanda: Queenstown - Te Anau - Fiordland Milli Parkı - Milford Sound - Waikato Vadisi - Waitomo Glowworm Mağarası - Rotorua - Maoriler - Whakarewarewa Gayzerleri - Auckland…
Tur Tarihi :
18 Şubat 2026
KALAN YER : 9+ Kişi
Tur Kategorisi : Standart
Kişi Başı :
13.675 $ (555.844TL)
Tek Kişi Farkı :
1.790 $ (72.758TL)

Uzak diyarlardaki Avustralya ve Yeni Zelanda'yı gezmeyi kim düşlememiştir ki?
XVI. yüzyılda Portekizliler başta olmak üzere Avrupalı denizciler, baharat ve ipeğe uzanan yolları bulmak için Hint Okyanusu'yla Büyük Okyanus arasında uzanan bu yeni kıtanın kuzey kıyılarının açığından geçerler. 1606'da Hollandalı denizci Willem Jansz Kuzey Avustralya'ya ayak basan ilk Avrupalı olarak tarihe geçer. 1642'de ise yine bir Hollandalı denizci olan Abel Tasman, artık Yeni Hollanda olarak anılan Avustralya'nın güney kıyılarını dolaşarak kendi adını taşıyan Tazmanya ve Yeni Zelanda'yı keşfeder. Fakat, yine de XV.- XVIII. yüzyıllar arasında tüm haritalarda bu ülke Latince "Terra Australis Incognita" yani "Bilinmeyen Güney Kara" adıyla yer almaya devam eder. 1770 yılından itibaren, İngiliz denizci James Cook'un ülkenin doğu sahillerinin haritasını çıkartmasıyla birlikte Avustralya İngiliz sömürgesi haline gelir.
Bu çok kapsamlı seyahat boyunca iki harika ülkenin doğal başyapıtları tüm duyularınızı harekete geçirecek: Avustralya'nın kuzeydoğusunda yer alan, dünyanın yedi doğal harikasından biri olarak bilinen ve dünyanın en büyük mercan resifi; Queensland'ın tropikal yağmur bölgeleri; tam kalbinde bulunan kurak "Outback" bölgesinin sembolü kızıl Uluru Kayası ve kanyonları; çarpıcı limanı, muhteşem Opera Binası ile güneydoğusundaki Sydney kenti ve dağların mavimsi bir görünüm oluşturduğu Blue Mountains Milli Parkı; güneyindeki Viktorya dönemi mimarisiyle modern mimarinin bir karışımı olan, zıtlıklar ve gizli cazibelerle dolu bahçe-şehir Melbourne; daha da güneyindeki bakir doğa ve değişik hayvan türleri ve muhteşem manzaraları ile eski sürgün yeri Tazmanya Adası. Ve tüm bu büyüleyici güzelliklerin yanında Tasman Denizi'nin Avustralya'dan ayırdığı ve "Uzun Beyaz Bulutların Ülkesi" olarak adlandırılan Aotearoa yani Yeni Zelanda: yemyeşil ormanları, fokurdayan gayzeleri, ilginç jeotermal oluşumları, etkileyici fiyortları, ayna gibi berrak gölleri ve parıldayan buzullarıyla bir tabiat harikası… Bu sıradışı doğal zenginliklerin yanı sıra, Avustralya'nın yerel halkı olan Aborjinlerin engin spiritüel kültür birikimi ve Yeni Zelanda'nın yerlileri Maorilerin renkli geleneksel yaşamı her daim hatırlanmak üzere yolculuğun ayrıcalıklı anıları arasına katılacaklar.
Hayatınızın en önemli gezilerinden biri sizleri beklemekte. "Down Under" ülkelerine hoşgeldiniz...

TURUN ÖZELLİKLERİ

  • Bu çok kapsamlı program, Avustralya'nın kuzeydoğusunu, orta bölgelerini, güneyini ve yine Avustralya'ya bağlı Tazmanya Adası ile Yeni Zelanda'nın her iki adasını içermekte.
  • Seyahat programında bulunan Melbourne Carlton Bahçeleri, eşsiz arkeolojik ve doğal değerlere sahip olan Uluru-Kata Tjuta, Blue Mountains, Queensland'ın Islak Tropikleri; Fiordland (Milford Sound) Milli Parkları; Büyük Mercan Resifi; kolonyal dönemde mahkumların tutulduğu Sydney'deki Hyde Park Barracks ve Sydney Opera Binası Dünya Mirası Listesi'nde yer almakta.
  • Avustralya'nın yerlileri olan Aborjinleri ve kültürlerinin yanısıra Yeni Zelanda'nın yerlileri Maorileri ve kültürlerini yakından tanıyabilirsiniz.
  • Değişik kuş türleri, kanguru, koala, valabi, vombat, Tazmanya canavarı gibi Avustralya ve Tazmanya'ya özgü pek çok canlıyı kendi doğal yaşam alanlarında gözlemleme imkanı.
  • Phillip Adası'nda dünyaca ünlü "Penguin Parade"i izleme.
  • Avustralya Ulusal Mirası listesinde yer alan, nefes kesici manzaralarla karşılaşıcağınız Büyük Okyanus Yolu destansı yolculuğu.
  • Uluru'da yıldızların altında manzaralar, sesler ve tatlardan oluşan büyülü bir akşam yemeği.
  • Queensland'ın Dünya Mirası yağmur ormanında harika manzaralar eşliğinde unutulmaz bir tren yolculuğu.
  • Dünyanın en büyük mercan resifi sistemi olan Büyük Set Resifi'nde unutulmayacak bir şnorkel deneyimi imkanı.
  • Yeni Zelanda'nın en çarpıcı doğal cazibe merkezi olan Milford Sound'da tekne gezisi.
  • Yeni Zelanda'nın ödüllü en iyi çiftlik deneyimi.
  • Uzak mesafeleri yorulmadan ve zaman kaybetmeden hava yoluyla katettiğimiz için (7 uçuş), herkesin rahatlıkla katılabileceği bir seyahat programı. Bunun dışında ulaşım konforlu tur otobüsü ile.
  • Konaklamalar merkezi konumda 4 yıldızlı otellerde.
  • Değişik allternatifleri değerlendirebilmeniz için büyük yerleşimlerde akşam yemeklerini kimi zaman serbest bırakmayı tercih ettik. Ayrıca program uçuş saatlerinden dolayı bazı öğle yemeklerini içermemektedir.

18 Şubat 2026 Çarşamba İstanbul - Singapur

Singapur Hava Yolları'nın SQ 391 no.lu uçuşu ile saat 13:25'te Singapur'a hareket.

19 Şubat 2026 Perşembe Singapur - Melbourne (Akşam Y.)

Saat 04:45'te Singapur'a varış ve oradan Singapur Hava Yolları'nın SQ 207 no.lu uçuşu ile saat 07:45'te hareketle 18:10'da Yarra Nehri'nin kıyısına kurulmuş olan, Sydney'den sonra Avustralya'nın en kalabalık ikinci şehri Melbourne'e varış. Avustralya kıtasının en güneyinde yer alan Victoria eyaletinin başkenti, enerjik ve çok kültürlü atmosferiyle en gözde kentlerinden biri olarak değerlendirilmektedir. Port Phillip Körfezi çevresinde yer alan Melbourne, Mornington Yarımadası ve Yarra Vadisi gibi bölgelere kadar uzanır. Melbourne bölgesi 40.000 yılı aşkın süredir Aborjin halkına ev sahipliği yapmaktadır. Beş Aborjin kabilesinin bir ittifakı olan Kulin ulusu için önemli bir buluşma noktasıydı. 1803 yılında, o zamanlar Yeni Güney Galler Kolonisi'nin bir parçası olan Port Phillip'te kısa ömürlü bir İngiliz ceza yerleşimi kuruldu. Melbourne, 1835 yılında Tazmanya'dan gelen özgür yerleşimciler tarafından kurulmuş. 1837 yılında bir Kraliyet yerleşimi olarak kurulmuş ve o zamanki Birleşik Krallık Başbakanı Lord Melbourne'un adını almıştır. Melbourne 1847 yılında Kraliçe Victoria tarafından şehir ilan edildi ve 1851'de yeni ayrılan Victoria Kolonisi'nin başkenti oldu. 1850'lerdeki Viktorya döneminin altın hücumu sırasında şehir, 1880'lerin sonlarına doğru Avustralya'nın ve dünyanın en büyük ve en zengin metropollerinden biri haline gelene kadar süren uzun bir ekonomik büyüme dönemine girdi. Londra'dan sonra Britanya İmparatorluğu'nun en büyük ikinci şehriydi. Avustralya Anayasası 1 Ocak 1901'de yürürlüğe girdiğinde, koloniler Avustralya Milletler Topluluğu'nun (The Commonwealth of Nations) eyaletleri haline geldi. Avustralya'nın federasyona katılmasının ardından Melbourne, Canberra'nın 1927 yılında daimi başkent olmasına kadar yeni ulusun geçici hükümet merkezi olarak hizmet verdi. Karşılamanın ardından, şehir merkezine transfer ve otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

20 Şubat 2026 Cuma Melbourne - Phillip Adası - Melbourne (Kahvaltı, Öğle Y., Akşam Y.)

