23 Mayıs 2026 Cumartesi İstanbul - Konya (Hızlı Tren İle) (Öğle Yemeği, Akşam Yemeği)
Sabah, saat 06:35'de Söğütlüçeşme Hızlı Tren Garı'ndan hareket ve saat 11:21'de Konya'ya varış. Karşılama ve öğle yemeği. Daha sonra
Konya gezisi: İlk olarak, 13.yüzyılda, Sultan II. İzzeddin Keykavus devrinde inşa edilen
Karatay Medresesi 'nin keşfi. En güzel Selçuklu dönemi eserlerinden olan medresede, günümüzde Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait çini ve seramik tabaklar kandiller ve alçı buluntuları sergilenmekte. Ardından
İnce Minareli Medrese gezisi: Binanın taçkapısı, Selçuklu Devri taş işçiliğinin en güzel örnekleri arasındadır. Cumhuriyet döneminde restore edilen Medrese, 1956 yılında Taş ve Ahşap Eserler Müzesi olarak hizmete açılmış. Selçuklular'ın sembolü olan çift başlı kartal ve kanatlı melek figürlerinin en güzel örnekleri bu müzede sergilenmektedir. 1901 yılında yıldırım düşmesiyle birinci şerefeden itibaren yıkılan minaresinden dolayı, medrese
"İnce Minareli" olarak anılmaktadır. Ardından, Alaeddin tepesinde kısa bir yürüyüş: 1.Alaeddin Keykubad'ın bir höyük üzerine inşa ettirilen
Alaeddin Camii Türk sanatının en değerli eserlerinden biri olup, 2.Kılıçarslan, 1.Alaeddin Keykubat gibi önemli Selçuklu hükümdarlarından bazıları burada defnedilmişlerdir. Son olarak
Mevlana Müzesi ziyareti: Eskiden Mevlana'nın dergâhı olan bina 1926 dan beri müze olarak faaliyet göstermektedir. Yeşi kubbenin altında bulunan ve dört fil ayağı üzerinde yükselen Mevlana'nın Türbesi'nden dolayı Müze bu adlada anılır. Osmanlı sultanlarının bir kısmının Mevlevi tarikatından olması Türbe'ye özel bir önem verilmesini ve iyi korunmasını sağlamıştır. Geziden sonra, Mevlana Müzesi'nin yanında bulunan çarşıda serbest zaman ve öğle yemeği. Yemekten sonra Karabuğa Dağları ile Takkeli Dağı arasında Sille Çayı'nın açtığı vadide bulunan, Roma, Bizans döneminde Kudüs yolu üzerinde yer aldığı için önemli bir dini merkez olan, daha sonra Selçuklu, Osmanlı dönemlerinde ise tarihi İpek ve Baharat yolları üzerinde olması nedeniyle önemini hiç yitirmeyen
Sille'ye doğru hareket. Yerel mutfağı tadacağınız öğle yemeği ve ardından, şehrin taş sokakları ve evlerinin oluşturduğu güzel dokuyu keşfetme. Aya Eleni Kilisesi ile Subaşı ve Çay Camileri'ni gezdikten sonra otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme Novotel'de.
24 Mayıs 2026 Pazar Konya - Çatalhöyük - Kilistra Antik Kenti - Manazan - Karaman (Kahvaltı, Öğle Yemeği, Akşam Yemeği)

Sabah, kahvatının ardından
Dünya Mirası listesinde yer alan, 9000 yıllık yerleşim yeri olup burada bulunan neolitik döneme ait çok önemli kalıntılar sayesinde dönemin aydınlatılmasında çok önemli yer tutan
Çatalhöyük'ü keşfetmek üzere yola çıkış. Konya Ovası'na hakim bir noktada yer alan
Çatalhöyük'te yaşam 2.000 yıl boyunca kesintisiz devam etmiş olup, döneminde Mezopotamya dışında oluşmuş en kalabalık yerleşimdir. Çatalhöyük, gerek birbirine bitişik olarak planlanmış, kapısı çatıda olan, ölülerin içeride gömüldüğü evleri, gerekse çok ileri formlar ve bezemelerle yaptıkları çanak çömlekleri ve halkının yaşam şekli ile köylerden kentsel hayata geçişin önemli bir kanıtıdır. Gezinin ardından, öğle yemeği ve denizden 1373 m. yükseklikte bulunan
Kilistra (Gökyurt) antik kenti istikametinde yola devam. Kilistra tarihî Kral Yolu (Via Sebaste) üzerinde yer alır. Jeolojik yapısı Kapadokya'yı andırır. Stratejik öneme sahip olan Lystra,
Roma İmparatorluğu'nun güney uçlarında
İmparator Augustus tarafından askerî koloni yapılan beş merkezden biridir. Hristiyanlık tarihinde de önemli bir yer tutar. Anadolu'yu gezen (MS 49-56)
Aziz Paulus ve
Barnabas'ın yeni vaz'ettikleri dine
Lystra halkının çoğunluğu katılmıştır.
