
Türk Hava Yolları ile saat 10:35'te hareket ederek 12:25'ta Ligurya ile bitişik olan Toskana bölgesinin kuzeybatısında bulunan Pisa'ya varış. Bilim adamı Galileo Galilei'nin doğum yeri olan İtalya'nın en gizemli şehirlerinden Pisa'yı keşfetmek üzere otobüsle hareket. On kilometre ötedeki Ligurya Denizi'ne dökülen Arno Nehrin'nin alüvyon ovasında bulunan Pisa, XV. yüzyıla kadar deniz kıyısında bulunmaktaydı.
Dünya Mirası Listesi'ne alınan ve Piazza dei Miracoli yani "mucizeler alanı" olarak nitelendirilen Piazza del Duomo meydanı şehrin görülecek başlıca tarihi zenginliklerini barındırmakta: Roman stilindeki Duomo Katedrali; Katedralin çan kulesi olarak tasarlanan, temeli 1173 yılında alüvyon üzerine atılan ve bu yüzden eğilmeye başlayan Eğik Kule ve vaftizhane olan Baptisterio … Manzaranın tadını çıkararak ve yapının eğilimini hissederek tepeye çıkabilmeniz için serbest zaman. Gezinin ardından Torre del Lago Puccini gezmek üzere, Viareggio'dan Livorno'ya kadar uzanıp geniş bir alan kaplayan San Rossore Ulusal Parkı'nın bir bölümünden geçerek Toskana'nın kuzeyinde bulunan Riviera della Versilia bölgesine doğru hareket. Massaciuccoli Gölü ile deniz arasında küçük bir şehir olan Torre del Lago, gölün kenarındaki açık hava tiyatrosunda gerçekleştirilen Puccini yaz festivali ile tanınır. Opera bestecisi Giacomo Puccini burayı "cennet" olarak nitelendirirdi. Puccini, gölün eski gözetleme kulesini bir villaya çevirmişti. Puccini ismi ünlü bestecinin anısına, yakın zamanlarda Torre del Lago şehrine eklenmiş. Puccini'nin Manon Lescaut, La Bohème, Tosca ve Madama Butterfly gibi şaheserlerini bestelediği müze evi ziyaret. Puccini evinin içindeki şapelde defnedilmiş. Akşam Lucca şehrine varışı takiben tarihi merkezde yer alan otelimize yerleşme. Akşam yemeği Giglio restoranda. Geceleme otelde.

Kahvaltının ardından, oldukça iyi korunmuş surların içinde gizli kalmış bir mücevher olan, opera bestecisi Giacomo Puccini'nin doğduğu Lucca kasabasının keşfi. Tarihi merkezi çok sayıda kilise ve farklı dönemlerden kalma yapıları barındırmakta. Puccini'nin gençliğinde koroda söylediği ve org çaldığı San Martino Katedrali, sıradışı dış cephesiyle San Michele kilisesi, tepesinde ağaçların bulunduğu 44 metre yüksekliğindeki Ortaçağ'dan kalma Torre Guinigi, diğer adı Piazza Anfiteatro olan Piazza del Mercato meydanı görülecek yerler arasında. Gezi ve serbest zamanın ardından, Toscana'nın batısında bulunan San Gimignano'ya hareket ederek, üzüm bağları ve servi ağaçlarıyla bezeli sihirli manzaralar eşliğinde, İtalya'nın en eski kültürünü oluşturan Etrüskler'in parlak bir uygarlık kurdukları topraklarda yolculuk.
tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınan ve XIII. yüzyılda zengin aileler tarafından inşa ettirilen uzun kuleleri ile çok değişik bir yapıya sahip olan San Gimignano, Toscana'nın en pitoresk kasabalarından biridir. Adını güzel kulelerinden alan "San Gimignano delle Belle Torri" de, bazıları 50 metreyi bulan 72 kuleden günümüze sadece 14 tanesini korunabilmiş. Kasabanın kalbi ve en yüksek noktası olan Piazza della Cisterna'da, Toskana manzaralarını seyrederek, öğle yemeği. Akabinde, taşlı dar sokakları, yüksek surları ve etkileyici mimarisiyle San Gimignano'nun keşfi. Gezinin ardından, yakın bir mesafede bulunan Siena'ya hareket. Varışı takiben otelimize yerleşme. Gün bitiminde, eski Siena'nın sokaklarındaki Compagnia dei Vinattieri restoranın son derece hoş atmosferinde bölge şarapları eşliğinde lezzetli bir yemek.