Günümüzde Melbourne, dünyanın dört bir yanından insanların yaşadığı oldukça kozmopolit bir şehirdir. Asya-Pasifik bölgesinin önemli bir finans merkezidir. Şehirde, tarihi Viktorya dönemi binalar ve çağdaş yüksek yapılar etkileyici bir karşıtlık oluşturur. Melbourne, Avustralya'nın "bahçe şehri" olarak da anılır. Şehir genelinde, özellikle de merkezi iş bölgesi yakınlarında birçok güzel park ve bahçe bulunmaktadır. Melbourne, 2008 yılında Yaratıcı Şehirler Ağı'na katılarak dünyanın ikinci Edebiyat Şehri seçildi. Kahvaltının ardından, ülkenin kültür başkenti Melbourne şehir turu için hareket. Sağlık, kültürel nitelik, yaşam kalitesi gibi sosyal koşullar bakımından The Economist dergisi tarafından "Dünyanın En Yaşanılabilir Şehirleri" arasında gösterilen Melbourne, aynı zamanda iş merkezleriyle Avustralya'nın finans merkezi olarak da bilinmekte. Büyüleyici eklektik mimarisiyle hayranlık uyandıran merkezi ticaret bölgesinden geçerek, opera, tiyatro, dans gösterilerinin ve festivallerin yapıldığı, ilginç mimarisiyle 170 milyon dolarlık "Victorian Arts Centre" sanat merkezini dışarıdan izleme. Ardından görkemli evleriyle Melbourne'ün en elit ve zengin banliyölerinden olan Toorak'a doğru geziye devam. İngiliz karaağaçlarıyla bezeli caddeleriyle ünlü Fitzroy Bahçeleri'nde yer alan Kaptan Cook'un evini ziyaret ettikten sonra, botanik bahçlerinden geçerek adını XIX. yüzyıl İngiliz kraliçesi Queen Victoria'dan alan ünlü Queen Victoria Çarşısı'nın görülmesi. I. Dünya Savaşı'na katılan Viktoryalıların anısına inşa edilen Shrine of Remembrance-ANZAC Abidesi'nin ve Roman Katolik başpiskoposluk yönetim merkezi olan Aziz Patrick Katedrali'nin dışarıdan seyrinin ardından Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Carlton Bahçeleri'nde yer alan güney yarıkürenin en büyük ve yenilikçi müzesi olarak kabul gören Melbourne Museum'u ziyaret. Yerlilerinin tarihine, kültürüne ve sanatına ithaf edilmiş bir Aborjin merkezinin yanı sıra, "Bilim ve Hayat" bölümünde bugüne kadar yaşamış olduğu bilenen en büyük keseli türü olan Diprotodon'nun iskeleti; gelmiş geçmiş en iyi yarış atlarından biri olarak tanınan şampiyon yarış atı "Phar Lap" için yapılmış bölüm, müzenin en ilgi çekici özelliklerindendir. Gezinin ardından, Yarra Nehri kıyısındaki yerel bir restoranda öğle yemeği. Öğleden sonra, bir buçuk saatlik mesafede bulunan, "Penguin Parade"e tanık olacağınız muhteşem manzaralarıyla Phillip Adası Doğa Parkı'na doğru yola çıkış. Avustralya penguenleri dünyanın en küçük penguenleridir. Ortalama 33 santimetre boyunda ve sadece bir kilogram ağırlığındadırlar. Phillip Adası doğal yaşam alanında koloniler halinde yaşayan ve zamanlarının çoğunu denizde yiyecek arayarak geçiren bu canlılar, kıyı şeridinde yaptıkları yuvalarına dönmek için karaya çıkmayı yalnızca akşam göze alırlar. Gün batımında, sırtlarındaki koyu mavi tüyler, karınlarındaki beyaz tüyler ve pembe ayaklarıyla bu sevimli küçük yaratıklarının okyanustan yuvalarına doğru ağır adımlarla ilerleyişini izleme platformlarından ve yürüyüş yollarından yakından izlemenin büyüsünü yaşayacaksınız. Penguenleri rahatsız etmemek için gün batımından sonra video ve fotoğraf çekimine izin verilmez. Gezi ve Phillip Adası'nda akşam yemeğinden sonra otele dönüş. Geceleme otelde.

21 Şubat 2026 Cumartesi Melbourne - Büyük Okyanus Yolu - Melbourne (Kahvaltı, Öğle Y.)

Sabah kahvaltısının ardından, I. Dünya Savaşı'ndan dönen askerler tarafından ölen arkadaşları anısına yapılan, dünyanın en büyük savaş anıtı olan Büyük Okyanus Yolu anlamına gelen Great Ocean Road'a doğru hareket. O dönemde, Viktorya bölgesinin engebeli kıyılarına ulaşmak zordu. İnsanlar yeni yolun küçük kasabaları birbirine bağlayacağını, kereste endüstrisine katkı sağlayacağını düşünüyordu. Büyük Okyanus Yolu'nun inşası 19 Eylül 1919'da başladı. Projede yaklaşık 3.000 asker görev aldı. Bu, I. Dünya Savaşı'nda ölen askerleri anmanın bir yoluydu. İşin çoğu elle yapılıyordu. İşçiler patlayıcı, kazma, kürek, el arabası ve diğer küçük makineler kullanıyorlardı. Kasım 1932'de Lorne'dan Apollo Körfezi'ne kadar olan bölüm tamamlandı. Bu, yolun tamamının tamamlanmış olduğu anlamına geliyordu! Victoria Vali Yardımcısı Sir William Irvine, Lorne'daki Grand Pacific Oteli yakınlarında düzenlenen bir törenle yolun resmi açılışını yaptı. Yol, o tarihten sonra dünyanın en büyük savaş anıtı olarak kabul edildi. Mühendislik mirası ödüllü Büyük Okyanus Yolu, Victoria eyaletinin güneybatı kıyısı boyunca uzanan, doğuda Melbourne'ün güneybatısında 90 dakika sürüş mesafesinde bulunan sörf kasabası Torquay'den batıda Warrnambool yakınlarındaki Allansford'a kadar 243 kilometre uzunluğundadır. Büyük Okyanus Yolu, muhteşem manzaraların arasından kıvrılarak ilerler. Bu yol, büyük bir kısmı kıyı şeridini takip ettiği için önemli bir cazibe merkezidir. Yemyeşil ormanlarla masmavi deniz arasında bir sınır olarak uzanan, Avustralya'nın en gözalıcı kıyı manzaralarına sahip olan bu tarihi yol, fotoğraf tutkunları için eşsiz bir yer. Westgate köprüsünden ve Geelong'tan geçtikten sonra, dünyaca ünlü sörf şampiyonalarının yapıldığı Bells sahiliyle meşhur kıyı şehri Torquay'da mola. Ardından, ünlü Büyük Okyanus Yolu'na uzanıyoruz. Yaban şehir Lorne'dan geçerek, Apollo koyuna varış. Deniz kenarında öğle yemeğinden sonra Otway sıradağlarının yamaçlarından ilerleyerek, dalgaların şekillendirdiği değişik kaya yapılarıyla ünlü Port Campbell Milli Parkı'nın boylu boyunca uzandığı sahil şeridinden yola devam. Parkın kıyı kısmında, erozyon ve Güney Okyanusu'nun sert hava koşullarının sonucunda oluşan "Twelve Apostles" yani "On İki Havari" isimli ünlü doğal kaya balyalarını, şeklinin yaya benzemesinden dolayı "London's Arch" yani "Londra Yayı" olarak da bilinen, 1990 yılında çöken Londra Köprüsü doğal oluşumunun kalıntılarını görmek mümkün. Sonra, adını 1878 yılında karaya oturarak enkaza dönen "Loch Ard" isimli gemiden alan Loch Ard boğazının keşfi. Daha sonra, yakınlarındaki Colac Gölü'yle aynı ismi taşıyan, bölgenin en önemli tarım şehri olan Colac ve tarihi Viktoryan şehir Winchelsea'dan geçerek akşamüstü otele dönüş. Akşam yemeği serbest. Geceleme otelde.

22 Şubat 2026 Pazar Melbourne - Tazmanya Adası / Hobart (Kahvaltı, Akşam Y.)

Sabah, Tazmanya Adası'na uçmak üzere Melbourne havaalanına transfer. Virigin Australia Hava Yolları ile Avustralya'nın en güneydeki eyaletin başkenti Hobart'a hareket. 12.000 yıl önce buzulların erimesiyle Avustralya'dan Tasman Denizi ve Bass Boğazı ile ayrılan, Avustralya anakarasının yaklaşık 240 kilometre güneyinde yer alan Tazmanya Adası, adını 24 Kasım 1642 yılında adayı ilk keşfeden Hollandalı denizci Abel Tasman'dan alır. 1 Ocak 1856'da, ilk Avrupalı kâşifini onurlandırmak için adanın adı resmen "Tasmania" olarak değiştirildi. Avustralya'da Tazmanya adası, olağanüstü elma endüstrisi nedeniyle Elma Adası olarak da bilinir. Eyalet için kullanılan günlük ifade ise "Tassie"dir. Güçlü Hidro Elektrik Komisyonu'nun bozulmamış Pedder Gölü'nü sular altında bırakmasını engelleme arzusundan doğan dünyanın ilk çevreci siyasi partisi Birleşik Tazmanya Grubu (UTG) 23 Mart 1972'de Tazmanya'da kuruldu. Tasmanya'daki pek çok yerin artık iki ismi var, biri İngilizce, diğeri eski Aborjin dillerinden türetilen "Palawa Kani"ce. Hobart'a varışta karşılamanın ardından, Bonorong Doğal Yaşam ve Rehabilitasyon Merkezi'ne doğru hareket. Avustralya'ya özgü bir tür keseli hayvan olan vombatlara, kuşlara, koalalara, keseli sansarlara ve adanın ünlü Tazmanya canavarlarına ev sahipliği yapan Bonorong'da, öksüz ve yaralı hayvanların hikayelerini dinleyebilir hatta sevimli kanguruları besleyebilirsiniz. Ayrıca gezi süresince, Tazmanya canavarlarını yemeklerini yerken gözlemleme, vombat ve koalaları fotoğraflama şansına sahip olabilirsiniz. Resmen nesli tükenme tehlikesi altında olan türler arasında yer alan "Tazmanya Canavarı", dünyanın hayatta kalan en büyük etobur keseli hayvanıdır. Daha sonra, dünyanın en güzel başkentleri arasında yer alan, Avustralya'nın en eski ikinci şehri Hobart'ı keşfetmek üzere hareket. İngiliz mahkumlar tarafından Wellington Dağı'nın yamaçlarında, Derwent Nehri'nin halicine kurulan ve XIX. yüzyılda İngiliz kolonisi haline gelen Hobart'ta panoramik tur: Sydney Limanı'yla yarışır güzellikteki limanı, tarihi Sullivans Körfezi, Parlamento Binası, restoran ve barlarıyla ünlü Salamanca Meydanı, Princes Parkı, St. Georges Kilisesi, Battery Point, büyüleyici manzarası ile Wellington dağı, Cascade bahçeleri ve bira fabrikası, Hazine Binası, Belediye Binası, Hükümet Binası, Queens Domain... Derwent Nehri'nin üzerine inşa edilen Tazman Köprüsü'nden geçişin ardından Kanguru Koyu'nun ve "güzel kıyı" anlamına gelen Bellerive'in harika manzaralarının tadını çıkarma. Son olarak, ilginç yer altı dizaynı ve gelenekselliğin dışına çıkan kuratöryel yaklaşımıyla Avustralya'nın mutlaka görülmesi gereken yerleri arasında gösterilen MONA* Müzesi'ni ziyaret. İsmini, Eski ve Çağdaş Sanat Müzesi anlamına gelen "Museum of Old and New Art"ın kısaltmasından alan MONA Müzesi, geniş bir sanat yelpazesine sahip. Müze ziyaretinin ardından, Battery Point'in merkezinde yer alan otelimize transfer ve yerleşme. Akşam yemeği yerel bir restoranda. Geceleme otelde.

