Nostaljik Bretonya ve Normandiya
Bu yolculukta,
TURUN ÖZELLİKLERİ
- Empresionist ressamların izinde Vannes, Pont-Aven, Guingamp, Pontrieux, Dinan gibi, Bretonya'nın en güzel balıkçı köylerini gezeceğiniz bir yolculuk;
-
Dünya Mirası Listesi'nde bulunan Chartres Katedrali, Vauban Kulesi, Mont Saint Michel ve Le Havre'ın keşfi; - Normandiya'nın incileri St.Malo ve Honfleur'ü gezme ve tanıma;
- II.Dünya Savaşı'nın kalbinin attığı Normandiya, çıkartma plajları;
- Le Havre şehri ile çok etkileyici bir Modern Müze örneği olan Malraux Müzesi gezileri;
- Giverny'nin, Claude Monet'yi de etkilen olağanüstü güzellikteki bahçeleri;
- Sonbaharda oluşan ışıkların nostaljik ambiasında Brötanya ve Normandiya balıkçı köyleri;
- Konforlu ve merkezi otellerde konaklama;
- Tüm gezilerin dahil olduğu bir Kültür Turu;
14 Eylül 2024 Cumartesi İstanbul - Paris - Chartres - Nantes
15 Eylül 2024 Pazar Vannes - St-goustan (Aurey) - Pont-Aven - Concarneau - Quimper
Sabah otelden, Morbihan Körfezi kıyısında bulunan, eski Bretonya Devletinin başkenti, surlarla çevrili masal şehir Vannes'a gitmek üzere hakeket. Farklı yaşlarda ve boylarda tekneler, kayıklar, kanolarla dolu hareketli Vannes Limanı, denizden içerilere doğru uzanan, nehri andıran bir lagünün çevresinde konumlanmış. Eski şehrin Tudor tarzı evlerle dolu sokakları gezginleri başka bir çağa götürüyor. Şehri gezdikten sonra sebest zaman ve bir nehrin içerlerinde yerleşmiş şirin bir liman olan St-Goustan' (Aurey) a hareket. Şehre girişte, meşhur tereyağlı Breton biskuvitlerini tadabileceğiniz Kerlann Bisküvit fabrikasında kısa bir mola. St-Goustan'ın güzelliği taş sokakları ve köprüleriyle ahşap evlerinden gelmekte. Şehrin sempatik Limanı'nı ve dış görüntüsü gayet basit olmakla birlikte içerisinde tamamı taş ve mermerden yapılmış harika bir 17. Yüzyıl, Lavallois stili Altar barındırmakta olan St-Gildas kilisesi'ni gezdikten sonra Aurey'de mola. Bu serbet zamanda şehrin çok renkli pazarını ve dar sokaklarını gezebilirsiniz. Daha sonra, ressamlar şehri olarakta tanınan Pont-Aven'e hareket. Aralarında meşhur ressam Paul Gaugin'inde olduğu bir çok ressam çalışmaları için bu şehri seçmişlerdi. Şehre girişte 16.yüzyıldan kalma Tremalo Kilisesi gezisi. Dünyada en çok tanınan Bretonya kilisesi olarak anılan bu olağanüstü çekicilikteki taş yapı, ünvanını Paul Gaugin'in meşhur " Sarı İsa" resmi için ilham veren polikrom ahşap İsa heykelinden almakta. Daha sonra, büyüleyici güzellikteki şehrin eski mahallelerinde gezinti. Daha sonra, ister Pont-Aven Ekolü Ressamlar'ın çok zengin bir koleksiyonun barındıran Sanat Müzesi'ni gezmek, ister şehri daha iyi keşfetmek için serbest zaman. Ardından, günün son keşfi için Concarneau'ya hareket. Burada, 350 mt. eninde ve boyunda bir yarım ada üzerinde surlarla çevrili olarak kurulmuş, iki küçük köprüyle girilebilen ve "Kapalı Şehir" olarak adlandırılan kale-şehrin gezisi. 15. ve 16. yüzyıllarda inşa edilen kale-şehrin surlarından, çevresindeki Liman üzerine çok güzel manzaralar görebilirsiniz. Şehrin ana caddesindeki dükkanlar ev kafeler, burada keyifli bir zaman geçirmenizi sağlayacak. Concarneau'da serbest zamanın ardından, etapın son şehri ve Bretonya'nın başkenti olan Quimper'e hareket. Varışta otele yerleşme ve akşam yemeği için şehrin tarihi merkezine hareket. Buradaki 14.ve 15.yüzyıl tipik Breton evlerinin arasında kısa bir gezintinin ardından yerel bir restoranda akşam yemeği ve konaklama için otele dönüş.
