26 Eylül 2020 Cumartesi İstanbul - Bordeaux

İstanbul Havalimanı'ndan Türk Hava Yolları ile saat 14.20 de
Bordeaux'ya hareket ve17.05 de varış. Şehre transfer ve otele yerleşme. Daha sonra yürüyerek, şehrin
tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınan eski mahallelerinin keşfi. Ortaçağ’dan XIX. yüzyıl’a kadar başta şarap ticareti ile önemli bir merkez haline gelerek çok zenginleşen Bordeaux,
Garonne Nehri'nin kıyısında kurulmuş ve o devirde Fransa’nın ilk limanı olmuş. Şehir,
Büyük Tiyatro, rıhtım bölgeleri, Quinconces Meydanı ve Girondins Anıtı, Bourse Sarayı, Katedral ve Çan Kulesi gibi görkemli yapılar sergilemekte. Akşam yemeği şehirde, lokal bir restoranda. Geceleme otelde.
27 Eylül 2020 Pazar Bordeaux - St Emilion - La Rochelle - Nantes

Sabah erken, bağlarıyla birlikte
tarafından Dünya Mirası listesine alınan St Emilion'a hareket. Adını VIII. yüzyılda bir mağaraya yerleşerek tek başına yaşayan bir keşişten alan St Emilion, gerçek bir açık hava müzesi ve çok sayıda şato ve şarap mahzenini barındıran sempatik küçük bir tarihi kasabadır. İlk sınıflandırılması 1954 yılında yapılan en yüksek değerli St.Emilion şarapları 'Premier Grand Cru Classé” ve 'Grand Cru Classé' olmak üzere iki farklı kategoride değerlendirilmiş. Ortaçağ döneminde 70 hektarlık yeraltı galerileri üzerine amfitiyatro şeklinde inşa edilen Saint Emilion'un tarihî merkezinin keşfi için serbest zaman. Ardından, Fransa'nın bin yıllık geçmişi olan, Atlantik'teki limanı
La Rochelle'e doğru yola devam. 1137'de Dük Guillaume X sayesinde serbest bir liman haline gelir ve bağımsızlığını savunur. Protestanlığı kabul eden La Rochelle İngiliz tarafında kalınca Kıraliyet güçleri tarafından yıkılır. 2.Dünya Savaşında, konumundan dolayı ağır bombardımanlara mahzur kalır. Günümüzde bir çok rıhtımı, balıkçı limanı ve modern balık ticareti alt yapısıyla La Rochelle, Atlantik kıyısındaki en büyük liman olma özelliğini korur. Öğlen saatlerinde La Rochelle'e varış ve limandaki meşhur kuleler civarında 1,5 saat öğle yemeği için serbest zaman. Akşamüstü Nantes'a varış ve şehir turu. İlk olarak Fransa'daki son Gotik stili katedrallerden olan
Nantes Katedrali gezisi. buradaki ilk katedral 6.yüzyıla ve hatta bir söylentiye göre 3. yüzyıla kadar uzansada bugün görünen binanın yapımına 1434 senesinde başlanmış. Aziz Peter ve Aziz Paul'e ithaf edilen mabedin iç dekorasyonu ve bilhassa vitrayları çok güzeldir. Ardından, Katedral'in yanında bulunan, 500 metrelik duvarları ve 7 kulesi ile bir kale demenin daha doğru olacağı şehrin önemli sembolü olan Ortaçağ kompleksi
"Bretonya Dükleri Şatosu" nun avlu ve bahçesini gezip, Şato'yu dışarıdan gördükten sonra, bugün bir bisküvit müzesi olan ve yapımı 15.yüzyıla dayanan, Rönesans tarzı mimarinin en zarif örneklerinden
Goulaine Şatosu'nun da bahçelerini gezip dışını görerek otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
28 Eylül 2020 Pazartesi Vannes - St-goustan (Aurey) - Pont-Aven - Concarneau - Quimper

Sabah otelden, Morbihan Körfezi kıyısında bulunan, eski Bretonya Devletinin başkenti, surlarla çevrili masal şehir