Azîze Theakla'nın yanı sıra Lystra'da (Hatunsaray) hayatını kurtaran, onu tedavi eden Musevî ailenin çocuğu olan
Timoteos, Paulus'un en seçkin yardımcıları arasına katılmış ve Efes Piskoposu seçilmiş. Aziz Paulus'un yaşamında önemli bir yeri olan Kilistra, mimari açıdan kiliseler, şapeller, manastırlar, gözcü kuleleri, sığınaklar, antik yollar, mahalleler, seramik atölyeleri gibi değerli örneklerle öne çıkmaktadır. Gezinin ardından, Kapadokya yeraltı şehirlerini andıran, kireç taşına oyulmuş beş katlı toplu yerleşimlerin bulunduğu
Manazan'a doğru yola devam. İlk Hıristiyanlar tarafından, İki bin yıl öncesinin imkanlarıyla kayalara oyulmuş ve günümüzde diye anılan yerleşimlerin içinde salonlar, avlular, kiliseler, odacıklar bulunan bu ilginç mağaraları gezdikten sonra
Karaman' a varış ve şehir turu. Ardından otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme Grand Karaman Otel'de.
25 Mayıs 2026 Pazartesi Tınaztepe Mağarası - Akseki - Sarıhacılar - Altınbeşik Mağarası - Ormana (Kahvaltı, Öğle Yemeği, Akşam Yemeği)

Sabah, kahvaltıdan sonra,
Akseki istikametinde yola çıkış. Yaklaşık iki saatlik, değişik manzaralar seyrederek geçireceğiniz bir yolculuktan sonra, hem Türkiye'nin en büyük mağarası hem de dünyanın üçüncü büyük mağarası olarak kabul edilen
Tınaztepe Mağarası'na varış. 1968 senesinde, Fransız speleolog Michel Bakalowichz tarafından keşfedilen bu mağara, jeolojik araştırmalara göre yaklaşık 230 milyon yıl önce oluşmaya başladı. İçersinde bir çok sarkıt, dikit ve sütunlarla dolu galeriler bulunur. Geziden sonra,
Toros Dağları'nın kalbinde, muhteşem manzaralarını seyrederek
Akseki' ye varış. Öğle yemeği ve Cevizli mahallesinin restore edilen tarihi sokakları ile
Etnografya Müzesi gezileri. Sonrasında
İpek Yolu kalıntıları üzerinde bulunan, Selçuklular döneminde yol üzerindeki kervanların güvenliğini sağlıyan bir üs olan
Sarıhacılar köyüne hareket. Burada göreceğiniz antik yol kalıntıları, Roma döneminde
Döşemealtı'nda başlayan Via Sebaste'nin bir devamıdır. Köyün 650 yıllık camiine hayran kalmamak mümkün değil. Köyü, evleri, camii ve kervan yollarını gezdikten sonra,
Altınbeşik Mağarası'na doğru yola devam. Bu mağara ilk kez 1966 yılında, bölgede Oymapınar Barajı ile ilgili yapılan araştırmalar sırasında bulunmuş. Mağara içinden çıkan suyun yeraltından Beyşehir Gölü ile irtibatlı olduğu boya deneyi ile kanıtlanmış. Burada, mağaranın keşfini botlarla yapacağız. Botla, mağaraya 200 metre uzunlukta bir yeraltı gölü üzerinden girerek suyun sonunda ki, güzel görünümler sunan traverten oluşumları görebilirsiniz. Akşam yemeği ve geceleme
Ormana Butik Otelde.
26 Mayıs 2026 Salı Ormana - Eynif Ovası - Beyşehir Gölü - Eflatunpınar - Eğirdir Gölü - Sagalassos (Kahvaltı, Öğle Yemeği, Akşam Yemeği)

Sabah, kahvaltıdan sonra,
Ormana'nın keşfi: Burada göreceğiniz
Düğmeli Ev tabir edilen geleneksel Akseki Evleri ise başlı başına bir seyahat nedeni olabilir. Bu evler iki katlı ve taş duvarlıdır. 60/70 cm. genişliğindeki taş duvar, esas taşıyıcı gibi görünse de, asıl taşıyıcı ahşap iskelettir. Ahşap iskelet ve yığma taştan oluşan bu karma sistem Akseki'ye özgüdür ve Anadolu'da benzerine rastlanmaz. Taş duvarların aralarına atılan kısa ahşapların ucu, 20-25 cm. dışarıda bırakılır. Bu ahşap uçlara yöre halkı "düğme" adını vermekte ve evlerin adı da buradan gelmekte.