16 Eylül 2024 Pazartesi Douarnenez - Locronan - Morgat - Camaret - Brest
Sabah, kahvaltının ardından, Quimper'in tarihi merkezine dönerek, 13.yüzyılda, daha eski bir kilisenin üzerine Gotik tazda inşa edilen Saint-Corentin Katedrali gezisi. Bu Katedralin inşası 6 yüzyıl sürdüğünden inşasında bağzı tarz farklılıkları görmek mümkün. Günümüzde şehrin en önemli tarihi eseri olarak kabul edilir. Daha sonra Douarnenez'e hareket. Bu sevimli balıkçı limanı sardalya balıklarıyla tanınır. Denizin git-gel seviyesi düşükse "Dört limanlı Şehrin" karşısındaki Tristan Adası'na yürünebilir. Burada bir sardalya konserve fabrikasını gezdikten sonra Fransa'nın en güzel köyleri derneği üyesi Lacronan'a doğru yola devam. Bu küçük kasaba barındırdığı Kültürel Miraslar açısından zengindir. Lacronan,granitten yapılmış Rönesan evleri, evlerin çatıları, Saint-Ronan Kilisesi, kaldırım talşlı meydanı ve meşhur işlemeli kuyusuyla çok güzel bir küçük kasabadır. Bu şirin kasabayı keşfettikten sonra Morgat'ya doğru yola devam. Eski bir sardalya limanı olan Morgat, günümüzde Deniz Mağaraları ve Plajlarıyla meşhur bir tatil beldesidir. Plajda yapacağınız bir yürüyüş Atlantik Okyanusu'nu daha yakından hissetmenize imkan sağlayacaktır. Limanda molanın ardından Camaret'ye hareket. Camaret Finistere'in Batı uçunda, Crozon yarımadasında bulunan aktif bir kerevit balıkcılığı limanıdır. Bu pitoresk şehir merkezi ve limanıyla görülmeye değer güzelliktedir. Burada bir gezinin ardından, 17.yüzyılda Vauban tarafından tasarlanan, Fransa sınırlarındaki 12 grup askeri yapıdan biri olan Vauban Kulesi gezisi. Bu yapılar 2008 yılında tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir. Ardından, Notre-Dame de Racamadour Şapeli gezisi. 17.yüzyıldan kalan bu şapelin çan kulesi1694 de bir İngiliz gemisinin attığı top ateşiyle yıkılmış. Şapelin içi ters dönmüş bir gemiye benzer. Daha sonra Pen Hir Burnu'na ilerleyerek, yanyana duran ve kimsenin ne olduğunu hiç bir zaman anlayamadığı 65 menhir taşını görerek, " Ponant Şehri " olarakta tanınan, Avrupa'nın önemli askeri ve ticari limanlarından olan brest'e hareket. Şehirde 20 mt.ye varan gelgitler yaşanmaktadır. Bu yüzden sahil kesimlerinde barikatlar var. Almanlar İkinci Dünya Savaşı'nda, Fransa'yı işgal ettikleri dönemde Brest'in sahil kesimine denizaltı tersaneleri yaptılar. Burada yaptıkları denizaltıları gelgitlerde denize bıraktılar ve ABD'den ikmal yapan Müttefikler'i vurdular. Şehre varışta 16. İle 19.yüzyıllar arasında inşa edilen Brest Kalesi gezisi. Günümüzde çok zengin bir Deniz Müzesi'ni barındıran kaleden şehrin panoramik manzaralarını da görmek mümkün. Buradan hareketle Penfeld Nehrinin karşı tarafındaki, 14.yüzyılda inşa edilen Motte-Tanguy Kulesi'ni dışarıdan görerek, şehrin 2.Dünya Savaşı'ndan kurtulan pitoresk sokağı St.Malo'ya varış. Burada eski şehrin atmosferini hissedebilirsiniz. Sokakta yürüyerek, en ucundaki, eski Deniz Kuvvetleri tamir atölyelerinin bulunduğu, Capucins Atölyeleri'ne varış. Bu atölyeler günümüzde harika bir Kültür ve Sanat merkezine dönüştürülmüş. Bu geziden sonra otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