23 Şubat 2026 Pazartesi Hobart - Bruny Adası - Hobart (Kahvaltı, Öğle Y.)

Hobart ve Güney Tazmanya, Avustralya'nın ziyaret edilebilecek en güzel ve büyüleyici bölgeleri arasındadır. Güney Tasmanya, çeşitli ve vahşi güzelliklere sahip bir bölgedir: deniz kayalıkları, büyük okyanus, nadir kaya oluşumları, sakin nehirler, buzul gölleri ve alpin dağlar. Bruny Adası'nı ziyaret etmek nadir bir deneyimdir ve burayı Tazmanya seyahat planına dahil ederek daha az gidilen yollardan geçmiş olacaksınız. Sabah kahvaltısının ardından, Hobart'ın güneyinde bulunan Bruny Adası'nı gezmek üzere otobüsle Kettering'e doğru yola çıkış. Buradan kalkan feribotla yaklaşık 20 dakikalık bir yolculukla Bruny Adası'na geçiş. Geleneksel Aborjin adı Lunawanna-alonnah olarak da bilinen Bruny Adası, 362 kilometrekare yüzölçümüne sahiptir. Bruny Adası oldukça tarihi bir yerdir ve denizcilerin ilk keşfettiği Tasmanya bölgelerinden biridir. İlk gelenler 1642 yılında Abel Tasman'ın Adventure Bay'e yelken açmasıyla Hollandalılar oldu. Kaptan Cook'un 1777 yılında ziyaret ettiği Adventure Koyu, adını gemisi "HMS Adventure"den alıyor. Bounty'de İsyan adlı gemiyle ünlenen Kaptan William Bligh de 1788 ve 1792'de Bruny Adası'nı ziyaret etti. Bligh'in mürettebatı, Adventure Bay'e çıktıkları yerde birkaç elma ağacı dikti ve bu ağaçların torunlarının bugün hala orada olduğu söyleniyor. Ada, d'Entrecasteaux Kanalı ile Tazmanya anakarasından ayrılır. Hem ada hem de kanal, adını Fransız kâşif Antoine Bruni d'Entrecasteaux'dan almıştır. Aborjin adı adadaki iki kasaba olan Alonnah ve Lunawanna için hâlâ kullanılmaktadır. Aslında Kuzey Bruny ve Güney Bruny olarak iki adadan oluşan Bruny Adası "the Neck" (boyun) adındaki bir kıstakla birleşerek tek bir ada oluşturmuş. En muhteşem manzaraların çoğu Güney Bruny Milli Parkı'nda yer almaktadır. Çay ikramından sonra "Adventure Bay" yani macera körfezinde, hava şartları kötü bir sürpriz yapmadığı takdirde hızlı boatlarla harika manzaralar eşliğinde üç saatlik bir tekne turu* için hareket. Bu unutulmaz tur sırasında Avustralya'nın en dik ve yüksek falezlerini; mağaralarını; ilginç kaya formasyonlarını; nefes kesen manzaralarını; fok, yunus ve çok sayıda deniz kuşu gibi bölgeye özgü yaban hayatını görme imkanı bulabilirsiniz. Tekne gezisinin sonunda, Bruny'nin simgesel yerlerinden biri olan doğuya bakan güzel kumsalı ile "Adventure Bay"deki yerel bir sahil restoranında geç öğle yemeği. Doğa ve lezzetlerin buluştuğu Bruny Adası'nda, etkileyici manzaralar ve muhteşem ürünler bir arada sunuluyor. Serbest zamanın ardından, feribotla Kettering'e geçiş. Akşamüstü Hobart'a varış. Akşam yemeği ve günün geri kalan kısmı serbest. Geceleme otelde.
*Bu gezi için sıcak tutan kıyafet ve rahat ayakkabı önerilir. Su ve rüzgar geçirmez ceketler ise yerinde temin edilmektedir.

24 Şubat 2026 Salı Hobart - Uluru / Ayers Rock (Kahvaltı, Akşam Y.)

Sabah, Avustralya'nın orta ve orta-kuzey kesimlerinde bulunan, geniş ve özel bir alan olan Kuzey Bölgesi'ne (Northern Territory veya NT) uçmak üzere havaalanına transfer. Virigin Australia Hava Yolları ile Melbourne üzerinden Avustralya'nın en ünlü doğal simgelerinden biri olan Uluru'ya hareket. öğleden sonra erken saatlerde varışı takiben kızıl çölün ortasında, adeta bir vaha olan otelimize transfer ve yerleşme. Daha sonra, Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Uluru Milli Parkı'na doğru otobüsle hareket. "Ayers Rock" olarak da bilinen Uluru devasa bir kumtaşı kayasıdır. İlk başta muhteşem çevreyi ve uzaktaki Uluru'yu göreceksiniz. Yaklaştıkça ise Ayers Rock kayasının inanılmaz büyüklüğü, varlığı ve içsel maneviyatı karşısında büyüleneceksiniz. Doğa harikası Ayers Rock çölün ortasında yanan kırmızı bir kor gibi görünmektedir. Çakıl birikintileriyle çamurun bir arazi çöküntüsünde toplanarak basıncın etkisiyle yoğrulmasıyla meydana gelen Ayers Rock, kızıl rengini içinde bulunan yüksek miktardaki demire borçlu. Bu bölgede çok uzun süredir yaşayan Aborjin halkı olan "Pitjantjatjara"lar (Anangu halkı olarak da bilinirler) için Uluru, çok önemli ve kutsal bir yerdir. Arkeolojik bulgular, Uluru bölgesinde 10 bin yıldan daha önce insanların yaşadığını gösteriyor. Uluru çevresinde birçok su kaynağı, gölet, mağarası ve aborjin kaya resimleri bulunmaktadır. Suyun varlığı, bu bölgenin özellikle yemyeşil ve gölgeli olduğu anlamına geliyor. Aborjin duvar resimlerinin en güzel örneklerini görebileceğiniz Uluru'nun eteklerindeki Mutitjulu Waterhole göleti çevresinde gezinti. Yol boyunca yürürken, güçlü ata varlıklarının varlığıyla çevrili bir manzarada hareket ettiğinizi hissedebilirsiniz. Kuniya yürüyüş yolu, yaşayan bir kültürel manzaradı. Ulu?u'nun en dramatik yaratılış hikâyelerinden biri olan kadın piton "Kuniya" ile zehirli kahverengi yılan adam "Liru" arasındaki ölümcül mücadelenin gerçekleştiği yerdir. Uluru Milli Parkı, uzun otlar ve Avustralya'ya özgü ve çoğunlukla nehir kıyılarında ve taşkın yataklarında yetişen kırmızı sakız ağaçları (Eucalyptus camaldulensis) arasında valabileri görebileceğiniz nadir yerlerden biridir. Ayrıca çalı tipli meyveler de bolca bulunuyor. Güneş batarken Uluru koyu kırmızılardan yumuşak mor tonlarına doğru dönüyor. Akşamüzerine doğru, kızıl kumulların ortasında huzur ve sakinlik içinde yemek yiyeceğiniz, "dünyanın en dingin restoranı"na transfer. "Sounds of Silence" yani sessizlik sesleri yemeği süresince yöresel "didgeridoo" müziği ve lezzetli barbekü eşliğinde, Olgas'ın harika gün batımı manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Yıldızların altında bu büyülü akşam yemeğinden sonra otele dönüş. Geceleme otelde.

25 Şubat 2026 Çarşamba Uluru / Ayers Rock - Sydney (Kahvaltı, Akşam Y.)

Temmuz 1873'te William Gosse adlı bir araştırmacı, bölgeye keşif gezisi sırasında, Güney Avustralya'nın başbakanı Sir Henry Ayers'i onurlandırmak için kayaya Ayers Rock adını verdi. 1993 yılında Avustralya'da yeni bir kural getirildi. Resmi isimlerin hem geleneksel Aborjin ismini hem de İngiliz ismini taşımasına izin verildi. Böylece kayanın adı Ayers Rock / Uluru olarak değiştirildi. Kuzey Bölgesi'nde iki resmi isme sahip ilk yerdi. İsimlerin sıralaması 2002 yılında "Uluru / Ayers Rock" olarak değiştirildi. Sabah erkenden, Uluru'da gün doğumunu izlemek üzere Talinguru Nyakunytjaku'ya doğru hareket. Ayers Rock'ın gün doğarken büründüğü turuncu renk ile ziyaretçilerini büyülediği Uluru'da, çölün üstünden adeta kayıp giderek harika manzaralar oluşturan günün ilk ışıklarının keyfini çıkarma. Gün doğumu seyrinden sonra Aborjinler için kutsal bir kaya olan Ayers Rock ile 36 kubbe şeklinde kaya formasyonundan oluşan Olgas'a ev sahipliği yapan Uluru Milli Parkı'na doğru yola çıkış. Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Uluru Milli Parkı'na varışı takiben, Aborjin dilinde "birçok kafa" anlamına gelen "Kata Tjuta" olarak da anılan Olgas'ın keşfi. Ayers Rock'ın 32 kilometre batısında yer alan Olgas'taki birbirinden değişik şekillerdeki kaya oluşumlarının her biri Aborjin mitolojisinde farklı bir hikayeye sahip. Ayrıca Aborjin Düş Zamanı efsanelerinde de önemli bir yere sahip olan bu kaya formasyonları, Ayers Rock ile birlikte bölgenin aborjinal tarihini yansıtan mihenk taşları olarak bilinmekte. Nadir bitki türleri ve yemyeşil çalılıklarıyla Walpa Boğazı'nın içinde yürüyüş ve değişik şekillerdeki oluşumların keşfinin ardından, öğlene doğru Jetstar Hava Yolları ile Sydney'e uçmak üzere havaalanına transfer. Akşamüstü, Yeni Güney Galler eyaletinin başkenti ve nüfus bakımından ülkenin en büyük şehri Sydney'e varış.
Uzun zaman önce, Aborjinler Sydney bölgesinde yaşamıştır. Bu toprakların geleneksel sahipleri Darug, Dharawal ve Eora gibi klanlarıdır. 1770'de Avustralya'nın doğu kıyılarını keşfeden James Cook Botany Körfezi'ne çıktı. Aborjin halkıyla ilişki kurmaya çalıştı, ancak başarılı olamadı. İngiltere, uzun yıllardır Amerika'daki kolonilerine esir gönderiyordu. 1783'te bu kolonileri kaybettikten sonra, Avustralya'da yeni bir hapishane kolonisi kurmaya karar verdi. Ayrıca burayı yeni bir deniz üssü için iyi bir yer olarak gördüler. Lord Sydney tarafından Birinci Filo'nun komutanı olarak atanan Arthur Phillip, 1788 yılında on bir gemiyle gelerek Avustralya'daki ilk İngiliz yerleşim yerini kurdu. İngiliz İçişleri Bakanı Thomas Townshend, Lord Vizkont Sydney, Arthur Phillip'i vali olarak atadı; Phillip, yerleşime bakanın onuruna Sydney Koyu (Cove) adını verdi. Sydney Koyu'nun tatlı suyu ve güvenli bir limanı vardı. Aborjinler ise bu koya Warrane adını vermişlerdi. Vali Phillip, Kral III. George'dan yerel Aborjin halkıyla dostluk kurma emri almıştı. Eora halkı ilk başta İngilizlerden uzak duruyordu. Bu yüzden Vali Phillip, dillerini ve geleneklerini öğrenmeleri için birkaç Aborjin erkek yakalamaya karar verdi. Eora halkının önemli liderlerinden biri olan Bennelong, İngiliz yerleşimine getirildi. Bennelong, koloniyle iyi ilişkiler sürdürüp İngilizce de öğrendi. 1790'da vali, Phillip'e günümüzde Bennelong Burnu olarak adlandırılan yerde bir kulübe inşa ettirdi. 1789'daki bir çiçek hastalığı salgını, yerli nüfusun yaklaşık yarısını öldürdü. Bennelong, Sydney klanından sağ kurtulan bir grup insanı yerleşime götürdü. Bu sayede Aborjinler Sydney'de kalmaya devam etti. Bennelong'un İngilizlerle kurduğu dostluk, diğer yerli halkların Sydney Koyu'ndaki sömürgecilerle tanışmasına yardımcı oldu. Gruplar arasındaki ilk görüşmelerin bazılarında kilit rol oynadı ve bu, aralarında kısa süreli bir barışın oluşmasına yardımcı oldu. Yeni Güney Galler'e daha fazla özgür İngiliz yerleşimci geldi. Özgür yerleşimciler ve eski mahkumlar nüfusun çoğunluğunu oluşturuyordu. Yeni Güney Galler'e mahkum gönderimi 1840'ta durduruldu. Sydney, 1842'de resmen şehir statüsünü kazandı. Avustralya'da birçok yer Phillip'in adını almıştır. 1794'ten itibaren Dharawal topraklarına doğru genişleyen yerleşimciler ile Aborjin halkı arasında yaşanan çatışmalar sonucunda Vali Macquarie, Nisan 1816'da Dharawal topraklarına asker gönderek çok sayıda Aborjin öldürüldüğü Appin Katliamı'na yol açtı. İki yüz yıl sonra 13 Şubat 2008'de Avustralya başbakanı Kevin Rudd Aborjinlere uyguladıkları acımasız politikalar ve asimilasyondan dolayı özür diledi. Avustralya yüksek mahkemesi 3 Haziran 1992'de mülkiyet hakkının göçmen Avrupalılardan çok daha öncesine dayandığını karara bağladı ve o günden sonra her yıl 3 Haziran'da Uzlaşı Haftası adı altında çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.
Sydney'e varışı takiben karşılama, şehrin hareketli kalbinde yer alan otelimize transfer ve yerleşme. Büyük bir eğlence bölgesinden oluşan popüler Darling Harbour limanındaki Cockle Bay Promenade'deki bir restoran'da akşam yemeği. Ardından, otele dönüş. Geceleme otelde.

26 Şubat 2026 Perşembe Sydney - Blue Mountains - Sydney (Kahvaltı, Öğle Y.)

Sydney metropol bölgesi, doğuda Pasifik Okyanusu ve batıda mavi dağlar anlamına gelen Blue Mountains sıradağları arasında yer almaktadır. Sabah kahvaltısının ardından, Darling Limanı'ndan geçerek Sydney'in batısındaki banliyöler üzerinden, Avustralya'ya özgü en fazla hayvan türünü barındıran parklardan biri olan Featherdale Doğal Yaşam Parkı'nı keşfetmek üzere yola çıkış. Burada koalaları kucaklayarak fotoğraf çektirebilme şansına sahip olabilirsiniz. Ardından, Sydney'in 80 kilometre batısında bulunan, binlerce yıldır Aborjin halkına ev sahipliği yapan Blue Mountains sıradağlarına doğru yola devam. Mavi Dağlar'dan geçen bir yol 1815 yılında tamamlandı. Bu, "büyük ayırıcı sıradağlar"ın batısındaki arazilerin tarıma açılmasını sağladı. Avustralya'ya ilk yerleşenlerin kullandığı yolu takip ederek, Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Blue Mountains Milli Parkı'na varış. Bu bölge, muhteşem yaban hayatına, 1 milyon yıl önce su ve rüzgarın aşındırmasıyla oyulan derin vadilere ve dik uçurumlara ev sahipliği yapıyor. Orada yaşayan Aborjin halkı için zengin bir tarihe sahip bir yer. İçinde bulunan sayısız sakız ağacındaki okaliptüs yağının buharlaşmasıyla bölgeye hakim olan mavimsi sisten adını alan Blue Mountains dağları, Sydneyliler için popüler bir kaçış noktası. Yabani çalılıkları, olağanüstü kaya yapıları ve kendine özgü yaban hayatıyla Blue Mountains Milli Parkı, Avustralya'nın çeşitliğini en iyi yansıtan parklar arasında yer almakta. Blaxland, Springwood, Lawson gibi tarihi şehirler ve Wentworth Şelaleri'nden geçtikten sonra, Blue Mountains Milli Parkı'nın çevresinde yer alan Leura'ya varış. Şirin çay-kahve salonları, hediyelik eşya dükkanları ve butikleriyle son derece sevimli bir şehir olan Leura, Solitary dağının harika manzarasına sahip. Ardından, Cliff Drive yolu üzerinden rüzgar ve yağmurun şekillendirdiği, "Üç Kızkardeş" anlamına gelen dünyaca ünlü "Three Sisters" kaya formasyonlarını seyredebileceğiniz Echo Point'e doğru hareket. Dik kayalıkların kenarında konumlanan Echo Point'te, Blue Mountains ve Avustralya'nın simgelerinden biri haline gelen Three Sisters'ın nefes kesici güzellikteki panoramik manzaralarını seyretmek mümkün. Otele dönmeden önce, 15 Eylül - 1 Ekim 2000 tarihleri arasında gerçekleşen 2000 Yaz Olimpiyatları gibi birçok spor ve kültürel aktiviteye ev sahipliği yapmış olan Sydney Olimpik Parkı'nın dıştan görülmesi. Öğle yemeği gezi sırasında yerel bir restoranda. Akşam yemeği serbest. Geceleme otelde.

27 Şubat 2026 Cuma Sydney (Kahvaltı, Öğle Y., Akşam Y.)

Avustralya'nın en kozmopolit şehri Sydney, Zümrüt Şehir ve Liman Şehri olarak da bilinir. Sydney'de yaşayanlara genellikle "Sydneysiders" denir. Sydney, dünyanın en pahalı şehirlerinden biri olarak biliniyor. Ancak, genellikle en yaşanabilir ilk on şehir arasında yer alıyor. Küreselleşme ve Dünya Şehirleri Araştırma Ağı tarafından "Alfa+ şehir" olarak kabul ediliyor. Bu da, dünya çapında iş ve kültür açısından çok önemli bir şehir olduğu anlamına geliyor. Sydney, ülkenin en yüksek binalarına ev sahipliği yapmaktadır. Muhteşem limanı, alışveriş merkezleri, harika restoranları ve canlı gece kulüpleriyle son derece hareketli bir şehir olan Sydney, aynı zamanda muhteşem plajları ve parklarıyla huzurlu bir atmosfere sahip. Kahvaltının ardından, şehir turu için hareket. İlk olarak Sydney'in ilk yerleşim yeri olmasıyla büyük bir öneme sahip olan tarihi "The Rocks" gezisi. Teraslı evleri, restore edilmiş dokları, bar ve restoranlarıyla sömürge döneminin izlerini taşıyan The Rocks, tarihi bakımdan kendine özgü bir kimliğe sahip. Daha sonra, The Rocks ile Sydney'in kuzeyini birbirine bağlayan, dünyanın en geniş çelik köprüsü olan ünlü Sydney Limanı Köprüsü'nün altından geçerek Sydney Opera Binası'nı dışarıdan izleme. Yay şeklindeki yapısından dolayı "coat hanger" yani "askı" olarak da anılan köprü, Sydney'in mimari açıdan mihenk taşlarından biri. Ardından, Parlamento Binası, Darphane ve kolonyal dönemde mahkumların tutulduğu, Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Hyde Park Barracks gibi Macquarie Sokağı'nın tarihi binalarını geçerek şehrin ticaret bölgesi ile geziye devam. Adını XIX. yüzyılda New South Wales valisinin karısı olan Elizabeth Macquarie'den alan, "Bayan Macquarie'nin koltuğu" anlamına gelen "Mrs. Macquarie's Chair"da şehrin ve limanın nefes kesici manzarasının seyri. Ardından kozmopolit yapısıyla dikkat çeken King Cross'u ve Watsons koyunun burnunda yer alan muhteşem bahçeleriyle ünlü Gap'i ziyaret. Sörfçuleri ile meşhur Bondi Plajı, Viktorya dönemi mimarisiyle dekore edilmiş teraslı evleriyle ünlü Paddington banliyösünden geçerek şehre dönüş. Son olarak, Sydney'in başyapıtlarından biri kabul edilen Sydney Opera Binası'nı ziyaret. Dünya Kültür Mirasları Listesi'nde yer alan Opera Binası, ilginç tasarımıyla XX. yüzyılın en önemli mimari eserleri arasında yer almakta. Danimarkalı mimar Jørn Utzon tarafından tasarlanan ve yapımı 16 yıl süren Opera Binası, aynı zamanda mimarlık alanında en prestijli ödüllerden biri olan Pritzker ödülünün sahibi. 1973'te açıldıktan sonra, önemli bir turistik cazibe merkezi ve şehrin bir simgesi haline geldi. Ziyaret sırasında, birbirinden ihtişamlı tiyatro salonlarını görebilir, Jørn Utzon'un başyapıtının tarihini ve inşa ediliş hikayesini öğrenebilirsiniz. Öğle yemeği geziler sırasında. Serbest zamanın ardından akşamüstü Sydney Limanı'nda gün batımında tekne turu için otelden hareket. Gezi, şehir gündüzden geceye geçerken, güzel bir yemek deneyimi ve Sydney Liman Köprüsü, Opera Binası, The Rock's, Fort Denison, Point Piper, Watson's Koyu'nu bir de denizden göreceğiniz, nefes kesici manzaraların mükemmel bir karışımını sunuyor. Unutulmaz bir yemek deneyimi eşliğinde, teknenin her yerindeki geniş pencerelerinden dünyanın en büyük doğal limanı Sydney Harbour'un renklerini keşfettikten sonra otele dönüş. Geceleme otelde.

28 Şubat 2026 Cumartesi Sydney - Cairns - Kuranda - Cairns (Kahvaltı, Öğle Y.)

Sabah erken, Virigin Australia Hava Yolları ile Tropikal Kuzey Queensland'in yönetim merkezi olan Cairns'e uçmak üzere Sydney havaalanına transfer. Yerli halk olan Gimuy Walubara Yidinji, Cairns'i Gimuy olarak adlandırmaktadır. 1876 yılında kurulan şehir adını Queensland Valisi Sir William Wellington Cairns'den almıştır. II. Dünya Savaşı sırasında Cairns, Müttefik Kuvvetler için önemli bir üs olmuştur. Mercan Denizi Muharebesi gibi savaşlarda burayı kullanmışlardır. 1900'lerin sonlarına doğru Cairns, uluslararası turizm açısından önemli bir merkez haline gelmiş. Cairns'in ekonomisi temel olarak turizm, sağlık ve eğitime dayanmaktadır. Cairns, iki Dünya Mirası Alanı'na yakın olması nedeniyle turistler için gözde bir yerdir. Bunlar, Queensland'in nemli tropiklerinin bir parçası olan Daintree Yağmur Ormanı ve Büyük Set Resifi'dir. Cairns'e varışı takiben karşılama ve ardından Aborjin dilinde "yağmur ormanlarının içindeki köy" anlamına gelen Kuranda'yı keşfetmek üzere otobüsle yola çıkış. Kuranda, Tropikal Kuzey Queensland'ın en büyük ve en sık kurulan sanat ve el sanatları pazarlarına ev sahipliği yapmasıyla ünlüdür. Köye yerli kültürü, efsaneleri ve yaşam tarzı kadim bir hava katıyor. Avustralya Hükümeti, 2012 yılında bölgenin yerli mirasının ulusal öneme sahip olduğunu kabul etti. Queensland'ın nemli tropik bölgelerinde yaşayan Aborjin Yağmur Ormanı Halkı, en az 5000 yıldır yağmur ormanı ortamında kesintisiz olarak yaşamaktadır ve burası, Avustralya'da Aborjin halkının tropikal yağmur ormanı ortamında kalıcı olarak yaşadığı tek yerdir. Kuranda'ya vardığınızda köyün etrafında dolaşabilir, ünlü pazarları ziyaret edebilir ve her köşede muhteşem "sokak sanatının" tadını çıkarabilirsiniz. Yerel bir restoranda öğle yemeğinin ardından, yemyeşil bahçeleri ve yağmur ormanıyla 40 hektarlık geniş bir alana yayılan Yağmur Ormanı Doğal Yaşam Parkı'na (Rainforestation Nature Park) doğru hareket. Avustralya'nın yerli kültürü, dünyada varlığını sürdüren en eski kültürlerden biridir ve Rainforestation Doğa Parkı, bu eşsiz kültürü koruma ve paylaşmanın önemini kabul etmektedir. Yağmur ormanlarının tiyatro duvarı görevi gördüğü doğal amfitiyatroda, aborjinlere özgü bir çalgı olan "didgeridoo" eşliğinde Aborjin yerlilerinin geleneksel "Pamagirri" danslarını, bumerang ve mızrak atışlarını izledikten sonra, Aborjin rehberleri eşliğinde Aborjin kültürünü ve yaşam tarzını daha yakından tanıyacağınız "The Dreamtime Walk" gezisi. Daha sonra, Avustralya'nın simgelerinden olan sevimli koalalara, kangurulara, timsahlara ve valabilere ev sahipliği yapan Koala ve Doğal Yaşam Parkı'nı ziyaret. Kanguruları ve koalaları ellerinizle besleyebileceğiniz, Avustralya'nın en popüler ve simgesel kuşlarından biri olan kükürt tepeli Kakadu, nesli tehlikede olan Cassowary kuşunu kendi doğal yaşam alanında gözlemleyebileceğiniz bu park gezisi, ziyaretçilerine Avustralya'nın bir başka yüzünü tanıma olanağı sunmakta. Son olarak, yol boyunca harika manzaralar görebileceğiniz tahta vagonlu tarihi tren yolculuğuyla cairns'e doğru hareket. Avustralya'da kültürel miras listesindeki 37 kilometre uzunluğundaki Cairns-Kuranda manzaralı demiryolu hattının inşası 1886'da başladı ve 1891'de tamamlandı. Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Barron Gorge Milli Parkı'nın tropikal yağmur ormanlarından (Queensland'ın Islak Tropikleri) geçen bu tren yolculuğu süresince, etkileyici nehir boğazlarının, tüm görkemiyle sarp sıradağların ve olağanüstü güzellikteki şelalelerin oluşturduğu muazzam manzara sizleri büyüleyecek. Bir saat 55 dakika süren bir yolculuğun ardından, palmiyelerle bezeli sahili, hareketli alışveriş merkezleri, plazaları, galerileri ve butikleriyle son derece canlı bir şehir olan Cairns'e varış. Şehir merkezindeki otelimize transfer ve yerleşme. Akşam yemeği serbest. Geceleme otelde.

01 Mart 2026 Pazar Cairns - Büyük Set Resifi/Michaelmas Adası - Cairns (Kahvaltı, Öğle Y.)

Yağmur ormanları ve resifler gibi birçok doğa harikasını çevresinde barındıran Cairns, Kuzey Tropikal bölgesinin doğal güzelliklerine açılan adeta sihirli bir kapı. Sabah kahvaltının ardından, dünyanın en büyük mercan resif sistemi olan nefes kesen güzelliğine sahip Büyük Set Resifi'nin bir parçası olan Michaelmas yassı adasını keşfetmek üzere limana doğru hareket. Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Büyük Set Resifi, 2.900 resifi ve 900 adasıyla 2600 kilometre uzunluğunda geniş bir alana yayılmakta. Mercan polipi olarak bilinen milyarlarca küçük organizmadan meydana gelen resifler, 1.500'den fazla balık, 400 mercan, 4000 yumuşakça ve 240'tan fazla kuş çeşidiyle engin bir biyo-çeşitliliğe sahip. Limandan Ocean Spirit katamaranıyla, 20.000'den fazla göçmen kuşu barındıran Michaelmas'a hareket. Dünya Mirası alanı altında korunan Michaelmas Cay Milli Parkı, Cairns'in 40 kilometre kuzeydoğusunda yer almaktadır. Michaelmas Cay, sualtı akıntılarının resif üzerinde sürekli olarak taşıdığı kırık mercan ve kabukların birikmesiyle oluşmuştur. Zamanla, deniz kuşları tarafından tuza dayanıklı otlar ve sürünen asma tohumları bırakıldı. Ortaya çıkan bitki örtüsü ve kum birikintilerinin sürekli yıkanması, Michaelmas Cay'in kalıcı bir ada (kum adası) olarak stabilize olmasına yardımcı oldu. Michaelmas Cay, Avustralya'nın Büyük Set Resifi'ndeki en önemli yedi deniz kuşu üreme alanından biridir. Michaelmas Cay ayrıca, Büyük Set Resifi'nin Cairns bölümünde ziyaretçilere yüksek tür çeşitliliği ve büyük kuş popülasyonlarına sahip bir deniz kuşu üreme alanını deneyimleme fırsatı sunan tek yerdir. Yeşil deniz kaplumbağalarının da ara sıra Michaelmas Cay'de yuvaladığı kaydedilmiştir. Eşsiz mercanları, dev istiridyeleri, göz alıcı resifleri, 20'ye yakın kuş ve sayısız tropikal balık türleri ile doğaseverler için harika bir destinasyon olan Michaelmas'ı, egzotik marina yaşamını yansıtan "harikalar dünyası" olarak addetmek mümkün. Gezi sırasında, sualtı canlılarıyla göz göze gelinebilecek şnorkel ve yarı denizaltı/ cam tabanlı tekne ile Michaelmas'ın muhteşem mercanlarını ve sualtı dünyasını keşfedebilirsiniz. Ayrıca, Ocean Spirit'in geniş güvertelerinde dinlenebilirsiniz ve plajda kuş yaşamını gözlemleyebilirsiniz. "Buggy shuttle" sizi tekne ile plaj arasında transfer edecektir. Şnorkel ekipmanı, likralı dalış kıyafeti ve can yeleği temin edilecektir. Öğle yemeği gezi sırasında teknede. Akşamüstü Cairns'e dönüş. Akşam yemeği serbest. Geceleme otelde.

