Saat 06.30 da Kadıköy Evlendirme dairesi önünden ve saat 07.00 de Taksim, Dünyanın Renkleri bürosunun önünden, Gelibolu'ya doğru hareket. Yol üzerinde çeşitli molalar vererek yaklaşık 5,5 saatlik bir yolculuktan sonra Gelibolu'ya varış, otele yerleşme ve öğle yemeği için serbest zaman. Ardından, 1973 yılında Milli Park ilan edilen Gelibolu Savaş Alanları ve Şehitlikleri gezisi: 8,5 ay süren bu savaşta ölen ve şehit olan 500 binden fazla askerin anısına yapılan 56 yerli anıt ve şehitlikle, 35 yabancı mezar ve anıtın bulunduğu Milli Park gezisi esnasında, Çanakkale Şehitleri Abidesi'nden, 57. Alay Şehitliği'ne kadar uzanan bölgeyi, 1915 Çanakkale Savaşı Kahramanlık Destanı'nın yaşandığı alanda, tarihçi, araştırmacı ve yazar Bülent Demirdurak'tan, büyük ihtimalle şimdiye kadar duymadığınız bir çok detayı keşfederek, size özel dinleme sistemi sayesinde kolayca dinleyebileceksiniz. Daha sonra, Gelibolu'ya geri dönüş ve dinlenme. Akşam yemeği, otelinize yürüyüş mesafesinde bulunan İlhan Restoran'da yerel müzik eşliğinde meze ve balık menüsü. Geceleme Oya Otelde.

Sabah, kahvaltıdan sonra, otelden Truva istikametinde hareket. Feribot ile boğazı geçerek kısa bir yolculuktan sonra varışta ilk olarak, meşhur Truva Şavaşı Efsanesi'nin geçtiği ovaya hakim bir konumda bulunan, arkeolojik kazılar sonucunda 9 yerleşim katmanına ulaşılan Truva Antik Şehri'nin ve ardından, kısa bir süre önce açılan harika Truva Müzesi'nin keşfi: Tarihte, herhalde bir kadın kaçırma olayı nedeniyle çıkan en büyük kavga olan Truva Savaşları'nı, ozan Homeros'un İlyada ve Odysseia adlı epik şiirlerinden öğrendik. Bu anlatıya gore savaş, Truva'lı Paris'in Sparta Kralı Menelaus'un karısı Helen'i kaçırmasından çıkmış ve 10 yıl sürmüş. Truva kentine saldıran Akalar, tam savaşı kaybedecekken, meşhur Truva Atı hilesiyle şehri ele geçirirler. Efsane bir yana, MÖ.1250 civarına tarihlenen bu savaş, tahminen o kadar şiddetliydi ki, sonunda büyük göçler oldu ve Ege dünyası, 400 yıl süren bir karanlık çağa gömüldü. Çağımızda, Truva'yı şöhrete kavuşturan ise Alman tüccar, maceracı ve hırsız Heinrich Schliemann oldu. 1871 yılında Osmanlı Devleti'nden izin alarak Hisarlık Tepe'deki höyükte kazı yaparken bulduğu hazineyi Yunanistan'a kaçırdı. Uzun bir yolculuktan sonra, hazinenin önemli bir bölümü bugün Moskova, Puşkin Müzesi'nde sergilenmekte. İşte, tarihin bu olağanüstü dönemini, bir tarihçi görüşüyle Bülent Demirdurak'tan dinledikten sonra Çanakkale'ye geri dönüş. ve Dardanos Tabyası gezilerinden sonra öğle yemeği için serbest zaman ve feribotla Çanakkale Boğazı'nı geçerek İstanbul'a doğru hareket. İstanbul' a varmadan önceki son durak Tekirdağ Bağları. Barbare Bağları'nda alınacak akşam yemeği ve şarap tadımı sonrasında 23.00 civarı İstanbul' a varış Taksim ve Kadıköy'de yolculuğun sonu.