İstanbul Havalimanı'ndan saat 06:55'de kalkan Türk Havayolları'nın TK1821 no.lu uçuşu ile Paris'e hareket. Saat 09:35'te varış. Karşılama ve tur otobüsü ile, 2CV'larımızla buluşmak için Reims'e hareket. Bir buçuk saatlik bir yolculuktan sonra Reims'e varış ve öğle yemeği. Yemeğin ardından araçların tanıtımı, 2CV'ların sürüşü ve programın gidişatı hakkında bilgi verilmesi. Ardından, bölgenin en meşhur
Şampanya Fıçısı Kooperatifi imalathanesinin gezilmesi. Yüz yılladır süren meşe fıçı geleneğinin şampanyaya verdiği lezzet bugün bile şampanya imalatçılarının en birinci tercihi olmaya devam ediyor. Roma döneminden beri, Reims çevresindeki üzüm bağları, şarapları korumak için çok sayıda kabın üretimine neden oldu. Bu şarabın Kralların içkisi şampanyaya dönüşmesini, XVI yüzyılın ikinci yarısında bir keşiş olan ve genel olarak
Don Pérignon adıyla tanınan
Pierre Pérignon tarafından bulunmuştur. Bugün, şarap üreticileri hasatlarının bir kısmını paslanmaz çelik fıçılarda yetiştirseler bile, şarap az çok uzun bir süre meşe fıçılarda işlenmekte. Kooperatifin yöneticilerinden birinin eşliğinde yerel rehberiniz tarafından yorumlanan atölyeleri ziyaret etmek ve konuşmak sizi susatacığından, sonunda size bir kadeh şampanya tadımı sunmaktan mutluluk duyacağız. Bu gayet enteresan geziden sonra yol üzerinde,
Eparnay yakınında Aÿ-champagne - grand cru bögesinde bulunan,
Goutorbe Şampanyaları' nı ziyaret. 17.yüzyıldan beri yolun altında bulunan mahzenler son derece ilgi çekicidir. Daha sonra otele yerleşme ve akşam yemeği için
şöförlü minibüslerle restorana hareket.
Bölgenin tanınmış restoranlarından birinde yöresel lezzetlerin tadımı ve ardından otele dönüş.
Sabah, kahvatıdan sonra Reims'e hareket ve bu şampanyanın baş kentini keşfetme:
Şüphesiz tesadüfen keşfedilen ve Hautvillers Manastırı'nın avukatı Dom Pérignon'a atfedilen "şampanyalaştırma" 17. yüzyılda geliştirildi. Köpüklü şaraba dönüştürülen üretimin küçük bir kısmı ancak 18. yüzyılın sonlarında takdir görmeye ve bölge dışına pazarlanmaya başladı. Châlons-sur-Marne'lı bir eczacı olan François'in 1836'da gösterdiği gibi, özellikle şeker dozajı sayesinde şampanya üretiminde gerçek anlamda ustalaşma 19. yüzyılda gerçekleşti. Şampanya üretiminin sonunda tortunun boşaltılmasının bir yöntemle kontrol edilmesi, basıncında kontrol edilmesini mümkün kılacak ve böylece şarabın kendi bölgesi dışına ihraç edilmesine olanak sağlayacaktır. Ayrıca, Hospices de Reims'in başhekimi ve kimya alanındaki araştırmasının bir kısmını şampanyanın geliştirilmesine ayıran Tıp Fakültesi müdürü
Jean Claude Navier'in (1751-1828) çalışmalarından da bahsetmek gerekir. Şampanyanın sağladığı zenginlik esasen pazarlamasından kaynaklanmaktadır. Rönesans döneminde kentin yerleşimi neredeyse hiç değişmedi, evler ve aktiviteler, şehir için önemli ve maliyetli bir proje olan sur içi alan içerisinde kaldı. Tüccarların ve kumaşçıların zenginleşmesi, taş binaların yeniden inşasına olanak sağladı. Bu devirde inşa edilen
Saint-Rémi Manastırı'nın Gotik bir cephesi vardı.
Reims'in her zaman müreffeh bir şehir olduğunu ve binalarının bunun kanıtı olduğunu anlayacaksınız.