Vannes'a gitmek üzere hakeket. Farklı yaşlarda ve boylarda tekneler, kayıklar, kanolarla dolu hareketli Vannes Limanı, denizden içerilere doğru uzanan, nehri andıran bir lagünün çevresinde konumlanmış. Eski şehrin Tudor tarzı evlerle dolu sokakları gezginleri başka bir çağa götürüyor. Şehri gezdikten sonra sebest zaman ve bir nehrin içerlerinde yerleşmiş şirin bir liman olan
St-Goustan' (Aurey) a hareket. Şehre girişte, meşhur tereyağlı Breton biskuvitlerini tadabileceğiniz
Kerlann Bisküvit fabrikasında kısa bir mola. St-Goustan'ın güzelliği taş sokakları ve köprüleriyle ahşap evlerinden gelmekte. Şehrin sempatik Limanı'nı ve dış görüntüsü gayet basit olmakla birlikte içerisinde tamamı taş ve mermerden yapılmış harika bir 17. Yüzyıl, Lavallois stili Altar barındırmakta olan
St-Gildas kilisesi'ni gezdikten sonra Aurey'de 1 saat öğle yemeği molası. Bu serbet zamanda şehrin çok renkli pazarını ve dar sokaklarını gezebilirsiniz. Daha sonra, ressamlar şehri olarakta tanınan
Pont-Aven'e hareket. Aralarında meşhur ressam Paul Gauguin'inde olduğu bir çok ressam çalışmaları için bu şehri seçmişdi. Şehre girişte 16.yüzyıldan kalma
Tremalo Kilisesi gezisi. Dünyada en çok tanınan Bretonya kilisesi olarak anılan bu olağanüstü çekicilikteki taş yapı, ünvanını Paul Gauguin'in meşhur " Sarı İsa" resmi için ilham veren polikrom ahşap İsa heykelinden almakta. Daha sonra, büyüleyici güzellikteki şehrin eski mahallelerinde gezinti. Daha sonra, ister
Pont-Aven Ekolü Ressamlar'ın çok zengin bir koleksiyonun barındıran
Sanat Müzesi'ni gezmek, ister şehri daha iyi keşfetmek için 1 saat serbest zaman. Ardından, günün son keşfi için
Concarneau'ya hareket. Burada, 350 mt. eninde ve boyunda bir yarım ada üzerinde surlarla çevrili olarak kurulmuş, iki küçük köprüyle girilebilen ve "Kapalı Şehir" olarak adlandırılan kale-şehrin gezisi. 15. ve 16. yüzyıllarda inşa edilen kale-şehrin surlarından, çevresindeki Liman üzerine çok güzel manzaralar görebilirsiniz. Şehrin ana caddesindeki dükkanlar ev kafeler, burada keyifli bir zaman geçirmenizi sağlayacak.
Concarneau'da serbest zamanın ardından, etapın son şehri ve Bretonya'nın başkenti olan
Quimper'e hareket. Varışta otele yerleşme ve akşam yemeği için şehrin tarihi merkezine hareket. Buradaki 14.ve 15.yüzyıl tipik Breton evlerinin arasında kısa bir gezintinin ardından, lokal bir restoranda akşam yemeği. Geceleme otelde.
29 Eylül 2020 Salı Douarnenez - Locronan - Morgat - Camaret - Brest

Sabah, kahvaltının ardından,
Quimper'in tarihi merkezine dönerek, 13.yüzyılda, daha eski bir kilisenin üzerine Gotik tazda inşa edilen
Saint-Corentin Katedrali gezisi. Bu Katedralin inşası 6 yüzyıl sürdüğünden inşasında bağzı tarz farklılıkları görmek mümkün. Günümüzde şehrin en önemli tarihi eseri olarak kabul edilir. Daha sonra
Douarnenez'e hareket. Bu sevimli balıkçı limanı sardalya balıklarıyla tanınır. Denizin git-gel seviyesi düşükse "Dört limanlı Şehrin" karşısındaki Tristan Adası'na yürünebilir. Burada bir sardalya konserve fabrikasını gezdikten sonra
Fransa'nın en güzel köyleri derneği üyesi Lacronan'a doğru yola devam. Bu küçük kasaba barındırdığı Kültürel Miraslar açısından zengindir.