17 Eylül 2024 Salı Brest - Guingamp - Pontrieux - Paimpol - Moncontour - Dinan - St Malo
Sabah, kahvaltıdan sonra, Finistère'in Kuzeyi'nde bulunan en güzel köy ve kasabaları keşfetmek üzere yola çıkış. 1,5 saatlik bir yolculuktan sonra, ilk olarak Trieux Nehri'nin kıyısına bulunan, tüccar ve zanaatçilerin eski feodal şehri Guingamp'e varış. 14. ve 15.yüzyıllarda zenginleyen bu şehirde gezerken bir Ortaçağ Şatosu'nun kalıntılarını, 4.yüzyıldan kalma Notre-Dame-de-Bon-Secours Bazilikasını, Şehir Meydanı'nda 5 yüzyıllık mimari eserleri, La Plomée Çeşmesi'ni, ahşap cepheli 14. Ve 15. yüzyıl evlerini görebilirsiniz. Şehri gezdikten sonra Pointrieux'ye hareket. Trieux Nehri'nin denize bağlandığı noktada bulunan bu şehir Guingamp'ın limanı olup, Bretonya Venediği diye de anılır. Şehrin olağanüstü güzellikteki pitoresk sokaklarında bir yürüyüş yapıp, bütün Bretonya'da bir tek bu şehirde görebileceğiniz iki üçken meydanı gördükten sonra Paimpol'e doğru yola devam. Görünüşte diğer Breton sahil köylerinden pek farkı olmayan Paimpol, granit evleri, renkli balıkçı tekneleriyle, bölgede gezginleri en çok çeken yerlerin önünde gelmekte. Şehir merkezindeki eski burjuva evlerini gördüğünüzde denizin havasını hissedip, geçmişte dolu ahırları ve denizcilerle dolu meyhaneleri hayal edebilirsiniz. Meşhur Fransız yazar Pierre Loti, İzlanda Balıkçısı romanını burada yazmıştı. Meraklıları için, Martray Meydanı'ndan geçerseniz, şimdi bir kuaför salonu olan Richard Oteli yazarın şehirde kaldığı mekandı. Şehirde bir molanın ardından Beauport Deniz Manastırı gezisi. 17.yüzyılda inşa edilen bu Manastır'ın romatik havası ve deniz kıyısına doğru uzanan bahçeleri gezginleri en çok etkileyen yerlerden biridir. Geziden sonra Moncontour' a doğru yola devam. 2017 senesinde Fransa'nın en güzel dördüncü kasabası seçilen, bir büyük kayalığın üzerinde kurulu Moncontour, 13.yüzyılda surlarla çevrilir ve 15.yüzyılda, Bretonya'nın Fransa'ya bağlanmasından önce, keten kumaş imalatı ve ticareti sayesinde zengin olur. Şehrin güzel sokaklarında gezip Notre-Dame-Saint-Mathurin Kilisesi'nin özellikle 16.yüzyıldan kalma vitraylarını gördükten sonra, her yanından tarih fışkıran sokaklarının ve evlerinin arasında kendinizi bir film setinde hissedebileceğiniz Dinan'a doğru yola devam. Rance Nehri'nin denize bağlandığı noktada bir liman olan Dinan, bir çok mimari şaheseri günümüze taşıyabilmiş. Bunlardan 3 km. Uzunluğundaki Surlar ve 14.yüzyılnan gelen Şato en önemlileri. Şehir turuna Şato ile başlayacağız. Bu ilginç yapıyı gezerken tüm Dinan üzerinde bir panaromayıda görebilirsiniz. Daha sonra, şehrin zengin geçmişine şahitlik eden ahşap kolonlu evlerini, Rönesans Malikhanelerini ve Saint-Sauveur Bazilikasını görerek, yukarı şehri limana bağlayan Jerzual Sokağı'ndan, zanaatkarların dükkanlarının önünden geçerek limana iniş ve serbest zaman. Akşam yemeği ve geceleme Saint-Malo'da.