02 Mart 2026 Pazartesi Cairns - Queenstown (Yeni Zelanda) (Kahvaltı, Akşam Y.)

Sabah erkenden, havaalanına transfer ve Virigin Australia Hava Yolları ile Brisbane üzerinden Avustralya'nın 1500 kilometre güneydoğusunda, Pasifik Okyanusu'nda yer alan ve Maoriler tarafından "Uzun Beyaz Bulut Ülkesi" anlamına gelen "Aotearoa" olarak adlandırılan Yeni Zelanda'ya uçuş. İki adadan oluşan Yeni Zelanda, Hollandalı haritacılar tarafından "Nova Zeelandia" olarak adlandırılmıştır. Bu, Hollandaca "Nieuw Zeeland" ifadesinin Latince karşılığıdır. Ülkenin adı İngilizlerin bölgeye yaptıkları keşifler sırasında New Zealand (Sea Land), olarak İngilizceleştirildi. Öğleden sonra, Zelanda'nın Güney Adası'nda bulunan hareketli tatil beldesi Queenstown'a varış. Maori tabiri "Kia Ora" ile karşılamayı takiben uzun, ince ve Z şeklindeki Wakatipu Gölü'ne hakim bir yerde yer alan otelimize transfer ve yerleşme. Bu bölgeyi ilk keşfedip Maorilerdi. Maori kelimesi genellikle Maori halkını veya Maori dilini ifade eder. Maori halkı, "Aotearoa"nın (Yeni Zelanda) yerli halkıdır. Ataları cesur Polinezyalı kaşiflerdi. Pasifik Okyanusu'nu waka adı verilen büyük kanolarla geçtiler. Bu yolculuklar, Avrupalıların gelişinden yüzlerce yıl önce gerçekleşti. Yıldızlar ve okyanus akıntıları hakkındaki inanılmaz bilgilerini kullanarak yön buldular. Maoriler bu bölgeye yerleşmeyi tercih etmemiş, bunun yerine yaz aylarında, avlanmak ve yeşil taş bulmak için bu bölgeye gelirlerdi. Queenstown bölgesi o zamanlar Tahuna olarak biliniyordu. Bölgede yiyecek aradıkları, ayrıca gittikleri güzergahlar boyunca lahana ağaçları olarak bilinen Cordyline australis bitkisini diktikleri ve ertesi yaz hasada dönmeyi planladıkları söylenir. Gilbert Rees ve Nicholas von Tunzelmann, buraya yerleşen Maori olmayan ilk kişilerdir. Rees bir çiftlik kurdu ve buraya ilk olarak İstasyon adı verildi. Ancak 1862 yılında Arrow Nehri'nde altın bulununca Rees'in yeri Queen's Arms adlı bir otele dönüştürmesine yol açtı. Queenstown adı, 1863 yılında düzenlenen bir halk toplantısında seçilmiş. Kesin olmamakla birlikte, madencilerin İrlanda kökenli olması nedeniyle bu ismin seçildiği düşünülmektedir; zira Kraliçe Victoria, Cork Kontluğu'nda The Cove adlı küçük bir yerleşim yerine Queenstown adını vermişti. Camp Caddesi gibi Queenstown'daki birçok cadde hâlâ altın madenciliği günlerinden kalma isimler taşıyor. William's Cottage, Ophir Gölü Locası (şimdiki Artbay Galerisi), Queenstown Polis Karakolu ve St. Peter Anglikan Kilisesi gibi binalar hâlâ ayakta. Queenstown çevresinde yollar 1930'larda yapılmaya başlandı. Bu yollar inşa edilmeden önce, Queenstown'dan ana ulaşım yolu nehirlerdi. Yeni Zelanda'nın ilk kayak merkezi (Coronet Peak) 1947'de Queenstown'da inşa edildi. Queenstown ayrıca, 1958'de Kawarau Şelaleleri yakınlarında dünyanın ilk jet motorlu navigasyon teknesini ve Kasım 1988'de Kawarau Köprüsü'nden ticari bir "Bungy" atlayışı hizmeti sunmaya başladı. Bu ekstrem sporlar, bugün Queenstown'ı "Dünyanın Macera Başkenti" olarak bilmesinin yolunu açtı. Wakatipu Gölü'nün kıyısında, denizden 310 metre yükseklikte konumlanan Queenstown, buzullarla çevrili tepeleri, Güney Alp Dağları'nın karlı yüksek zirveleri ile Yeni Zelanda'nın yıl boyunca açık olan ilk kayak merkezidir. Görkemli dağlarının harika panoramik manzarası ile şehri keşfedebilmeniz için serbest zaman. Akşamüzeri, Queenstown'un eşsiz manzarasını bir de tepeden göreceğiniz Bob Zirvesi'ne teleferikle çıkış. Teleferik yolculuğu boyunca, Queenstown'un karlı dağlarının ve masmavi gölününün oluşturduğu olağanüstü güzellikteki görüntü sizi büyüleyecek. Wakatipu Gölü'nün panoramasının ayaklarınızın altına serili olduğu yerel bir restoranda, Yeni Zelanda'nın özel tatlarından oluşan akşam yemeğinin ardından yine teleferikle Queenstown'a dönüş ve otele transfer. Geceleme otelde.

03 Mart 2026 Salı Queenstown - Milford Sound - Queenstown (Kahvaltı, Öğle Y.)

Bu bölgede yeşim taşı olarak da bilinen değerli "pounamu" (nefrit yeşim taşı) bulunmasından dolayı, Maori dilinde "yeşil taş yeri" anlamına gelen Dünya Mirası Te Wahipounamu'nun bir parçası olan, 12.500 km2'lik alanıyla Yeni Zelanda'nın en büyük doğal parklarından olan Fiordland Milli Parkı'na doğru yola çıkış. Heybetli dağları, Buzul Çağı'ndan kalma buzullarla şekillenen derin vadileriyle ziyaretçilerine göz alıcı manzaralar sunan Milli Park aynı zamanda, berrak su kaynakları, gürül gürül akan şelaleri, yemyeşil bitki örtüsüyle tam bir doğa harikası olan bir ormana ev sahipliği yapmakta. Wakatipu Gölü'nün kıyısından ilerleyerek, Fiordland'in giriş kapısı olan Te Anau üzerinden Fiordland Milli Parkı'na varış. Eglinton Vadisi boyunca ilerlerken nefes kesen şelaleri, karlı gür kayın ağaçlarını ve ayna gibi berrak gölleri görebilirsiniz. Ardından Upper Hollyford Vadisi'nden geçip, göz kamaştırıcı Christie Şelalesi'ni ardımızda bırakarak 1.2 kilometre uzunluğundaki Homer Tüneli'ne giriş. Son olarak Cleddau Vadisi üzerinde ilerleyerek Milford Sound Fiyordu'na varış. Dünyanın en güzel fiyortları arasında yer alan, görkemli karlı dağların arasına uzanmış masmavi sularıyla göz kamaştıran Milford Sound'da tekne gezisine çıkış. Milford Sound, buzullarla kesilmiş dağ yamaçlarından dökülen şelaleri, dağların üstüne konmuş bulutlarıyla eşsiz bir fiyort manzarasına sahip. Tekne gezisi sırasında, şekil benzerliğinden dolayı Katolik piskoposlarının kullandığı ayin başlığı olan "mitre"den adını alan, 1200 metre yüksekliğiyle heybetli bir görünüş sergileyen Mitre Zirvesi'ni görmek mümkün. İlk Avrupalı yerleşimciler, Milford Sound'u tekneyle keşfetmediler çünkü dar girişinin ardında keşfedilecek böylesine güzel bir bölge olduğunu fark etmemişlerdi. Aslında, o kadar iyi gizlenmiş ki, ünlü kâşif Kaptan Cook fiyort girişini iki kez ıskalamayı başarmıştı! İlk Avrupalı yerleşimciler buraya Milford Sound adını vermişler, ancak bu yanlıştı. Milford Sound aslında bir fiyorttur, bir boğaz değil. Fiyortlar, bir nehir vadisinin deniz tarafından sular altında kalmasıyla oluşurken, Milford Sound eski buzulların aşınmasıyla oluşmuştur. İngiliz yazar Rudyard Kipling, 1891'de Yeni Zelanda civarında yaptığı seyahatlerde Milford Sound'u "dünyanın sekizinci harikası" olarak nitelendirdi. Yüzlerce yıl önce burayı keşfeden Maori halkı, soyu tükenmiş "piopio" kuşuna ithafen bölgeyi "Piopiotahi" olarak adlandırmış. Halkın efsanelerinde büyük bir kahramanın ölümünden sonra yas tutmak için bölgeye gelen yalnız bir piopio'nun hikayesi anlatılır. Öğle yemeği piknik şeklinde gezi sırasında. Gezinin ardından Queenstown'a geri dönüş. Akşam yemeği serbest. Geceleme otelde.

