12 Eylül 2020 Cumartesi Istanbul - Ankara (Tren ile) - Hattuşaş - Amasya

Sabah, saat 05,45 de Taksim, Dünyanın Renkleri ofisi önünden, Söğütlüçeşme Tren Garı'na transfer. Saat 06.47 de kalkan Ankara Hızlı treni ile hareket ve saat 11.24 de Ankara'ya varış. Karşılama ve
Hattuşaş' a hareket. Üç saatlik bir yolculuktan sonra, Hattuşaş'da, doğal kayalar arasına yapılmış
Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı gezisi. Kayaların arasındaki iki geçidin duvarlarına Hitit Tanrıları'nı resmeden röliefler işlenmiş olup bu tapınak, Hitit döneminden kalan en önemli anıtsal eserlerden biri olarak kabul edilir. Yazılıkaya M.Ö 16. yüzyıldan beri mabet olarak kullanılmış olmakla birlikte, M.Ö 13. yy ortalarında tanrı ve kral rölieflerinin işlenmesiyle son şeklini almış ve daha büyük bir önem kazanmış. Daha sonra
Hattuşaş'ın keşfine devam. Hattuşaş şehri ilk kez 1834 yılında Charles Texier tarafından bulundu. Burada M.Ö. III. binden itibaren yerleşimlerin olduğu görülmekte. Bu dönemdeki küçük ve müstahkem yerleşimin Büyükkale ve çevresinde olduğu ve M.Ö. 19. ve 18. yüzyıllarda ise, aşağı şehirde Asur Ticaret Kolonileri'nin yerleştikleri görülebilir ve şehrin adına da ilk kez bu çağa ait yazılı belgelerde rastlanır. Kent, tarih sahnesinde, Hitit İmparatorluğu'nun M.Ö 17. ile 13. yüzyıllar arasında başkenti olarak yer alır. Hattuşaş, 1986 yılında
Dünya Mirasları listesine dahil edildi.
Aşağı ve Yukarı Şehir Harabeleri'ni gezerek keşfettikten sonra,
Amasya'ya doğru yola devam. Varışta otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme Sarı Konaklar Hotel'de.
13 Eylül 2020 Pazar Amasya - Kapadokya

Strabon'a göre Amasya ismi, burada yaşamış olan bir Amazon Kraliçesi olan Amasis'den gelmektedir. Bu nedenle şehir
Amazonlar Şehri olarak tanınmaktadır. Şehrin adı Amaseia, Amassia ve Amasia olarak değişmiş ve sonunda Türkler Amasya olarak adlandırmış. Amasya'da bugüne kadar 19 farklı devletin yaşadığı söylenmektedir.
Sabah, kahvaltıdan sonra
Amasya Şehri'nin ve tarihi dokusunun keşfi: İlk olarak, Amasya'yı M.Ö.333'ten M.Ö.26'ya kadar başkent olarak kullanan Pontus Kralları'na ait olan Kral
Kaya Mezarları'nın nehir boyundan görülmesi. Harşena Dağı'nın güney eteklerine, kalker kayalara oyularak yapılmış. Daha sonra,
Gökmedrese, Amasya Müzesi, II. Beyazid Külliyesi, Minyatür Amasya Müzesi, Darüşşifa ve Yalıboyu evlerini gezerek keşfetme. Gezilerden sonra öğle yemeği için serbest zaman ve
Kapadokya'ya hareket. Anadolu Platosu'nun sonbahar renklerini izleyerek, bir
Dünya Mirası olan Kapadokya'ya varış ve otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme, Sinasos Kasabası'nda bulunan, Upper Greek House Hotel'de.
14 Eylül 2020 Pazartesi Kapadokya (Sinasos, Göreme, Üçhisar, Derinkuyu, Soğanlı, Avanos)

Tam gün Kapadokya'nın keşfi: Sabah, kahvaltının ardından, taş sokakları ve oymalı cepheli eski evleriyle tanınan
Sinasos'da kısa bir gezi. Daha sonra,
Ürgüp'ün merkezinde bir mola ve ardından
Göreme kaya kiliselerinin keşfi: Bu kiliselerin ikonoklast dönemden sonra, 10 ve 11.ci yüzyıllarda yapılan freskleri bölgenin en iyi korunmuşları olup Tokalı Kilise, Yılanlı Kilise, Barbara Kilisesi, Elmalı kilise, Çarıklı Kilise ve Karanlık Kilise en önemlileri olarak kabul edilirler. Daha sonra, vadide çeşitli molalar verek Uçhisar'a varış. Bir kaleyi andıran
Uçhisar, bölgedeki bir çok vadiye hakim konumu dolayısıyla haklı bir üne kavuştu. Kasabanın sempatik sokaklarında gezerek, çevredeki vadileri izledikten sonra, öğle yemeği için serbest zaman. Öğleden sonra
Derinkuyu yeraltı şehrine gitmek üzere hareket. Bölgedeki yeraltı şehirlerinin en büyüğü olan Derinkuyu, 8 katlı olarak inşa edilmiş. Bu yeraltı şehirlerini kuran ilk Hıristiyanlar, girişleri kolayca fark edilemeyecek şekilde yapmış ve bu sayede saklanarak işgalcilerden kurtulabilmişler. Yeraltı şehirlerinde uzun süre dışarı çıkmadan yaşamak zorunda kalabilecekleri için erzak depoları, havalandırma bacaları, şarap imalathaneleri, kiliseler, manastırlar, su kuyuları, tuvaletler ve toplantı odaları inşa etmişler ve bunları ancak bir insanın geçebileceği kadar dar tünellerle birbirlerine bağlamışlar. Derinkuyu gezisinden sonra,
Soğanlı Vadisine doğru yola devam. Bu vadi Göreme, Ihlara gibi turist akınına uğramış vadilerden daha az tanındığı ve nispeten de klasik güzargahların dışında kaldığı için daha sakin ve Kapadokya havasını daha derinlemesine hissedebileceğiniz bir atmosfere sahip. 4.cü yüzyıldan beri hıristiyanların yerleştiği Soğanlı'da 9.cu yüzyılda 200 den fazla kilise bulunmaktaydı. Buradaki yerleşik halk, bir istila tehlikesi olduğunda çevredeki Derinkuyu gibi yeraltı şehirlerine sığınıyordu. Günümüzde bez bebekleriyle tanınan vadinin kiliseleri iyi korunmuş olup, bölge mimarisinin en güzel örnekleri arasında yer almakta. Gezinin ardından. vadinin içinde bulunan küçük bir kır lokantasında keyifli bir akşam yemeğinde bizim için hazırlanan BBQ ile yerel şarapların tadımı. Daha sonra, alacakaranlıkta vadilerden geçip, erozyon çukurunun ortasında kalmış yüksek platoya tırmanan yoldan, Erciyes Dağı manzaralarını seyrederek Sinasos'a geri dönüş. Geceleme Upper Greek House Hotel'de.
15 Eylül 2020 Salı Kapadokya - Hacıbektaş - Ankara - İstanbul

Sabah, kahvaltının ardından, tüm vadiyi geçip, Kapadokya'ya son bir göz atarak, Kızılırmak kıyısında meşhur çömlekçileri göreceğiniz
Avanos'a varış. Burada kısa bir mola verip, çömlekçileri ve kasabayı gezdikten sonra
Hacıbektaş istikametinde yola devam. Hacıbektaş, Alevi-Bektaşiler'in Anadolu'daki en önemli dini merkezidir. Yerleşimlerin Eski Tunç Çağı'ndan Roma dönemine kadar dayandığı Sulucakarahöyük, Hacı Bektaş'ın buraya yerleşmesinden sonra Anadolu Aleviliğinin merkezi haline gelmiş. Hacı Bektaş Veli, 13,yüzyılda Horasan'da doğmuş ve ilk eğitimini Ahmet Yesevi'nin dergahında almış. Daha sonra, Anadolu'ya gelerek, burada kurduğu dergah zamanla Alevi-Bektaşi inancının merkezi haline gelmiş.
Hacı Bektaş Veli Dergahı Külliyesi ve Türbesi gezilerinin ardından,
Çilehane'nin bulunduğu tepeye çıkarak, Hacı Bektaş Veli'nın içindeki küçük bir mağarada inzivaya çekildiğine ve buradaki delikten yalnızca günahsızların geçebileceğine inanılan Çilehane'nin ziyareti. Daha sonra, Ankara yolu üzerinde, Kırşehirde bir mola ve öğle yemeği için serbest zaman. Ankara'ya varışta, Cumhuriyet'imizin en büyük simgesi olup Atatürk'ün yaşadığı döneme tanıklık edecek ve bizlere o günlerin hatıralarını yeniden yaşatacak olan bir çok eşya ve belgenin sergilendiği muhteşem yapıt
Anıtkabir gezisi. Daha sonra,
Ankara Kalesi'ne varış ve burada bulunan,
Anadolu Medeniyetleri Müzesi gezisi. İlk olarak, 1921 yılında Atatürk'ün bir Eti Müzesi kurma fikrinden hereketle, Akkale Burcu'nda oluşturulan müze, daha sonra bugünkü mekanlarına taşınmış ve 1997 yılında Avrupa'da Yılın Müzesi seçilmiştir. Atpazarı Semti'nde, Ankara Kalesi surlarına bitişik Mahmut Paşa Bedesteni ile Kurşunlu Han'da eserlerinin sergilendiği müzede, Paleolitik Çağdan başlayarak günümüze kadar, Anadolu arkeolojik eserlerini kronolojik bir sırayla görmek mümkün. Müze gezisinden sonra, Ankara Kalesi'nde ve Saman Pazarı'nda, eski evleri ve ticarethaneleri göreceğiniz keyifli bir yürüyüş ve Hızlı Tren'e binmek üzere Ankara Garı'na transfer. Saat 19.10 kalkacak trenle İstanbul'a hareket. Saat 23.35 de Söğütlüçeşme Tren Garı'na varış, karşılama ve özel araçla Taksim'e transfer.