18 Eylül 2024 Çarşamba Mont St Michel - Pointe du Hoc - Omaha Beach - Caen - Deauville
Sabah, nehrin oluşturduğu haliçin ucundaki, korsanlar şehri Saint-Malo'nun keşfi. Bretonya, Zümrüt Kıyıları'nın mücevheri olarak tanınan ve devlet destekli korsanlar kralı Surcouf gibi Fransa'nın en ünlü korsanlarının yaşadığı, Kanada'yı keşfeden denizci Jacques Cartier'nin doğduğu Saint Malo şehrinin denize hakim, yosun kokan rüzgarların estiği, özel bir atmosfere sahip kayalık bir yarımada üzerindeki tarihsel şehrinde ve onu çevreleyen etkileyici surlarda gezinti. Saint Malo zenginliğini ve ününü bu denizci ve korsanların yanı sıra Fransız edebiyatının ilk romantik yazarlarından olan François-René de Chateaubriand'a borçlu. Ardından, Kuzey Bretonya'nın eşiğinde bulunan ve tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınan Mont Saint Michel'in keşfi için hareket. Körfezin ortasındaki kayalık bir ada üzerinde kurulu ve Orta Çağ'dan beri bir haç yeri olan Mont Saint Michel, bu sığ sahillerde eşine az rastlanır uzunlukta şaşırtıcı med ve cezir olayının en iyi gözlemlenebildiği yörelerden biridir. Kültürel bakımında eşi bulunmayan tarihi adanın eski sokaklarını ve tüm ihtişamıyla göğe yükselen muazzam Gotik Benedikten Manastırı'nı gezdikten sonra, serbest zaman. Öğleden sonra, 1944 yılında Müttefikler tarafından gerçekleştirilen çıkartmanın en önemli alanlarını tanımak üzere Normandiya'ya doğru yola devam. Normandiya çıkartmasında Utah, Omaha, Gold, Juno ve Sword gibi kod adlarıyla anılan plajlar hala bu zorlu çıkartmanın izlerini taşımakta. İngilizler tarafından gizlice yapılan suni çıkartma limanı sayesinde başlatılan ve D-day denilen 6 Haziran 1944 tarihindeki çıkartma savaşın en zor anları oldu. Buradan devam eden Normandiya çıkartması 2. Dünya Savaşı'nın sonunu getiren sürecin ilk adımı olarak tarihe geçti. D-Day sabahı buradaki zor çıkartmayı gerçekleştiren Albay Rudder önderliğindeki 225 komando askeriden sadece 90'ı hayatta kalmayı başarabilmesi savaşın şiddetini anlamaya yetiyor. Savaş izlerinin hala görülebilebildiği Almanların kıyı tahkimatı Atlantik Duvarının, stratejik bir noktası olan Pointe du Hoc'un gezilmesinden sonra, Omaha Beach'e hakim bir konumdaki Saint Laurent Amerikan askeri mezarlığı ziyareti. Ardından Caen'e doğru yola devam. Varışta "Abbayé aux Hommes Manastırı" gezisi: Norman Romanesk sanatının bir şaheseri olan bu Manastır'ın inşası 11.yüzyıla uzanmakta ve Kıral William'ın mezarıda burada bulunmakta. Manastır gezisinden sonra, şehrin ana caddesinde, beton binaların arasına sıkışarak kalmış olan ahşap evleri görerek, şirin Vaugueux mahallesine varış. Ardından, Normandiya'nın incisi Deauville'de mola. 20.yüzyılın başında Coco Chanel'in buraya butik açmasıyla ün kazanıp, Dünya sosyetesinin buluşma yeri haline gelen bu zengin Fransız kasabası ve meşhur kumarhanesi, zamanla önemini kaybetse de güzelliğini ve çekiciliğini korumuş. Özellikle plajı, mavi kabinleri ve ahşap yürüyüş yolları geçmişi gözünüzde canlandırmanıza yardımcı olacak. Deauville'de gezdikten sonra Honfleur'e varış. Akşam yemeği şehirde, geceleme otelde.