Ormana Kasabası çok güzel düğme evler barındırmakta. Geziden sonra,
Yılkı Atları'nı izlemek için Eynif Ovası'na doğru yola çıkış. Atların ovada, özgürce koşuşturmalarını gördükten sonra, muhteşem manzaraların ortasından
İbradı'ya doğru yola devam ve varışta kasabanın keşfi. Burası Oğuzların Salur boyundan, Teke Türkmenlerinin çoğunlukla yaşadığı bir bölgedir. Akseki - İbradı havzasında Öz Türkçenin kullanımı çok yaygındır ve yöre halkı Orta Asya adetleri hala korur. Bu yörede oğlak, keçi, çebiç, teke eti çok fazla tüketilir. Öğle yemeğinin ardından Türkiye'nin 3.cü büyük gölü olan
Beyşehir'e doğru hareket. Gölün hemen kıyısında kurulmuş olan Beyşehir, yüzyıllardır önemli bir yerleşim yeri oluşturmuş. 1299 yılında inşa edilen
Eşrefoğlu Camii ise Türkiye'nin en büyük ahşap tavanlı ulu camii olup ahşap işçiliği ve kök boya ile yapılan süsleri bir şaheserdir. Camii ve hemen yanında bulunan Bedesten ile İsmail Ağa Medresesi gezisi. Daha sonra, kısa bir yolculuğun ardından,
Eflatunpınar Hitit Çeşmesi gezisi: Bir doğal su kaynağına yapılmış olan ve üzerinde fırtına ve güneş tanrılarının kabartmaları bulunan bu ilginç geç hitit anıtı üzerine çok fazla bir bilgi ve araştırma bulunmamakta. Hitit Çeşmesi'ni gezdikten sonra
Eğirdir Gölü'ne doğru yola devam. Eğirdir, Göller Bölgesinin merkezi sayılır ve gelirkende göreceğiniz devasa elma bahçeleriyle tanınır. Göl üzerinde bulunan Yeşil Ada'da gezerek bu çok güzel göl ve dağ manzaralarını seyredebilirsiniz. Göl kıyısındaki yerel bir lokantada alacağınız erken akşam yemeğinde
göl levreği tadımı. Yemekten sonra Ağlasun'a doğru yola devam ve
Sagalassos Lodge&Spa'da geceleme.
27 Mayıs 2026 Çarşamba Gül Hasatı - Burdur Gölü - İnsuyu Mağarası - Burdur - Sagalassos Antik Kenti (Kahvaltı, Öğle Yemeği, Akşam Yemeği)

Sabah erken kahvaltının ardından,
gül hasatını görmek üzere Isparta'ya hareket (Bu hasat, hava durumuna ve güllerin açışına göre Isparta, Gölcük bölgesinde veya Burdur Gölü civarında izlenebilir). Isparta gül bahçelerinin ortasında, harika kokuları ve muhteşem bir renk çümbüşü içinde, sabah erken yapılan gül hasatını izleyip, gül yağının yapılışını gördükten sonra,
İnsuyu Mağarası'na hareket: Uzunluğu 597 m ve en geniş yeri 80 m dolayında olan bu mağara birbirine bağlı 9 boşluktan oluşmuş. Boşluk yanaklarında birikmiş suların oluşturduğu gölcükler mağara tabanından geçen karstik bir yer altı akarsuyu ile birbirine bağlanmışlar. Karstik yapının zamanla erimesi ve aşınması sonucunda mağara içinde meydana gelen sarkıt ve dikitler muhteşem görüntüler sunmakta. Gezinin ardından
Burdur'a hareket. Varışta, Sagalassos, Kremna ve Kibyra kazılarında bulunan heykel ve diğer kalıntıların sergilendiği, bir müzecilik harikası,
Burdur Arkeoloji Müzesi gezisi. Daha sonra şehrin tarihi sokaklarını ve şehir merkezini dolaşıp, daha sonra öğle yemeği için Lodge'a geri dönüş. Yemekten sonra
Sagalassos Antik Kenti gezisi için hareket. 1706 da Fransız gezgin Paul Lucas tarafından keşfedilen bu antik kentteki kazı çalışmaları 1990 yılından beri Belçika Leuven Üniversitesi ekibi tarafından yürütülmekte. Antik kent gezisi, Dünya'nın en yüksek rakımlı antik tiyatrosu; Marcellum (gıda pazarı); Meclis Binası; Antoninler Çeşmesi; Agora; Odeon; Roma Hamamı; Eski çağlardan beri suları akan hellenistik çeşme; Neon Kütüphanesi; Çömlekçiler Mahallesi ve diğer yapıtları kapsayacak şekilde devam edecek... Akşamüstü Lodge'da serbest zaman.