Yerel rehberiniz eşliğinde,
Notre Dame Katedrali'nin yanı sıra,
Reims şehrinin tüm çağları aşan tarihi merkezini de keşfedeceksiniz: Orta Çağ'daki altın çağından bu yana şehir, tarihi merkezinde korunmuştur. Dönem mimarisinin yanı sıra yerel rehberiniz
Anne Marie'nin size anlatmaktan mutluluk duyacağı anekdotlar, hikayeler ve benzersiz ayrıntılarla dolu yerler! Eski şehrin sokaklarında, anekdotlarının ritmi ve kendisini karakterize eden mizah eşliğinde dolaşırken, "Reims'te yaşama sanatını" sizinle paylaşacak.
Zamanımız olursa,
Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve bazilika ve tarihi müze olmak üzere iki alandan oluşan
Saint Rémi Bazilikası'nı da keşfedeceğiz. Öğle yemeğinden sonra 1756'dan beri üretimine ara vermeden devam eden
Fossier Bisküit'leri imalathanesini gezecek ve bir degüstasyon yapacağız. Valizinizde boş bir yer bırakmanızı tavsiye ederiz… Son olarakta, Avenay-Val-D'or'da,
en tanınmış şampanya üreticilerinden
Pierre Morlet'nin mahzenlerini ziyaret edip, bir degüstasyonla günü bitireceğiz. Otele dönüş ve akşam yemeği için
şöförlü minibüslerle restorana hareket.
Bölgenin tanınmış başka bir restoranında yöresel lezzetlerin tadımı ve ardından otele dönüş.
Sabah, kahvaltının ardından otelden hareket ve
Moët et Chandon şapanyaları gezisi: Böylece Maison Moët & Chandon'un kalbine girecek ve eşsiz ve zamansız bir deneyim yaşayacaksınız. Moët & Chandon mahzenlerini oluşturan 28 kilometrelik yeraltı galerilerinden oluşan labirentte, birbirini takip eden Mahzen Ustalarımızın zamanla aktardığı şampanya yapımının sırlarını keşfedeceksiniz.
Avenue de Champagne'ın arnavut kaldırımlarında yürürken 3 yüzyılı aşkın miras, aktarım ve tutku ayaklarınızın altında canlanıyor.
Maison Moët & Chandon'un 10 ila 30 metre kireçtaşı toprağının altında yer alan mahzenleri,
Champagne bölgesinin en büyüğüdür. Burada müssesenin şampanya yapımındaki sırlarını öğrendikten ve lezzetlerine baktıktan sonra
Vernezay Değirmeni'ne doğru yola devam. Bulunduğu tepenin üzerine 19.yüzyılda inşa edilen değirmenden şampanya bağlarının muhteşem görüntüsünü seyrettikten sonra
Verzy Ormanları'na hareket. Bu ormanın çok farklı ve şaşırtıcı şekiller alan ağaçları bir çok efsanenin doğmasına neden olmuş, Civardaki bir restoranda öğle yemeğini aldıktan sonra
Vernezay Far'ında durarak, çevrenin müthiş manzaralarını seyredip, barındırdığı ekomüzeyi gezeceğiz. Son durağımız
Guillon Damıtımevi. Champagne bölgesinde bir damıtımevi biraz garip gelebilir ama ürettiği maltı tadınca siz karar verirsiniz. Tadımdan sonra otele dönüş ve
son akşam yemeği için şöförlü minibüslerle bölgenin lezzetli bir restoranına hareket. Yemeğin ardından otele dönüş.
Sabah, kahvaltıdan sonra
Epernay'in keşfi: Sokak ve caddeleri, 19.yüzyıl rönessans ve klasik tarzlarda inşa edilmiş zengin tüccarların evleri ve genel olarak Champagne bölgesinin havasını yansıtan ambiansı ile hoş bir şehir. Daha sonra
Hautvilliers kasabasına doğru, müthiş manzaralar ortasından yola devam. Burada,
Saint-Pierre Manastırı ve keşiş
Dom Pérignon'un mezarını görüp, kasabada bir gezinti yaptıktan sonra son öğlen yemeği. Ardından otobüsle havalimanına transfer.
Paris CDG Havalimanı'ndan saat 19:50'de kalkan Türk Havayolları'nın TK1828 no.lu uçuşu ile İstanbul'a hareket. Saat 00:20'de varış.