19 Eylül 2024 Perşembe Honfleur - Le Havre
Sabah, adını meşhur bir elma alkolüne veren, Aşağı Normandiya'nın önemli bölgesi Calvados'un kalbindeki Honfleur'ün keşfi. İnanılmaz güzel ışığından dolayı bir zamanlar Camille Corot, Eugène Boudin, Claude Monet, Gustave Courbet, Raoul Dufy, Johan-Bartold Jongkind, Paul Signac, Georges Seurat gibi ressamların tercih ettikleri şirin ve küçük bir liman şehri olan Honfleur'ün yürüyerek keşfi. Sanatsal ve tarihsel açıdan önemli bir yer olan Honfleur'ün yelkenli teknelerin demirlediği rıhtımlarında ve dar sokaklarında birbirinden güzel yerleşik eski evleri, "Lieutenance" binasını, gemi marangozları tarafından inşa edilen, XV. yüzyıldan kalma ahşap Sainte Catherine Kilisesi'ni, ayrı inşa edilmiş çan kulesini ve eski tuz ambarını görebilirsiniz. Serbest zamanın ardından, çizdiği menderesleriyle ünlü Seine Nehri'nin Manches Denizi'ne döküldüğü yerde bulunan etkileyici Normandiya Köprüsü'nden geçerek, II.Dünya Savaşı'nda tamamiyle yıkıldıktan sonra yeniden inşa edilen ve "Savaş Sonrası Şehircilik Anlayışı" ve "Beton'un Yaratıcı kullanımı" ndan dolayı Dünya Mirası Listesi'ne giren Le Havre'a varış ve kısa şehir turu: 1951 ve 1959 yılları arasında, mimar Auguste Perret tarafından neo-Gotik bir tarzda çarpıcı bir tasarımla inşa edilip,şehrin her yerinden görünen St.Joseph Kilisesi; 1961 ile 1982 yılları arasında, Brezilyalı mimar Oscar Niemeyer tarafından tasarlanıp inşa edilen Le Volcan Kültür Merkezi; mimar Auguste Perret tarafından inşa edilen Belediye Sarayı'nı dışarıdan gördükten sonra, eski Liman'da gezinti. Otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
20 Eylül 2024 Cuma Le Havre - Rouen
Sabah, kahvaltıdan sonra, dünyanın en büyük empresyonist tablo koleksiyonlarından birine sahip olup adını 1961 yılında Kültür Bakanı olan André Malraux'dan alan, çok etkileyici bir Modern Müze örneği Malraux Müzesi gezisi. Bina, Mimar Lagneau tarafından, ön tarafı komple denize bakan pencerelerle çağdaş bir şekilde tasarlanmıştır. Müze koleksiyonlarında, Monet, Degas, Pisarro, Renoir ve Sisley gibi empresyonist ressamların eserlerini ve Fauvist, Raoul Dufy, Boudin gibi yerli sanatçıların tablolarını görebilirsiniz. Daha sonra, Orta Çağ döneminde Paris'ten sonra Fransa'nın ikinci büyük kenti olan Rouen'a hareket. Varışta Katedral, Ortaçağ Mahalleleri, Antikacılar Sokakları, Saat Kulesi, Seine Nehri Kıyıları, Eski Pazar Meydanı, Fransa'nın Milli Kahramanı Azize Jeanne d'Arc'ın 1341 senesinde yakıldığı yer olmasıyla ve 1345 senesinden kalmasıyla önem kazanan Fransa'nın en eski Han'ı "La Couronne"u içeren şehir turu. İlk olarak ünlü ressam Monet'nin çizdiği 28 adet tablosu sayesinde tüm dünyanın tanıdığı en ünlü Gotik Katedral olan Notre-Dame Katedrali gezisi. İnşaatı 4. yüzyıl bazilikası ve 11. yüzyıldan kalma bir Romanesk bina topluluğu üzerine, 12. yüzyıldan başlayarak, Gotik sanatın evrimini özetliyebilecek şekilde devam eden Katedral'in, 1876 senesinde yapılan ve 151 metreye ulaşan dökme demir kulesi, 1876 ve 1880 seneleri arasında dünyanın en yüksek binasıydı! Avludan, dış cephesinin görüntüsü ve akşamları aydınlatılmış dış görüntüsü muhteşemdir. Binanın içinde 13.yüzyıldan 20.yüzyıla kadar yapılmış çok güzel bir vitray serisi görebilirsiniz. Daha sonra yürüyerek, çeşitli antikacı dükkanlarının, sanat galerilerinin, zanaatkarların ve büyüleyici butiklerin bulunduğu, Fransa'daki birçok koleksiyoncu ve antika severlerin buluşma yeri olan Rue Damiette'den geçerek, 16. Yüzyıldaki kara vebadan kalma eski Ortaçağ toplu mezarlığı olarak yapılıp uzun zamandır bölgesel Güzel Sanatlar okuluna ev sahipliği yapan l'Aître Saint-Maclou'ya; oradan Belediye Binası'na ve Normandiya Gotiği'nin önemli bir örneği olan Saint-Ouen Manastırı'na; günümüzde ağır ceza mahkemesi olan Fransa'nın bu en önemli sivil Gotik binası Normandiya Parlamentosu'na ve Katedral ile Eski Pazar yeri Meydanı arasında kalan, bir çan kulesine bağlı Rönesans tarzı kemerin üzerinde bulunan, şehrin sembolik yapılarından birisi olan, 14. yüzyıldan kalma Gros-Horloge diye adlandırılan astronomik saate; oradan da Eski Pazar yeri Meydanı'na uzanan şehrin keşif gezisi. Place du Vieux-Marché'de, Kapalı Çarşı, birçok restoran, yarı ahşap Ortaçağ evleri, Pierre Corneille'in vaftiz edildiği Saint-Sauveur kilisesinin kalıntıları ve Sainte-Jeanne d'Arc kilisesini gördükten sonra, Seine Nehri'nin kıyılarına doğru yürüyüşe devam. Akşam yemeği, 1345 senesinden kalma, Fransa'nın en eski Han'ı La Couronne restoranda. Geceleme otelde.