04 Mart 2026 Çarşamba Queenstown - Auckland - Rotorua (Kahvaltı, Öğle Y., Akşam Y.)

Sabah kahvaltısının ardından, Yeni Zelanda'nın Kuzey Adası'nda bulunan Auckland'a uçmak üzere havaalanına transfer. Air New Zealand Hava Yollarının bir uçuşla öğle saatlerine doğru Auckland'a varış. Karşılamanın ve yerel bir restoranda öğle yemeğinin ardından, otobüsle kuzey adanın orta kesimlerindeki Waikato bölgesine doğru yola çıkış. İlk Maori ve Avrupalı yerleşimleri, doğal kaynaklar açısından zengin bölgelere yakın, nehirlerin kıyılarında kurulmuştur. Günümüzdeki birçok kasaba bu ilk yerleşimlerin etrafında gelişmiş. Avrupalılar gelmeden önce Waikato, Yeni Zelanda'nın en kalabalık bölgelerinden biriydi. Waikato bölgesi, Tainui waka (göç kanosu) ile Yeni Zelanda'ya gelen Polinezya yerleşimcilerinden oluşan Tainui konfederasyonu gibi iwi kabilelerine ev sahipliği yapıyordu. Bunlara Waikato ve Ngati Toa kabileleri de dahildi. Avrupa öncesi yerleşimler ise küçük ve dağınıktı. İlk Avrupalı yerleşimciler tüccarlar ve misyonerlerdi. Maorilerin, sayıları giderek artan yerleşimcilere toprak satışına karşı direnişi, 1860'larda toprak savaşlarına yol açtı. 1863 tarihli Yeni Zelanda Yerleşim Yasası, Majestelerinin otoritesine karşı isyan ettiği söylenen herhangi bir Kuzey Adası kabilesinden tazminatsız olarak toprak müsaderesine izin veriyordu. Tainui'den yaklaşık 500.000 hektarlık arazi (bölgenin beşte biri) müsadere edildi. Kara savaşlarının ardından, Avrupalı yerleşimciler toprakları temizleyip geliştirdiler. 1880'lerden itibaren çiftçilik, Waikato bölgesindeki temel tarımsal faaliyet haline geldi. Süt fabrikalarının yakınında küçük kasabalar kuruldu ve XX. yüzyılın başlarında, dağlık bölgenin büyük bir kısmı tarıma elverişli hale gelmişti. Altın madenlerinin etrafında da yerleşimler gelişti. II. Dünya Savaşı'ndan sonra daha fazla kasaba ve sanayi gelişti ve hidroelektrik baraj inşaatlarının etrafında yerleşimler oluştu.
Maori hükümdarının konumu, ülke genelindeki kabilelerin bir kral atama fikrini tartıştığı 1850'lere kadar uzanıyor. İlk kral Potatau Te Wherowhero, 1858 yılında taç giyerek bir hanedan kurdu. Kingitanga, 1858de tüm kabileleri Pootatau Te Wherowhero'nun liderliği altında birleştirmek için kuruldu. Oğlu Tawhiao 1863-64 Waikato Savaşı sırasında Kingitanga hareketine liderlik etti. İngiliz Kraliyeti'nin otoritesine ve Avrupa yerleşimine doğrudan bir tehdit olarak görüldü. Tawhiao halkını günümüzde Kral Ülkesi olarak bilinen bölgeye sürgüne götürüp Kingitanga'yı bir arada tutmayı başardı. 1894'te oğlu Mahuta'nın hükümdarlığı Kingitanga ile hükümet arasındaki ilişkinin değişmesiyle damgalandı. Mahuta, Yasama Konseyi ve Yürütme Konseyi üyesi olarak Kingitanga'yı ana akım siyasete dahil etmeye çalıştı. 1912'den itibaren Mahuta'nın oğlu Te Rata, Yeni Zelanda hükümeti ve İngiliz Kraliyeti ile müzakerelerde bulunarak ve şikayetlerin giderilmesini sağlayarak babasının çalışmalarını sürdürdü. Oğlu Koroki'ye hükümdarlığı sırasında (1933-66) teyzesi Te Puea Herangi yardım etti. Koroki öldüğünde kızı Te Atairangikaahu, Kingitanga'nın ilk kadın lideri oldu. 2006 yılında onun yerine geçen oğlu Tuheitia 2024'te öldü. T?heitia'nın kızı Nga Wai Hono i te Po, sekizinci Maori hükümdarı oldu.
Öğle yemeğinden sonra, adını aldığı Rotorua Gölü'nün kıyısına kurulmuş olan jeotermal manzaralarıyla ünlü Rotorua şehirine doğru yola çıkış. Yeni Zelanda'nın yaşayan Maori kültür merkezi olan, Whakarewarewa Jeotermal Vadisi'ndeki Te Puia'ya doğru hareket. Yeni Zelanda'nın yerli halkı olan Maoriler, milattan önce Fiji ve Polinezya'dan göç edip buraya yerleşmişler. Maori halkı, savaşçı ve uygar Maoriler olmak üzere ikiye ayrılırlar; fakat sadece savaşçı Maoriler bugünlere gelmeyi başarabilmişlerdir. Savaş ve meydan okuma dansı olarak bilinen Haka dansı ile ünlü Maorilerin kendilerine özgü dilleri olan Maori dili ise, Yeni Zelanda'nın ikinci resmi dilidir. Birçok yabani kuş, bitki, ağaç türü, dünyaca ünlü Pohutu gayzerini ve 500'den fazla jeotermal harikayı içinde barındıran Te Puia, 60 hektarlık geniş bir alana yayılmakta. Maorilerin tarihini yansıtan XIX. yüzyıla dayanan kültür mirasıyla Te Puia, bölgenin tarihini ve Maorileri tanımak açısından ziyaretçileri için eşsiz bir kaynak. Te Puia gezisinin ardından, gölleri ve doğal güzellikleriyle, Yeni Zelanda'nın en güzel turizm yörelerinden biri olan Rotorua'daki otelimize transfer ve yerleşme. Akşamüstü, Maori kültürünü daha derinlemesine tanımak için hareket. Maori geleneklerini yansıtan kabile şarkıları, Haka dansı eşliğinde eski Maori dönemine doğru zamanda yolculuk yapacağınız "Te Pa Tu" köyünü ziyaret. Burada, Maori ay takvimi olan "Maramataka"nın her mevsimiyle değişen deneyimlerin tadını çıkarabilirsiniz. Her mevsime özgü kültürel birikim, ritüeller, şarkılar ve hikayeler aracılığıyla paylaşılacak. Akşam yemeğinin yenileceği yere meşaleli yürüyüş yaptıktan sonra, toprak fırınlarda, sıcak taşlar üzerinde pişirilen, Maori kültürüne özgü "Hangi" yemeği ziyafeti. 3,5 saatlik gösteri, eğlence ve "kai hakari" (ziyafet) sonrasında otele dönüş. Geceleme otelde.

05 Mart 2026 Perşembe Rotorua - Auckland (Kahvaltı, Öğle Y., Akşam Y.)

1860'lı ve 1870'li yıllarda Waikato'daki çiftçilerin çoğu sığır ve koyunun yanı sıra kök ve tahıl ürünleri de yetiştiriyordu. 1880'lerden itibaren çiftçilik, Waipa ve Waikato bölgelerindeki temel tarımsal faaliyet haline geldi. 1882'den itibaren soğutmalı nakliye, tereyağı ve peynir için büyüyen bir pazar olan İngiltere'ye bozulabilir malların gönderilmesine olanak sağladı. Günümüzde Waikato bölgesi, hem yerel hem de ulusal ekonomiyi destekleyen güçlü ve çeşitli bir tarım sektörüne ev sahipliği yapmaktadır. Oldukça verimli ve bereketli topraklarından dolayı Waikato, Yeni Zelanda'nın süt ürünleri üretim merkezidir. Waikato, çeşitli tarımsal alt sektörleri destekleyen ideal iklim koşullarına da sahiptir. Tarımsal faaliyet hayvancılık, bahçecilik, bağcılık, fidanlık, ormancılık, tahıl ve tohumluk yetiştirme ve bu amaçlar için kullanılabilecek arazileri kapsar. Sabah kahvaltısının ardından, otantik bir deneyimi yaşayacağınız dünyaca ünlü Agrodome Çiftliği'ni ziyaret. Agrodome, 1971 yılında dünya şampiyonu koyun kırkıcı Godfrey Bowen ve yerel çiftçi George Harford tarafından kuruldu. Godfrey Bowen, 1970 yılında Japonya'nın Osaka kentinde düzenlenen Dünya Fuarı'nda Yeni Zelanda'yı temsil edecek bir gösteri hazırlaması için davet edildi. Koyun gösterisi o kadar büyük ilgi gördü ki, Yeni Zelanda'nın çiftçilik yaşam tarzlarını sergilendi kalıcı bir yer yaratmaya karar verdi. Agrodome, yıllar içinde büyük bir başarıya ulaşmış, Yeni Zelanda'nın En İyi Ziyaretçi Merkezi dalında birçok kez Yeni Zelanda Turizm Ödülü'nü kazanmış ve Yeni Zelanda turizm sektörüne sağladığı üstün hizmet ve katkılardan dolayı birden fazla kez ödüle layık görülmüştür. Birçok ödülün sahibi koyun ve köpek şovu boyunca, hem eğlenebilir hem de çiftlik hayatına dair pek çok şey öğrenebilirsiniz. Her türlü hava koşuluna uygun konforlu çiftlik araçları 350 dönümlük çiftliğin her yerine keşfetmeye imkanı verecek. Yeni Zelanda'nın kırsal yaşamı hakkında derin bir bakış açısı kazanmanızı sağlayacak olan çiftlik gezisinden ve Agrodome'da büfe şeklinde, barbekülü bir öğle yemeğinden sonra, ünlü Waitomo Mağaraları'nı keşfetmek üzere hareket. Yeni Zelanda'ya özgü "Arachnocampa Luminosa" adlı ateş böceğinden ismini alan, yeraltı dünyasında bu minik yaratıkların kendilerine özgü yaydıkları ışıkları ile ünlü Waitomo Ateşböceği Mağarası'nın keşfi. Yapısında kalker bulunduran göz kamaştırıcı sarkıt ve dikitler ile tarihi binlerce yıl öncesine dayanan sütunların bulunduğu muhteşem mağaranın derinliklerinde, ateşböceklerinin tavanda oluşturduğu pırıltılarla büyüleneceğiniz bot gezisi. Mağara gezisinin ardından, Auckland'a doğru yola devam. Akşamüstü Auckland'e varışı takiben elverişli bir konumda yer alan otelimize yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