Kahvaltının ardından, Toskana bölgesinin başkenti olan ve Arno Nehri'nin ikiye böldüğü Floransa ya da İtalyanca adıyla Firenze'ye doğru hareket. M.Ö. I. yüzyılda Romalılar tarafından kurulan Floransa asıl XV. yüzyıl başlarından itibaren üç yüzyıl boyunca Medici ailesi hakimiyeti döneminde altın çağını yaşamış. Floransa'ya varışta, Medici ailesinin teşvik ettiği Hümanizmin ve İtalyanların Quattrocento diye adlandırdıkları Rönesans'ın beşiği olan,
tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınan Floransa'nın ve önemli tarihi eserlerinin yürüyerek keşfi: Duomo Meydanı; Duomo Santa Maria del Fiore Katedrali ve Battistero di San Giovanni (vaftizhane); Belediye Binası'na dönüştürülen Medici Ailesi'nin eski sarayı Palazzio Vecchio'nun ve önemli heykellerinin yanısıra Michelangelo'nun Davud heykelinin kopyasının da bulunduğu, şehrin kültürel merkezi kabul edilen Piazza della Signoria Meydanı; Arno Nehri üzerinde kurulu şehrin sembolü Ponte Vecchio Köprüsü (eski köprü); Michelangelo, Rossini, Machiavelli, Galileo Galilei mezarlarının yanı sıra İtalyan edebiyatının babası Dante'nin ve Risorgimento hareketi döneminin yazarı Giovanni Battista Niccolini'nin anıtlarının bulunduğu ve İtalya'nın Şöhretleri Tapınağı olarak adlandırılan Santa Croce Bazilikası.... Gezinin ardından, İtalyan mutfağının ve şaraplarının güzel örneklerini tadacağınız Osteria del Caffè Italiano'da öğle yemeği. Öğleden sonra, sanat şehri Floransa'nın âdeta bir açık hava müzesi olan tarihi merkezinde istediğiniz gibi dolaşabilmeniz ve alış veriş yapabilmeniz için serbest zaman. Akşamüstü, Siena'daki otelimize dönüş. Akşam yemeği otelimizin Siena Manzaralı restoranında. Geceleme otelde.

Sabah, Siena'nın güneyinde bulunan bölgeleri keşfetmek üzere yola çıkış. İlk etap gizli saklı köşeleriyle Montepulciano kasabası olacak. Yüksek bir tepe üzerinde kurulmuş olan ve Rönesans tarzı binalarla süslü Montepulciano, en çok "asil şarap" anlamına gelen Vino Nobile ile tanınmakta. Ana meydana giden "Corso" sokağı boyunca gezinti. Bakir doğası ve yüksek tepeleri ile eşsiz bir manzaraya sahip olan,
tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınan Val d'Orcia (Orcia Vadisi) dan geçerek, Brunello şarapları ile bölgenin en meşhur kasabası olan Montalcino'ya doğru hareket. Montalcino'nun yakınlarında bulunan Toscana'nın en eski şarap üreticilerinden biri olan dünyaca ünlü Frescobaldi'nin tarihî mahzenlerini gezdikten sonra, özel bir salonda malikânenin şarapları eşliğinde bölgenin spesyalitelerinden oluşan öğle yemeği. Öğleden sonra Toskana bölgesinin kalbinde üç tepe üzerine kurulu Siena'ya dönüş ve Orta Çağ'da Floransa'dan önce altın çağını yaşamış olan ve
tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınan Siena'nın tarihi merkezinin keşfi. Gezilecek en meşhur yerler arasında, XVI. yüzyıldan beri "Palio" at yarışlarına ev sahipliği yapan ve bir deniz kabuğu biçimindeki Piazza del Campo Meydanı'nın güzel binaları ile taş ve renkli mermerden yapılmış olan, görkemli zemin mozaikleriyle bezenmiş İtalya'nın en ünlü Romanesk ve Gotik katedrallerinden biri olan muazzam Duomo di Santa Maria Assunta'yı sayabiliriz. Gezinin ardından otele dönüş. Akşam, Toscana'nın en lezzetli restoranlarından biri olarak kabul edilen, Castellina in Chianti'deki 1 Michelin yıldızlı Albergaccio di Castellina restoranına otobüsle hareket. Chianti şarapları eşliğinde keyifli bir akşam yemeği. Geceleme otelde.

abah, Siena ile Floransa arasında yer alan, en eski geleneğe sahip, "Chianti" ve "Chianti Classisco" şaraplarının doğduğu bölge Chianti'ye gitmek üzere yola çıkış. Yol boyunca yeşil dağ ve vadilerden oluşan Chianti bölgesinin neredeyse her tepesindeki şatoların ve eteklerindeki bağların büyüleyici manzarasını seyrederek, Radda in Chianti gibi küçük Orta Çağ kasabalarından geçerek zamanın durduğu Greve in Chianti kasabasına varış. Greve in Chianti'deki yan yana dükkânlarla donatılmış üçgen Piazza Matteotti meydanını gördükten sonra, Greve in Chianti'nin yakınlarında bölgeye hâkim bir konumda bulunan Castello di Verrazzano Şatosu'nun tarihi şarap mahzenlerinde bölge şarapları degüstasyonu. Ardından malikâne'nin kendi ürettiği DOCG apelasyonlu şaraplar eşliğinde öğle yemeği. Castello di Verrazzano, 1524'te New York Körfezi ve Amerika'nın doğu kıyılarının bir kısmını keşfeden Giovanni da Verrazzano'nun 1485 senesinde doğduğu şatodur. Öğleden sonra Chianti bölgesini terk ederek, Bologna havalimanına transfer. Türk Hava Yolları ile saat 19:00'da hareketle saat 22:30'da İstanbul'a varış.