
Sabah,
Türk Hava Yolları'nın TK2854 no.lu uçuşu ile, İstanbul Havalimanı'ndan saat 06:20'de, Karadeniz ile Orta Anadolu'ya giden kervan yollarının kesiştiği nokta olan ve Strabon tarafından "Bin Köy" diye adlandılılan bölgede, M.Ö.700'lere kadar ulaşan bir yerleşim yeri olan
Merzifon'a hareket. Saat 08:45'de varış ve lezzetli bir kahvaltının ardından şehir turu:
Çelebi Mehmet Medresesi, Saat Kulesi, Bedeste, Kara Mustafa Paşa Camii ve
Taşhan gezileri. Daha sonra,
Gümüşhacı Köyü'ne doğru yola devam. Bu köyde bulunan
Maden Kilise Camii kubbesindeki havari freskleriyle ilgi çeker. 1800'lü yıllarda, Surp Gabaret Kilisesi olarak inşa edildiği düşünülen binada ki ahşap süslemelerin tümü, caminin orijinal süslemeleridir. 2005 yılında yapılan restorasyonda ortaya çıkan freskler, açılır-kapanır bir sistemle günümüzde sergilenebilmektedirler. Merzifon'da en son,
Karamustafa Paşa Köyü'nde bulunan ve bezemeleri bakımından en güzel Osmanlı eserleri arasında kabul edilen
Abide Hatun Camii gezisi. Caminin en ilginç yanı iç mekanında bulunan, türünün en güzel örneklerinden olan ahşap nakış işlemeleridir. Kündekari tekniğiyle yapılmış ahşap cümle kapısı da görülmeye değer. Gezilerden sonra, öğle yemeğinde meşhur Merzifon Keşkeği tadımı ve
Amasya Şehri'ni ve tarihi dokusunu keşfetmek üzere yola devam. Strabon'a göre Amasya ismi, burada yaşamış olan bir Amazon Kraliçesi olan Amasis'den gelmektedir. Bu nedenle şehir
Amazonlar Şehri olarak tanınmaktadır. Şehrin adı Amaseia, Amassia ve Amasia olarak değişmiş ve sonunda Türkler Amasya olarak adlandırmış. Amasya'da bugüne kadar 19 farklı devletin yaşadığı söylenmektedir. Şehre varışta ilk olarak,
Kaya Mezarları'nın keşfi: Helenistik dönemde, Amasya'yı M.Ö.333'ten M.Ö.26'ya kadar başkent olarak kullanan Pontus Kralları'na ait olan Kral Kaya Mezarları, Harşena Dağı'nın güney eteklerine, kalker kayalara oyularak yapılmış. Ardından, erken Roma döneminde kayalara oyularak su kanalı olarak yapılmış, 6 km. uzunluğundaki çok ilginç bir yapı olan
Ferhat Kanalı'nın yola paralel olan bölümünün gezisi. Gezilerden sonra otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

Sabah, kahvaltıdan sonra, bölge kazılarında ele geçirilen bir çok buluntunun sergilendiği
Çorum Arkeoloji Müzesi gezisi için otelden hareket. Müze gezisinin ardından
Dünya Mirası Listesi'nde bulunan
Hattuşaş 'a doğru yola devam. Hattuşaş'da, doğal kayalar arasına yapılmış
Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı gezisi. Kayaların arasındaki iki geçidin duvarlarına Hitit Tanrıları'nı resmeden röliefler işlenmiş olup bu tapınak, Hitit döneminden kalan en önemli anıtsal eserlerden biri olarak kabul edilir. Yazılıkaya M.Ö 16. yüzyıldan beri mabet olarak kullanılmış olmakla birlikte, M.Ö 13. yy ortalarında tanrı ve kral rölieflerinin işlenmesiyle son şeklini almış ve daha büyük bir önem kazanmış. Daha sonra
Hattuşaş'ın keşfine
Büyükkale ile devam. Hattuşaş şehri ilk kez 1834 yılında Charles Texier tarafından bulundu. Burada M.Ö. III. binden itibaren yerleşimlerin olduğu görülmekte. Bu dönemdeki küçük ve müstahkem yerleşimin Büyükkale ve çevresinde olduğu ve M.Ö. 19. ve 18. yüzyıllarda ise, aşağı şehirde Asur Ticaret Kolonileri'nin yerleştikleri görülebilir ve şehrin adına da ilk kez bu çağa ait yazılı belgelerde rastlanır. Kent, tarih sahnesinde, Hitit İmparatorluğu'nun M.Ö 17. ile 13. yüzyıllar arasında başkenti olarak yer alır. Hattuşaş, 1986 yılında
Dünya Mirasları listesine dahil edildi.
Aşağı ve Yukarı Şehir Harabeleri'ni gezerek keşfettikten sonra, yerel bir restoranda öğle yemeği ve
Alacahöyük istikametinde kısa bir yolculuk ve ardından Alacahöyük sit alanı gezisi. Hitit öncesi dönemin önemli şehirlerinden olan Alacahöyük'de günümüze kadar ayakta kalan eserler Hitit dönemindendir. Hitit dönemine ait iki büyük sfenks tarafından korunan güneydeki anıtsal giriş ve diğer eserler M.Ö.14.yy'a aittir ve orijinalleri Ankara, Anadolu Medeniyetleri üzesi'nde bulunmaktadır. Buradaki
Alacahöyük Su Bendi, Gölpınar Barajı olarak da bilinip hala köylüler tarafından tarım için kullanılmaktadır. Daha sonra, Hitit Devleti'nin askeri ve dini açıdan önemli kentlerinden biri olan ve Göynücek Ovası ile Alaca Ovası arasındaki geçit üzerinde yer alan Ortaköy civarlarında bulunan
Şapinuva'yı gezmek üzere yola çıkış. Burada bulunan tabletlerden, III.Tuthaliya-Taduhepa kraliyet ailesinin bu şehirde hüküm sürdüğü anlaşılmaktadır. Kelkit- Yeşilırmak vadisi boyunca uzanan ticaret yolu bu şehirden geçerek Orta Anadolu'ya ulaşmaktadır. Hareketli ve zengin bir trafiğe sahip bu yol üzerinde önemli bir noktada bulunan bu Hitit şehri, dolayısıyla döneminde çok büyük bir zenginliğe kavuşmuştu. Şapinuva, Hitit dünyası için çok özel olan arınma ritüellerin yazıldığı önemli bir dini merkezdir. Kazı çalışmalarının devam ettiği şehrin hakim olduğu manzara çok etkileyicidir. Bu günün son gezisinden sonra Amasya'ya geri dönüş. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

Sabah, kahvaltıdan sonra,
Amasya' nın tarihi dokusunu keşfetmeye devam: Amasya Valisi Seyfeddin Torumtay tarafından 1267'de yaptırılan ve sekizgen biçimli türbe kasnağındaki mavi sırlı tuğlalardan adını alan
Gökmedrese; Sultan II. Bâyezid'in talimatıyla, Amasya Sancak Beyi Şehzade Ahmed tarafından yaptırılan
II. Beyazid Külliyesi;
Amasya Müzesi;
Minyatür Amasya Müzesi; İhanlı döneminden günümüze ulaşan tek eser olup, ön cephesi sanat bakımından çok önemli tezyinatlarla süslü ve Anadolu'da müzikle tedavi yapılan ilk hastane olarak bilinen
Darüşşifa; Saat Kulesi ve Yeşilırmak'ın kenarında konumlanmış
Yalıboyu evleri gezileri. Geziler esnasında öğle yemeği. Yemekten sonra Amasya'yı dilediğiniz gibi gezebilmeniz için serbest zaman ve saat 17:00'de havaalanına transfer.
Saat 19:25'de kalkan Türk Hava Yolları'nın TK2859 no.lu seferi ile İstanbul Havalimanı'na hareket; saat 21:00'de varış.