06 Mart 2026 Cuma Auckland (Kahvaltı, Öğle Y., Akşam Y.)

Auckland'ın Maori dilindeki adı Tamaki Makaurau'dur ve "birçok kişinin arzuladığı Tamaki" anlamına gelir. Bu isim, bölgenin doğal kaynaklarının ne kadar zengin olduğunu ifade eder. Auckland, ılıman bir iklime sahip, yemyeşil doğası ve üstünde sayısız yelkenlinin salındığı engin denizleriyle ünlü Yeni Zelanda'nın en kalabalık, en hızlı büyüyen şehri olarak bilinmekte. Küçük bir kara parçası üzerinde yer alan ve batıda Tasman Denizi, doğuda Hauraki Körfezi ile çevrili olan Auckland, denize bolca erişim imkanına sahiptir. "Yelkenler Şehri Auckland" lakabının kökeni, ikonik konumundan gelir. Tasman Denizi ve Güney Pasifik Okyanusu arasında, aktif olmasalar da 48 volkan ve çok sayıda pitoresk ada ile çevrili olan şehir aynı zamanda sönmüş kraterlerin oluşturduğu engebeli yüzey şekilleri ve muhteşem iki limanıyla doğal güzellikler açısından Yeni Zelanda'nın baş tacı. Auckland'in kuzeydoğusunda yer alan The North Shore güzel plajlarıyla meşhurken, güneybatısında bulunan Waitakere Tepeleri ise yürüyüş yollarına, şarap mahzenlerine ve sörf plajlarına ev sahipliği yapmakta. Auckland, 1840 yılında Vali William Hobson tarafından sömürge hükümetinin başkenti olarak kurulmuş. Hobson, şehre Auckland İngiliz Amirallik Birinci Lordu Auckland Kontu George Eden'ın anısına Auckland adını verdi. Auckland, 1841'de resmen Yeni Zelanda'nın başkenti oldu. Ancak 1865'te, daha merkezi bir konumda olduğu için Wellington başkent oldu. Yeni Zelanda'nın en geniş kentsel alanı olan Auckland, aynı zamanda ülkenin en yoğun yerli Maori nüfusunu barındırıyor ve Güney Pasifik'teki diğer adalardan gelen çok sayıda Polinezyalı'ya ev sahipliği yapıyor. 1986'da hükümetin Asya'dan daha fazla göçmene izin vermesiyle büyük bir değişim yaşandı. Bu, Auckland'ı gerçek anlamda çok kültürlü bir şehir haline getirdi. 1980'lerde Yeni Zelanda ekonomisi büyük ölçüde değişti. Birçok şirket merkez ofislerini kozmopolit Auckland'a taşıyarak burayı ülkenin ekonomik kalbi haline getirdi.
Sabah kahvaltısının ardından, bir zamanlar "Kraliçe Şehri" olarak anılan Auckland'i keşfetmek üzere hareket. Yeni Zelanda'nın ana giriş kapısı, ticaret ve endüstri merkezi olan Auckland geniş kumsalları, birbirinden güzel Waitemata ve Manukau limanları, eğlence ve alışveriş merkezleriyle Yeni Zelanda'nın en hareketli yerleşim yeridir. "Yelkenler Şehri" olarak da anılan Auckland'in Hauraki Körfezi'nde demirlemiş binlerce tekne görmek mümkün. İlk olarak şehrin en canlı yerleşim yerlerinden biri olan Viaduct Harbour üzerinden ilerleyerek Auckland'in meşhur demir köprüsü Harbour Bridge'ten geçiş. Ayrıca hareketli bir sahil banliyösü olan Mission Bay; şehir Merkezi'nden başlayarak Auckland'ın en güzel plajlarına, koylarına, barlarına ve restoranlarına kadar uzanan Tamaki Drive sahil yolu; şehrin muhteşem manzaralarına sahip, 1935'ten 1940'ta vefat edene kadar Birinci İşçi Partisi Hükümeti'ne liderlik eden Michael Joseph Savage anıtı; ofislerin ve alışveriş bölgelerinin bulunduğu şehir merkezi gibi yerlerin görülmesi… Ardından, sönmüş bir yanardağın konisi etrafında 75 hektarlık bir alan üzerine kurulu, şehrin en eski parkı olarak bilinen Auckland Domain'e doğru uzanıyoruz. Burada bulunan ve Yeni Zelanda'nın tarihi ve kültürel mirasını sergileyen meşhur Auckland Müzesi'ni ziyaret. Şehrin doğal güzelliklerini gördükten sonra, tarihi binalardan dönüştürülmüş butikleri, antika ve el sanatları dükkanları ile şehrin popüler alışveriş merkezlerinden olan Parnell köyü gezisi. Son olarak, Auckland'i 360 derece seyredebileceğiniz 328 metre yükseklikteki Sky Kulesi'ne çıkış. Öğle yemeği gezi sırasında yerel bir restoranda. Akşam yemeği yürüme mesafesindeki meşhur Viaduct Harbour'da yerel bir restoranda. Geceleme otelde.

07 Mart 2026 Cumartesi Auckland - Singapur

Sabah, arzunuza göre keşfe devam edebilmeniz veya son alışverişleri yapabilmeniz için serbest zaman. Öğlene doğru, Singapur'a uçmak üzere havaalanına transfer. Singapur Hava Yolları'nın SQ 286 no.lu uçuşu ile saat 15:15'te hareketle 20:55'te Singapur'a varış.

08 Mart 2026 Pazar Singapur - İstanbul

Singapur Hava Yolları'nın SQ 392 no.lu uçuşu ile saat 01:50'de hareketle 08:25'te İstanbul'a varış.
Melbourne: Rydges Melbourne Hotel 4 *
Tripadvisor'a Git
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Hobart: Vibe Hotel Hobart 4 *
Tripadvisor'a Git
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Ayers Rock: Desert Gardens Hotel 4 *
Tripadvisor'a Git
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Sydney: The Boulevard Hotel 4 *
Tripadvisor'a Git
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Cairns: Pacific Hotel 4 *
Tripadvisor'a Git
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Queenstown: Scenic Suites Queenstown 4 *
Tripadvisor'a Git
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Rotorua: Novotel Rotorua Lakeside 4 *
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Auckland: Hotel Indigo Auckland 4 *
Tripadvisor'a Git
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Rezervasyon Şartları:
Özel ödeme şartları
  • Kayıt anında tur ücretinin %35'i ön ödeme olarak tahsil edilerek, kati tur kaydı gerçekleştirilir.
  • Bakiye, seyahatin başlamasından 60 gün öncesine kadar tamamlanmalıdır.

  • Ödemelerin belirtilen süre içinde yapılmaması durumunda rezervasyon iptal olmuş sayılır ve iptal koşulları uygulanır.

    Özel iptal şartları
  • Tur hareket tarihinden 60 gün öncesi tur bedelinin tamamı ödenmiş olmalıdır. Bu tarihten sonra seyahatin iptali durumunda, maalesef iade yapılamaz ve seyahat sigorta paketi devreye girer. 60 günden önce yapılan iptallerde ise emisyonu yapılmış ucak biletlerinin, havayolu şirketi tarafından uygulanan cezai müeyyideleri aynen alıcıya yansıtılır.
  • Ücrete dahil olan hizmetlerimiz
    • İstanbul/ Melbourne/Hobart/Ayers Rock/Sydney/Cairns/Queenstown/Auckland/İstanbul uçak biletleri (ekonomi sınıfı);
    • Belirtilen otellerde oda+kahvaltı konaklama;
    • 2. günden 17. güne kadar 10 akşam yemeği;
    • 3. günden 17. güne kadar 11 öğle yemeği;
    • Programdaki geziler ve ören yerleri girişleri;
    • Tren ve tekne gezileri;
    • Tüm bahşişler (Tur Lideri Bahşişi hariç*);
    • Rehberlik hizmetleri;
    • İptal ve Sağlık içerikli Seyahat Sigorta Paketi.
    Ücrete dahil olmayan hizmetlerimiz
    • Programda belirtilmeyen geziler;
    • Tur lideri bahşişi* (Sizin takdirinize bağlı olduğunu düşündüğümüzden dolayı ücrete dahil etmediğimiz Tur Lideri bahşişi için bu turda kişi başına/günde 7 $ düşünmek gerekir);
    • Her türlü kişisel harcama.
    • Vize ücretleri.


    * Dünyanın Renkleri Turizm özel seyahat sigorta paketi tüm seyahat ücretlerine dahil olup, ilk ödemeyi yaptığınız anda size verilen poliçe, Dünyanın Renkleri Seyahatleri'ne katılan yolcuların tamamını kapsar. Poliçenin:

  • Mesleki Sorumluk bölümü ödenen ücretin % 100 'ünü
  • Zorunlu Nedenlerle Seyahat İptali bölümü ise ödenen ücretin %90'ını teminat altına alır.
  • 85 yaş ve üstü yolcularda Zorunlu Nedenlerle Seyahat İptali bu kapsamın dışındadır.
  • Seyahat Sağlık bölümü, seyahat esnasında sağlık sorunları veya vefat durumunda, masraflarınızı: Yurt Dışı seyahatlerde 30 000 EURO ya; Yurt İçi seyahatlerde ise 10 000 TL sına kadar karşılamaktadır. Kapsam alanlarının detayını poliçenizde görebilirsiniz.


  • Tavsiye

    Geziye sıcak iklime sahip Avustralya'dan başlayıp buzulların bulunduğu, Tazmanya ve Yeni Zelanda'nın güneyine kadar devam edeceğimiz için değişen iklim koşullarına göre, yanınızda yazlık giysilerin yanı sıra, yağmur ve soğuktan koruyacak daha kalın giysiler bulundurunuz.
    Güneş gözlüğü, güneş kremi, mayo, şapka, bone, eldiven, dayanıklı trekking ayakkabıları.
    Sürekli kullanmanız gereken ilaçların yanı sıra, sinek ilacı.
    Dürbün.

    Vize

  • Avustralya için E-vize işlemi uygulanıyor. Yolcuların konsolosluğa gidip (Ankara yada İstanbul) parmak izi vermeniz gerekmektedir. Vize ücreti 250 USD. Bu vize işlemi uzun sürebilmekte.
  • Yeni Zelanda için E-vize işlemi uygulanıyor. Parmak izi vermeniz gerekmiyor. Vize ücreti 100 USD. Ancak, bu işlemin yapılabilmesi için Avustralya vizesini alınması gerekmektedir.
  • Vize işlemleri için vizecimiz vasıtası ile size yardımcı olacağız.
  • Seyahate katılacak gezginlerin pasaportlarının 8 ay geçerli olması (yeşil pasaportlar dahil) ve gidecekleri her ülke için, en az ve karşılıklı iki boş sayfaları olması gerekmektedir. Bazı ülkelerde karşılıklı iki sayfanın boş olmaması sorun yaratabilmektedir.