Akşam, lodge'un restoranında veya hava durumuna göre havuz başında, Ağlasun'lu Hanımlar'ın hazırladıkları, Romalılardan beri süren geleneğin ürünlerinden oluşan yerel lezzetlerin tadımı.
28 Mayıs 2026 Perşembe Kapıkaya Antik Kenti - Yazılı Kanyon - Kremna Antik Kenti (Kahvaltı, Öğle Yemeği, Akşam Yemeği)

Sabah, dağların tepelerinde konumlamış antik kentler ile türkuaz rengi göllerdeki gökyüzü yansımaları arasında geçireceğiniz bir güne başlamak üzere, güzel bir kahvaltının ardından
Kapıkaya Antik Kenti doğru hareket. Yaklaşık bir saat mesafede buluna Kapıkaya'ya varışta kısa bir mesafeyi de yürüyerek aşarak, dağların doruğunda konumlanmış bu gizemli yerleşime ulaşma. Oldukça dik bir dağın tepesinde ve çok korumalı bir alanda bulunan antik kentin adı bilinmemekle birlikte Sandallion, Minassos, Tityassos gibi kentlerden birisi olduğu düşünülmekte. Sagalassos'a benzer bir yapı dokusu olan kent, dağın tepesinde adeta asılı durmakta. Harabeleri gezerek, olağanüstü güzellikteki panoramayı seyrettikten sonra
Yazılı Kanyon'a doğru yola devam: Az bilinen bir doğa harikası bir milli park; Yazılı Kanyon adını ise, ünlü şair
Epiktetos'un buradaki kayaları oyarak yazdığı ünlü
Hür İnsan Üzerine Şiirden almakta. Kanyonun harika manzaralarını izlemek için bir yürüyüşün ardından, keyifli bir öğle yemeğinde, bu sularda yetişen alabalıkların tadına bakma. Daha sonra
Kremna Antik Kenti'ne doğru yola devam. Kremna, yunancada uçurum demek ve buraya gelince neden şehrin bu adı aldığını da apaçık göreceksiniz. Buradan göreceğiniz, Aksu Vadisi'ne ve Karacaören Barajı'na doğru uzanan panoramanın insanı etkilememesi mümkün değil. Surlarla çevrili kentin bugün görünen kalıntıları Roma dönemine ait. harabeleri gezdikten sonra Ağlasun'a geri dönüş. Akşam yemeği ve geceleme
Sagalassos Lodge&Spa' da.
29 Mayıs 2026 Cuma Kibyra Antik Kenti - Salda Gölü (Kahvaltı, Öğle Yemeği, Akşam Yemeği)

Sabah, kahvaltıdan sonra
Kibyra Antik Kenti' ne doğru hareket. Gölhisar'a varışta, Kibyra Antik Kent'nin keşfi: Gölhisar'ın kuzeybatısındaki tepelerin üzerleri teraslanarak göl ve ova manzarasına hâkim konumda ve hiçbir yapı bir diğerinin manzarasını kesmeyecek biçimde yerleştirilmiş bir kent; son yıllarda arkeolojik çalışmaların çok hızlandığı bu antik şehirde göreceğimiz en önemli mimari yapıtların başında çok iyi korunmuş Stad, Agora, Tiyatro, Meclis Binası gelmekte. Bu etkileyici harebeleri keşfettikten sonra öğle yemeği ve ardından
Salda Gölü'ne doğru yola çıkış. Salda Gölü, Göller Bölgesi içinde, ormanla kaplı tepeler, kayalık araziler ve küçük alüvyal ovalarla çevrili hafif tuzlu karstik bir göldür. 184 metreye varan derinliği ile Türkiye'nin üçüncü en derin gölü olup Dünya'da ki Mars özelliği gösteren iki yerden biridir. Göldeki magnezyum yüklü beyaz kayaların aynısı Mars'ta da olduğu için buraya Mars yüzeyli göl denmekte. Gölün toprak yapısının sahip olduğu mineraller sayesinde, göl suyunun bazı cilt hastalıklarına karşı tedavi edici etkisi vardır. Suyunun temiz ve berrak oluşu ve turkuaz rengi, güneybatı ve güneydoğu kıyılarında yer alan küçük kumsalların, okyanus adalarını andırmalarına neden olmakta. Çeşitli molalar vererek gölün çevresini keşfettikten sonra akşam yemeği ve geceleme için
Sagalassos Lodge&Spa'ya geri dönüş.
30 Mayıs 2026 Cumartesi Frig Vadisi - Kütahya (Kahvaltı, Öğle Yemeği, Akşam Yemeği)

Sabah, kahvaltıdan sonra
Frig Vadisi'ne doğru hareket. M.Ö. 9. yy'larda Kafkaslar'dan Anadolu'ya göç eden Frigler Kütahya, Afyon ve Eskişehir arasında kalan Dağlık Frigya Bölgesinin tüf kayalarından oluşan vadilerine yerleşmişler. Buralardaki kayaları oyarak özgün bir mimari ortaya çıkarmışlar ve yaptıkları eserler kendilerinden sonra gelen medeniyetlere misal teşkil etmiş. Frig dönemi kaya anıtlarının ortak özellikleri, bezemelerindeki ve süslemelerindeki zenginlik, üçgen alınlık ve içerisinde Ana Tanrıça heykeli bulunan kaya nişlerdir. Burada Frig kaya fasadlarının en görkemli örneği olan
Midas (Yazılıkaya) Anıtı' nın keşfi: Üzerinde, Frig dilinde yazılı "Midai" sözcüğü nedeniyle bu isimle anılan ve 17 metre yüksekliğindeki cephesi geometrik motiflerden oluşan zengin bir bezeme ile süslenmiş bu anıtın merkezinde kapıyı simgeleyen büyük bir nişe, dini törenlerde Ana Tanrıça heykelinin konulduğu düşünülmekte. Bereketi simgeleyen Ana Tanrıça inancı Hitiler gibi Frigler de benimsemiştir. Anıt volkanik bir kayalığın üzerine kazınmış. Yazılıkaya bölgesinin, Frigler için önemli bir kutsal merkez olduğu şüphesizdir. Öğle yemeğini gezi esnasında bir kır lokantasında alıp sonrasında
Kütahya'ya doğru yola devam. Varışta
Hilton Otel'e yerleşip şehri keşfetmeye başlama: İlk olarak, her adımın bir zaman yolculuğuna benzediği, restore edilmiş konakları, çini atölyeleri ve otantik atmosferiyle şehrin kültürel kalbini oluşturduğu
Germiyanoğlu Sokağı; ardından Yıldırım Bayezid tarafından 1381 yılinda arasında inşa edilmeye başlanmış ve 1401'de tamamlanmış olan
Kütahya Ulu Camii; Kütahya'nın "çini başkenti" kimliğini yansıtan en güzel örneklerden biri olan
Çinili Camii; 1314 yılında yaptırılmış olan
Vacidiye Medresesi'nde bulunan, hem arkeolojik hem etnografik eserleriyle şehrin kültürel belleğini yansıtan
Kütahya Müzesi; Türkiye'nin ilk ve tek çini müzesi olan
Kütahya Çini Müzesi; şehrin en yüksek noktasında yer alan ve panoramik manzarasıyla Kütahya'yı kuşbakışı görme imkânı veren
Kütahya Kalesi. Gezilerden sonra, yerel lezzetleri tadacağınız bir lokantada akşam yemeği ve otele dönüş.
31 Mayıs 2026 Pazar Çavdarhisar/Aizonai - İstanbul (Kahvaltı, Öğle Yemeği)

Sabah kahvaltıdan sonra,
Aizonai'yi gezmek üzere hareket. Kısa bir yolcukla
Çavdarhisar/Aizonai'ye varış ve bu muhteşem Antik Kent'in keşfi: Kalıntılarının arasında, dünyada en iyi koruna gelmiş Zeus Tapınağı, on beş bin seyirci kapasiteli tiyatro ve ona bitişik on üç bin beş yüz seyirci kapasiteli Stadyum, İki Hamam, Borsa Yapısı, Sütunlu Cadde, Kocaçay üzerinde ikisi ayakta, 5 adet köprü, Meter Steunene Kutsal Mekanı, Kent Mezarlığı, tek kemerli bir su bendi, su yolları, anıtsal kapı yapıları bulunmakta. Bu antik kent, Efes, Bergama, Side gibi antik kentlerle çağdaştır. Olağanüstü sempatik bir köyün evlerinin arasında bulunan antik harabelerin ve çok iyi korunmuş Zeus tapınağının gezisinden sonra öğle yemeği ve İstanbul istikametinde yola devam. Akşam saatlerinde, önce Kadıköy, ardından da Taksim'e varış ve turun sonu.