
Sabah sırasıyla
06:00 Bakırköy - Alfemo Mobilya Önü, 06:15 Mecidiyeköy - Mado ve 06:30 Kadıköy - Kadıköy Evlendirme Dairesi Otopark önünden Beypazarı' na doğru hareket. Yolda mola vererek, bölgeye gelen ilk Türkler'in yerleştiği
Göynük'e varış. Şehirde Akşemsettin Türbesi, Romalılar döneminden beri kullanılmakta olan hamam ve Zafer Kulesini gezdikten sonra,
Nallıhan Kuş Cenneti'ne doğru yola devam. Kısa bir yolculuktan sonra, Akdere Köyü' nde, keşli cevizli erişte gibi yöresel yemeklerden oluşan öğle yemeği. Daha sonra, Nallıhan'da durarak Nasuh Paşa Cami'ni, Kocahan'ı, Tarihi Belediye Binası'nı ve Eski Halk Evi'ni görüp, kısa bir mesafe sonra Yunus Emre'nin hocası Tapduk Emre'nin türbesini de ziyaret ederek
Kuş Cenneti'ne doğru yola devam. Bu doğal cennette 180'in üzerinde kuş türü yaşamakta. Göçmen kuşların konaklama yeri de olan bölgede, gölü çevreleyen dağların renkli görüntüleri muhteşemdir. Bu manzarayı seyretmek için molanın ardından, adeta yaşayan bir müze olan ve Osmanlı mimarisinin bozulmamış örneklerini göreceğiniz
Beypazarı'na hareket. Tarihte, Kayı Boyu'nun ilk yerleştiği yerlerden olan Beypazarı Osmanlı Devleti'nin tımarlı sipahi merkezlerinden birisiydi. Istanbul, Bağdat yolu üzerinde önemli bir ticaret noktası oluşturuyordu. Varışta
Hıdırlık Tepesi'nden şehrin panoramik görüntüsünü seyredip, ardındanda şehrin tarihi merkezindeki evleri ve camileri yakından göreceğiniz bir yürüyüş. Şehirdeki üç bini aşkın konağın beşyüzden fazlası restore edilmiş. Bu turizm hareketi Beypazarı'nda örnek bir kalkınma modeli oluşturup, şehirdeki işsizliği sona erdirmiş. Yürüyüş esnasında meşhur Alaaddin Sokak'ta, ev hanımlarının yaptığı ve sattığı tarhana, makarna, el işleri ve takı ürünlerini görebilirsiniz.
Beypazarı Yaşayan Müzesi'ni ve
Suluhan Kervansarayı'nı da gezdikten sonra otele yerleşme. Akşam yemeğinde Beypazarı'na özgü oğmaç çorbası, güveç, etli yaprak sarma ve 80 katlı baklavanın tadımı. Geceleme Beypalas Hotel'de

Sabah, kahvaltının ardından
Ankara'ya hareket. Bilinen tarihi en az onbin yıl öncesine uzanan Ankara'da, günümüze kadar Hititler, Frigyalılar (başkentleri Gordionu bu gezide keşfedeceksiniz), Lidyalılar, Persler, Galatlar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar ikamet etmiş ve 1923 senesinden beri de Türkiye Cumhuriyeti başkenti olmuş. Köklü tarihi, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olması ve bugün modern Türkiye'nin başkenti olması sebebiyle bir çok kültürel zenginliğe sahip olan Ankara'yı anlayabilmek için, tarihi şehrin etrafında yerleştiği kaleyi ve burada yerleşik bir çok müzeyi detaylıca gezmek gerekecek. Varışta geziye, "Res Gestae Divi Augusti" olarak bilinen ve ilk Roma imparatoru Augustus'un yaptığı işlerin dökümünü yapan yazıtın tapınak duvarı üzerine kazınmış olduğu
Agustus Tapınağı'ndan ve Hacıbayram Camii'nden başlayıp, ilk olarak, 1921 yılında Atatürk'ün bir Eti Müzesi kurma fikrinden hereketle, Akkale Burcu'nda oluşturulan ve Türkiye'nin en güzel müzelerinden biri olup 1997 yılında Avrupa'da Yılın Müzesi seçilen
Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde bulunan eşsiz eserlerin keşfi ile devam ederek, kendinizi sadece Ankara'nın değil, Anadolu'nun tüm tarih mirasının içinde bulacaksınız. Paleolitik Çağdan başlayarak günümüze kadar, kronolojik sırayla sergilenen bu eserleri, Ankara Kalesi surlarına bitişik olan Mahmut Paşa Bedesteni ile Kurşunlu Han'da yerleşik olan müzede gördükten sonra, hemen yanında bulunan,
Çengelhan'da,
Safranhan brasserie'nin muhteşem Ankara manzarasını seyrederek öğle yemeği. 1522'de, Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Mihrimah Sultan'ın eşi Damat Rüstem Paşa tarafından yaptırılmış ve çeşitli dönemlerde Ankara'nın meşhur tiftiklerinin depolandığı mekan ve zaman zaman da tabakhane olarak kullanılmış olan Çengelhan, 1990 yılında vefatına kadar, Anadolu Beylerbeyi Karacapaşa'nin torunu Raife Kocabeyoğlu-Öngen'in mülküydü. Daha sonra, Koç Vakfı tarafından kiralanıp, restore edilerek, Ankara'nın ilk sanayi müzesine döşüştürüldü. Müzede, 1850'li yıllardan itibaren sanayide kullanılan araçlar, ilk daktilo, ilk televizyon gibi çeşitli elektronik araçlar, denizcilik, havacılık, karayolu taşımacılığı gibi alanların geçmişine ait objeler sergilenmekte olup çoğu Rahmi Koç koleksiyonundan bağışlanmıştır. Yemekten sonra müzeyi gezip,
Ankara Kalesi'ne giderek, kale etrafında konumlanan eski şehrin keşfi. Ankara Kalesi'nde ve Saman Pazarı'nda, eski evleri ve ticarethaneleri göreceğiniz keyifli bir yürüyüş yaptıktan sonra, bölgedeki son keşif
Erimtan Müzesi olacak. Bu küçük fakat son derece sevimli müzede, neredeyse tümü Anadolu kökenli, yaklaşık iki bin taşınır eserden oluşan, özel bir arkeoloji koleksiyonunu göreceksiniz. MÖ üçüncü binden Bizans Dönemi'ne kadar uzanan bir zaman dilimini kapsayan koleksiyondaki
cam eserler (şişeler, kaseler, sürahiler, bardaklar, az sayıda bilezik ve yüzük) ve mühür kazınmış yüzük taşları ile sikkeler şaşkınlık verecek güzellikte olup görülmeye değer. Geziden sonra, Samanpazarı'nın dar sokaklarından Ulus'a kadar yürüyerek, otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme Raisson Blu Hotel'de.

Sabah, kahvaltıdan sonra,
I. Meclis Binası'nı gezmek üzere otelden hareket. Ulus meydanında bulunan binanın inşaasına, 1915 yılında İttihat ve Terakki Cemiyeti kulüp binası olarak başlanmış olup meclisin, 23 Nisan 1920'de bu binada toplanması kararlaştırıldığında henüz bitirilmemiş olanduğundan milletin katkısıyla tamamlanmıştır. Türk mimari stilinde olan iki katlı binanın en belirgin özelliği duvarlarında Ankara taşı kullanılmış olmasıdır. Bu gün Kurtuluş Savaşı Müzesi'ni barındıran binanın gezinin ardından, Kurtuluş Savaşı'nda cuma namazlarının kılındığı yer olduğu için Namazgâh Tepesi olarak anılan yerde, Cumhuriyet Dönemi'nin önemli mimarlarından
Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından tasarlanıp, inşa edilen
Ankara Etnografya Müzesi gezisi. Müzenin önünde bulunan bronzdan yapılmış at üzerinde Atatürk heykeli 1927 yılında İtalyan heykeltıraş
Pietro Canonica tarafından yapılmıştır. Müze 1930 senesinde ziyarete açılmış,
1938 yılında Atatürk'ün vefatından sonra, müzenin iç avlusu 15 yıl süreyle Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusunun geçici istirahatgahı olmuştur. Daha sonra öğle yemeği ve öğleden sonra, bu anlamlı günde Cumhuriyet'imizin en büyük simgesi olup
Atatürk'ün yaşadığı döneme tanıklık edecek ve bizlere o günlerin hatıralarını yeniden yaşatacak olan bir çok eşya ve belgenin sergilendiği muhteşem yapıt
Anıtkabir ziyareti. Gün sonunda Tren Garı'na tansfer ve saat 17:20'de kalkan
Yüksek Hızlı Tren ile İstanbul'a hareket.
Saat 21:54'de Söğütlüçeşme'ye ve 22:23'de Bakırköy'e varış.