21 Eylül 2024 Cumartesi Rouen - Giverny - Paris - İstanbul
Sabah, kahvaltının ardından, Monet'nin resimlerinden tanıdığımız Giverny Kasabası'na hareket. Burada, empresyonist ressam Claude Monet'nin 1883 yılında, ömrünün kalan 43 yılını geçirmek üzere yerleştiği evi ve sanatçıya ilham kaynağı olan, nilüfer çiçekleri ile süslü ünlü bahçesini ziyaret. Güneş ışığının gücüne göre farklı renklere bürünen çiçekleriyle bu bahçeler canlı bir empresyonizm örneği sayılabilir. Ressam'ın evi ve atölyesi ise müzeye dönüştürülmüş. Daha sonra Paris'e hareket. Havalimanı'na transfer saatine kadar Paris'te serbest zaman.
Paris-CDG Havalimanı'ndan, AJet Hava Yolları'nın VF010 no.lu uçuşu ile saat 17:25'te İstanbul'a hareket ve 21:55'te Sabiha Gökçen Havalimanı'na varış.
Nantes: Mercure Nantes Centre Grand Hotel 4 *
Tripadvisor'a Git
Brest: Hotel Oceania Le Conti 4 *
Tripadvisor'a Git
Quimper: Mercure Quimper Centre 4 *
Tripadvisor'a Git
Saint Malo: Hôtel France & Chateaubriand 3 * Superior
Tripadvisor'a Git
Honfleur: Mercure Honfleur 4 *
Tripadvisor'a Git
Le Havre: Mercure Le Havre Centre Bassin 4 *
Tripadvisor'a Git
Rouen: Hôtel Radisson Blu, Rouen Centre 4 * Superior
Tripadvisor'a Git
Rezervasyon Şartları:
Talebiniz üzerine tura kaydınız opsiyonlu olarak tutulacak ve münferit olarak, adınıza alımlarını yapacağımız uçak biletlerinizi tedarik ettiğinizde tur rezervasyonunuz kesinlik kazanacaktır. Tur ücretini,* Turun uçak biletleri, talep ve bilet ödemenizi gerçekleştirdiğiniz gün münferit olarak kesilerek size ulaştıralacaktır. Herhangi bir iptal durumunda, biletinizin iadesini doğrudan havayolu şirketinden, onların belirlediği şartlarda talep edebilirsiniz. Ancak, ilerleyen tarihlerde münferit uçak bilet fiyatları değişiklik gösterebileceği için, bilet taleplerinizi öncelikle yapmanız size avantaj sağlayacaktır.
Ücrete dahil olan hizmetlerimiz
- İstanbul/Paris/İstanbul uçak biletleri (ekonomi sınıfı);
- Yukarıda belirtilen otellerde oda+kahvaltı geceleme;
- 1. Günden 7.güne kadar 7 akşam yemeği;
- Programdaki geziler ve ören yerleri girişleri;
- Konforlu tur otobüsüyle yolculuk;
- Tüm bahşişler ( Tur Lideri Bahşişi hariç* ) ;
- Rehberlik hizmetleri;
- Havaalanı vergileri;
- İptal ve Sağlık içerikli (Covid teminatlı) Seyahat Sigorta Paketi*.
Ücrete dahil olmayan hizmetlerimiz
- Programda belirtilmeyen geziler;
- Öğle yemekleri;
- Her türlü kişisel harcamalar;
- Tur lideri bahşişi* (Sizin takdirinize bağlı olduğunu düşündüğümüzden dolayı ücrete dahil etmediğimiz Tur Lideri bahşişi için bu turda kişi başına 40 $ düşünmek gerekir);
- Vize ücretleri;
* Dünyanın Renkleri Turizm özel seyahat sigorta paketi tüm seyahat ücretlerine dahil olup, ilk ödemeyi yaptığınız anda size verilen poliçe, Dünyanın Renkleri Seyahatleri'ne katılan yolcuların tamamını kapsar. Poliçenin: