Basında Dünyanın Renkleri

Namibya

Teoman CİMİT / Ocak 2010 / Rehber Dünyası

Namibya neresi diye sorsak rastgele yoldan geçenlere, kaçı doğru verir acaba? Son yıllarda, Türkiyemizde pek az bilinen bu Güney Afrika Ülkesine düzenlenen turistik gezilerde gözle görünür bir artış yaşanmakta. Bu ülkeye giden turistlerin bir bildiği olmalı değil mi? yakın deseniz değil, ucuz deseniz hiç değil... O zaman neden gidiyor bunca insan Namibya'ya? Gelin Koptur (www.dunyaninrenkleri.com) ile gittiğim turun ardından size bu sorunun yanıtını vermeye çalışayım:

Namibya ve çevresi ilk insanın yaşadığı ve önce Afrikaya ve sonrasında dünyaya dağıldığı topraklar. Namibya'daki Namib Çölü, 55 Milyon yıllık olşumu ile Şili'deki Atakama Çölünden sonra dünyanın en eski ikinci çölü. İlk insanların torunlarının torunları bushmenler hala ülkenin güneyindeki Kalahari Çölünde yaşıyorlar.


Himba denilen yerli kabileler yüzyıllardır değişmeden, en eski gelenekleriyle Etosha Milli Parkının kuzey batısındaki köylerinde hayvancılık ile geçiniyorlar. Nüfusun 2 Milyon civarında olduğu bu ülkede kilometre kareye sadece 2 kişi düşüyor. Bu Moğolistan'dan sonra dünyadaki en düşük oran. Peki, yüzölçümü Türkiye'den daha geniş olan bu ülkede (825.000 km) neden bu kadar az insan var derseniz, yanıtı kısaca zor yaşam şartları. Ülke topraklarıın ancak yüzde biri tarıma elverişli. Yağış Namib Çölünün de olduğu kıyı ve güney bölgelerinde çok az. Kuzeye çıkınca Ekim ve Mart ayları arasında yağış biraz artıyorsa da, ülke genelinde su kıtlığı var. işte bu zor yaşam şartları ve kıyısında, Walvis Bay haricinde, elverişli liman olmaması Avrupalıları buradan uzun süre uzak tutmuş.

Namibya'nın ilk insanları Khoi Khoi'lardan sonra ülkeye Botswana'dan gelen San insanları (MÖ 500 - MS 500) demir ve madenciliği getirmişler. 16. YY gelen Hererolar özellikle hayvancılıkta üstünler. Daha güneyden, Cape bölgesinde Nmalar ve melez ırk gelmiş ve Namibya'nın nüfudu artınca da savaşlar eksik olmamış. Bu savaşlardan en çok yerel halk etkilenmiş değal olarak. 15. yy'da Avrupadan ilk gelenler Namibya kıyılarına sadece bir haç dikerek yollarına devam etmişler (Cabo ve Diaz gibi Portekizliler..). Namibyalılar ancak 19. yy'ın ikinci yarısında ülke Almaya'nın bir sömürgesi olduktan sonra (Südwest Afrika) Avrupalılarla gerçek anlamda tanışmışlar. Gerçi koloni olmadan hemen önce İngilizler Walvis Bay Körfezi Limanını Cape Kolonisine dahil etmiş ve köşeyi kapmış. 20. yy başında Alman askerlerinin, ülkedeki toprak reformuna karşı çıkan 80,000 civarında Herero ve Namayı öldürdüğü tahmin ediliyor. I. Dünya savaşı ve sonrasında Güney Afrika devletinin hükümetlerince yönetilien ülkede halk, özellikle toprak reformları aracılığıyla beyazlara toprak dağıtılmasından ve ırkçı baskılardan çok çekmiş. Direnmek için kurdukları Swapo isimli örgüt ilk önce barışçıl denemelerde bulunduysa da daha sonra silahlı çatışmalar girmiş ve çatışma kuzeydeki ülke Angolaya da şıçramış. Küba'lı askerlerin de geldikleri Angola'da ve Kuzey Namibya'da savaş uzadıkça uzamış. En sonunda 1990 yılında, Sovyetler Birliği'nin dağılması ile aynı zamana denk gelen ve Güney Afrika'da ırkçı hükümetin de yerel seçimlere siyahların katılmasına izin vermesiyle sonuçlanan demokrasi ve özgürlük sürecinde Namibya da bağımsızlığınnı kazanmış. Bu karışıklık yıllarında beyaz, melez ve siyah Namibyalılar ülkenin bağımsızlığı için beraber hareket ettikleri için, bağımsızlık sonrası ırklar arasında bir sorun yaşanmamış. Gerçi ülkede gelir dağılımı adaletsizliği çok üst seviyelerde ve beyazlar çok daha yüksek yaşam standartlarında yaşıyorlar. Genelde fabrika, atölye, otel, restoran, acente gibi şirketler hep beyazların elinde. Tarım ve hayvancılıkta ise yerli halk etkin.

Namibya, yeraltı madenleri açısından da dünyanın sayılı ülkelerinden biri. Uranyum üretiminde beşinci sırada. Hala hatırı sayılır miktarda elmas ve altın çıkartlıyor. Dünyanın büyük maden şirketleri Namibya Hükümeti ile beraber işletiyorlar madenleri. Tarım sadece toprakların %1'inde yapılabiliyor. Tarım gelirleri GSMH'nın %10'unu sağlarken nüfusun %70'i tarımdan geçimini elde ediyor. Hayvancılık yoğun ama otlatmak için çok geniş alanlara ihtiyaç duyuluyor. Kuraklığa göre sayısı değişen yaklaşık 2 milyon büyükbaş hayvanın bulunan Namibya, bu hayvanları kesim için Güney Afrika'ya gönderiyor.

Ülkenin resmi dili ingilizce ama halkın Afrikaans denen Güney Afrika dilini kullanıyor. Afrikaans, GüneyAfrika'ya gelen çiftçilerin zamanla geliştirdikleri karma dil. Flamancaya, Almancaya ve İngilizceye bensiyor. Almanca hala Alman kökenli insanlar tarafından konuşuluyor. İngilizce de genç nesil tarfından öğreniliyor. Ülkede zorunlu eğitim 10 yıl. Okula başlama yaşı 6, ilköğretim 7 yıl, lise öğrenimi 3 yıl sürüyor.

Genelde hristiyanlar ama Afrika dinleri insanları hayatın birçok alanında insanları etkiliyor. Hristiyanlik ile Afrika dinleri arasında bir nevi füzyondan bahsedebiliriz.

Para birimi Namibya Doları ama Güney Afrika parası rand da geçiyor, nerede ise her yerde. Kredi kartınızın her yerde geçerli olmasını beklemeyin. Havalimanında seyahatinize yetecek kadar parayı bozdurmanızı tavsiye ederim.

Genel olarak eğer yağmur döneminde gitmediyseniz, sıtma ve bazı bulaşıcı hastalıklardan etkilenmemeniz beklenir. Zaten turlar ülkeyi ziyaret etmenin en uygun olduğu aylarda düzenlendiği için (Temmuz, Ağustos ve Eylül) bu sorun olmuyor. Ama yine de gideceğiniz zaman, durumu acentenizden öğrenmenizi tavsiye ederim. Türkiye'de yaz ayları orada kış ayları olduğu için çöl gibi yerleri ziyaret ederken özellikler sizi sıcak tutacak giysiler almanızı öneririm. Cep telefonları, 3G dahil, çalışmakta. Sadece yollarda çekmeyebiliyor.. Namibya'da suya ve yiyecek içeceklere özen göstermenizde yarar var. Örneğin, hep kapalı şişe suyu içerseniz hoş olmayan sürprizlerle karşılaşma riskine girmezsiniz.

Namibya'da Ziyaret Etmenizi Önereceğim Yerler

1. Etosha Milli Parkı
Bu park 1907'de Almanlar tarafından kurulduğunda 100,000 kilometrekare ile dünyanın en büyük doğa parkı idi. Zaman içinde büyüklüğü dörtte bire düştü isede hala hayvanları görebileceğiniz en önemli milli parklardan biri. Ortasındaki çok büyük basık alan her yıl yağmurlarla bir göle dönüşmekte. Kuraklık aylarında ise tuzlu tozlu bir alan. Bu tuzlu alan çevredeki yaşamı da etkilemekte. Kurak hayvanlar park içinde bulundukları doğal su kaynaklarına gidip su içmekte ve bu onları görme şansımızı artırmakta. Doğa ve hayvan severlerin Etosha Milli Parkını görmeleri şart.

2. Opuwo ve Himba Köyleri
Opuwo'da ve çevre köylerde 16yy'dan beri buralarda yaşayan yerel halk Himbaları ve onların kültürünü görebilirsiniz.

3. Twyfelfontein
Twyfelfontein'de Namibya'daki ilk insanların kayalara yaptıkları resimlerde o dönemde nasıl avlandıklarını, doğada hangi hayvanların yaşadığını görebilirsiniz. Akşam yapacağınız jeep safarisinde doğal ortamda Afrika Fillerini izleyabilirsiniz.

4. Swakopmund
Bir Alman kasabası olarak Atlas Okyanusu yanında bir küçük liman olarak kurulmuş Swakopmund'da Alman Mimarisinde evleri görecek, Atlas Okyanusu karşısında istiridye yiyebileceksiniz.

5. WalWis Bay
Ülkenin en önemli limanı buradan jeeplerle gidebileceğiniz doğal gölde kuşları görebileceğiniz en güzel yerlerden biri. Gene tekne ile yapabileceğiniz körfez gezisi sırasında yunus balıklarından pelikanlara, fok balıklarından martılara kadar bir çok canlıyı çok yakından izleyebileceksiniz.

6. Namib Naukluft
Namib Naukluft bölgesinde Ay Vadisini ve Namibya'nın ve dünyanın en ilginç bitkilerinden biri olan Welwitschia Mirabilis'i göreceksiniz. Bu bitki çok az su ve havadaki nem ile bin yıldan daha uzun süre yaşayabiliyor!

7. Solitaire Sossusvlei
Namib Çölü dünyanın en eski çölü. Jeeplerle gidebileceğiniz bölgede jeeplerden inip kızıl kumlar üzerinde "Dune" denen tepeye çıkarken göreceğiniz manzara muhteşem.

8. Sesriem Kanyonu
Kanyon içinde yürürken jeolojik yapısını da öğreneceksiniz.

9. Windhoek
Namibya'nın başkentinde şehir turu yapacağız. Başkent olması nedeniyle parlamentosunu, kilisesini, kalesi ve içindeki müzeyi görebilirsiniz. Namibya'ya özgü hediyelik eşyaların en kalitelisini ülkenize dönmeden önce Windhoek'den alabilirsiniz.

Namibya beni çok etkiledi. Sizin de Namibya'yı gördükten sonra beklentilerinizin üstünde bir ülke gezmiş olmanın verdiği mutluluk ile Türkiye'ye döneceğinizi düşünüyorum.