Lacronan,granitten yapılmış Rönesan evleri, evlerin çatıları, Saint-Ronan Kilisesi, kaldırım talşlı meydanı ve meşhur işlemeli kuyusuyla çok güzel bir küçük kasabadır. Bu şirin kasabayı keşfettikten sonra
Morgat'ya doğru yola devam. Eski bir sardalya limanı olan Morgat, günümüzde Deniz Mağaraları ve Plajlarıyla meşhur bir tatil beldesidir. Plajda yapacağınız bir yürüyüş Atlantik Okyanusu'nu daha yakından hissetmenize imkan sağlayacaktır. Limada 1 saat öğle yemeği molası ardından tekne ile Deniz Mağaraları gezisi. Ardından
Camaret'e hareket. Camaret Finistere'in Batı uçunda, Crozon yarımadasında bulunan aktif bir kerevit balıkcılığı limanıdır. Bu pitoresk şehir merkezi ve limanıyla görülmeye değer güzelliktedir. Burada bir gezinin ardından, 17.yüzyılda Vauban tarafından tasarlanan, Fransa sınırlarındaki 12 grup askeri yapıdan biri olan
Vauban Kulesi gezisi. Bu yapılar 2008 yılında
tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir. Ardından,
Notre-Dame de Racamadour Şapeli gezisi. 17.yüzyıldan kalan bu şapelin çan kulesi1694 de bir İngiliz gemisinin attığı top ateşiyle yıkılmış. Şapelin içi ters dönmüş bir gemiye benzer. Daha sonrai
Pen Hir Burnu'na ilerleyerek, yanyana duran ve kimsenin ne olduğunu hiç bir zaman anlayamadığı 65 menhir taşını görerek,
" Ponant Şehri " olarakta tanınan, Avrupa'nın önemli askeri ve ticari limanlarından olan
brest'e hareket. Şehirde 20 mt.ye varan gelgitler yaşanmaktadır. Bu yüzden sahil kesimlerinde barikatlar var. Almanlar İkinci Dünya Savaşı'nda, Fransa'yı işgal ettikleri dönemde Brest'in sahil kesimine denizaltı tersaneleri yaptılar. Burada yaptıkları denizaltıları gelgitlerde denize bıraktılar ve ABD'den ikmal yapan Müttefikler'i vurdular. Şehre varışta 16. İle 19.yüzyıllar arasında inşa edilen
Brest Kalesi gezisi. Günümüzde çok zengin bir
Deniz Müzesi'ni barındıran kaleden şehrin panoramik manzaralarınıda görmek mümkün. Buradan hareketle Penfeld Nehrinin karşı tarafındaki, 14.yüzyılda inşa edilen
Motte-Tanguy Kulesi'ni dışarıdan görerek, şehrin
2.Dünya Savaşı'ndan kurtulan pitoresk sokağı St.Malo'ya varış. Burada eski şehrin atmosferini hissedebilirsiniz. Sokakta yürüyerek, en ucundaki, eski Deniz Kuvvetleri tamir atölyelerinin bulunduğu,
Capucins Atölyeleri'ne varış. Bu atölyeler günümüzde harika bir Kültür ve Sanat merkezine dönüştürülmüş. Bu geziden sonra otele yerleşme. Akşam yemeği, şehirde lokal bir restoranda.Geceleme otelde.
30 Eylül 2020 Çarşamba Brest - Guingamp - Pontrieux - Paimpol - Moncontour - Dinan - St Malo

Sabah, kahvaltıdan sonra, Finistère'in Kuzeyi'nde bulunan en güzel köy ve kasabaları keşfetmek üzere yola çıkış. 1,5 saatlik bir yolculuktan sonra, ilk olarak
Trieux Nehri'nin kıyısına bulunan, tüccar ve zanaatçilerin eski feodal şehri
Guingamp'e varış. 14. ve 15.yüzyıllarda zenginleyen bu şehirde gezerken bir Ortaçağ Şatosu'nun kalıntılarını, 4.yüzyıldan kalma Notre-Dame-de-Bon-Secours Bazilikasını, Merkez Meydanı'nda 5 yüzyıllık mimari eserleri, La Plomée Çeşmesi'ni, ahşap cepheli 14. Ve 15. yüzyıl evlerini görebilirsiniz. Şehri gezdikten sonra
Pointrieux'ye hareket.
Trieux Nehri'nin denize bağlandığı noktada bulunan bu şehir
Guingamp'ın limanı olup,
Bretonya Venediği diye de anılır. Şehrin olağanüstü güzellikteki pitoresk sokaklarında bir yürüyüş yapıp, bütün Bretonya'da bir tek bu şehirde görebileceğiniz iki üçken meydanı gördükten sonra nehirde, evleri cepheşerini bütün güzellikleriyle keşfedeceğiniz bir tekne turu. Ardından
Paimpol'e doğru yola devam. Görünüşte diğer Breton sahil köylerinden pek farkı olmayan Paimpol, granit evleri, renkli balıkçı tekneleriyle, bölgede gezginleri en çok çeken yerlerin önünde gelmekte. Şehir merkezindeki eski burjuva evlerini gördüğünüzde denizin havasını hissedip, geçmişte dolu ahırları ve denizcilerle dolu meyhaneleri hayal edebilirsiniz. Meşhur Fransız yazar
Pierre Loti, İzlanda Balıkçısı romanınıburada yazmıştı. Meraklıları için,
Martray Meydanı'ndan geçerseniz, şimdi bir kuaför salonu olan
Richard Oteli yazarın şehirde kaldığı mekandı. Şehirde 1 saat öğle yemeği molası ve ardından
Beauport Deniz Manastırı gezisi. 17.yüzyılda inşa edilen bu Manastır'ın romatik havası ve deniz kıyısına doğru uzanan bahçeleri gezginleri en çok etkileyen yerlerden biridir. Geziden sonra
Moncontour' a doğru yola devam. 2017 senesinde Fransa'nın en güzel dördüncü kasabası seçilen, bir büyük kayalığın üzerinde kurulu Moncontour, 13.yüzyılda surlarla çevrilir ve 15.yüzyılda, Bretonya'nın Fransa'ya bağlanmasından önce, keten kumaş imalatı ve ticareti sayesinde zengin olur. Şehrin güzel sokaklarında gezip
Notre-Dame-Saint-Mathurin Kilisesi'nin özellikle 16.yüzyıldan kalma vitraylarını gördükten sonra, her yanından tarih fışkıran sokaklarının ve evlerinin arasında kendinizi bir film setinde hissedebileceğiniz
Dinan'a doğru yola devam.
Rance Nehri'nin denize bağlandığı noktada bir liman olan Dinan, bir çok mimari şaheseri günümüze taşıyabilmiş. Bunlardan 3 km. Uzunluğundaki Surlar ve 14.yüzyılnan gelen Şato en önemlileri. Şehir turuna Şato ile başlayacağız. Bu ilginç yapıyı gezerken tüm Dinan üzerinde bir panaromayıda görebilirsiniz. Daha sonra, şehrin zengin geçmişine şahitlik eden ahşap kolonlu evler, Rönesans Malikhaneleri ve Saint-Sauveur Bazilikasını görerek, yukarı şehri limana bağlayan Jerzual Sokağı'ndan, artizanların dükkanlarının önünden geçerek limana iniş ve serbest zaman. Akşamüstü, nehrin oluşturduğu haliçin öbür uçanadaki, korsanlar şehri
Saint-Malo'ya varış. Akşam yemeği şehirde, geceleme otelde.
01 Ekim 2020 Perşembe Cancale - Saint Malo

Sabah, Bretonya Zümrüt Kıyıları'nın mücevheri olarak tanınan ve devlet destekli korsanlar kralı Surcouf gibi Fransa'nın en ünlü korsanlarının yaşadığı, Kanada'yı keşfeden denizci Jacques Cartier'nin doğduğu
Saint Malo şehrinin denize hakim, yosun kokan rüzgarların estiği, özel bir atmosfere sahip kayalık bir yarımada üzerindeki tarihsel şehrinde ve onu çevreleyen etkileyici surlarda gezinti. Saint Malo zenginliğini ve ününü bu denizci ve korsanların yanı sıra Fransız edebiyatının ilk romantik yazarlarından olan François-René de Chateaubriand'a borçlu. Daha sonra, çok kısa bir yolculuk ile, Mont St Michel Körfezi'nde bulunan balıkçı limanı
Cancale kasabasına hareket. Pitoresk bir tatil beldesi ve balıkçı limanı olan Cancale doğa güzelliklerinin yanısıra istiridye üretim merkezi olarak da tanınır. Ağarlıklı deniz mahsullerinden oluşan öğle yemeğinden sonra rıhtımlarda ve küçük Houle limanında gezinti yapıp, med cezire bağlı olarak istiridye çiftliklerini gözleme imkanı. Ardından St.Malo'ya dönüş ve bir çok dükkan ve kafelerin bulunduğu şehir merkezinde serbest zaman. Akşam yemeği şehirde. Geceleme otelde.
02 Ekim 2020 Cuma Mont St Michel - Pointe du Hoc - Omaha Beach - Caen

Kahvaltının ardından, Kuzey Bretonya'nın eşiğinde bulunan ve
tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınan
Mont Saint Michel'in keşfi için hareket. Körfezin ortasındaki kayalık bir ada üzerinde kurulu ve Orta Çağ'dan beri bir haç yeri olan Mont Saint Michel, bu sığ sahillerde eşine az rastlanır uzunlukta şaşırtıcı med ve cezir olayının en iyi gözlemlenebildiği yörelerden biridir. Kültürel bakımında eşi bulunmayan tarihi adanın eski sokaklarını ve tüm ihtişamıyla göğe yükselen muazzam Gotik Benedikten Manastırı'nı gezdikten sonra, öğle yemeği için 1 saat serbest zaman. Öğleden sonra, 1944 yılında Müttefikler tarafından gerçekleştirilen çıkartmanın en önemli alanlarını tanımak üzere Normandiya'ya doğru yola devam. Normandiya çıkartmasında Utah, Omaha, Gold, Juno ve Sword gibi kod adlarıyla anılan plajlar hala bu zorlu çıkartmanın izlerini taşımakta. İngilizler tarafından gizlice yapılan suni çıkartma limanı sayesinde başlatılan ve D-day denilen 6 Haziran 1944 tarihindeki çıkartma savaşın en zor anları oldu. Buradan devam eden Normandiya çıkartması 2. Dünya Savaşı'nın sonunu getiren sürecin ilk adımı olarak tarihe geçti. D-Day sabahı buradaki zor çıkartmayı gerçekleştiren Albay Rudder önderliğindeki 225 komando askeriden sadece 90'ı hayatta kalmayı başarabilmesi savaşın şiddetini anlamaya yetiyor. Savaş izlerinin hala görülebilebildiği Almanların kıyı tahkimatı Atlantik Duvarının, stratejik bir noktası olan
Pointe du Hoc'un gezilmesinden sonra,
Omaha Beach'e hakim bir konumdaki
Saint Laurent Amerikan askeri mezarlığı ziyareti. Ardından
Caen'e doğru yola devam. Varışta
"Abbayé aux Hommes Manastırı" gezisi: Norman Romanesk sanatının bir şaheseri olan bu Manastır'ın inşası 11.yüzyıla uzanmakta ve Kıral William'ın mezarıda burada bulunmakta. Manastır gezisinden sonra, şehrin ana caddesinde, beton binaların arasına sıkışarak kalmış olan ahşap evleri görerek, şirin
Vaugueux mahallesine varış. Etrafı küçük restoran ve kafelerle donanmış meydanda akşam yemeği. Geceleme otelde.
03 Ekim 2020 Cumartesi Honfleur - Giverny - Paris - İstanbul

Sabah, adını meşhur bir elma alkolüne veren, Aşağı Normandiya'nın önemli bölgesi Calvados'un kalbindeki
Honfleur'e hareket. İnanılmaz güzel ışığından dolayı bir zamanlar Camille Corot, Eugène Boudin, Claude Monet, Gustave Courbet, Raoul Dufy, Johan-Bartold Jongkind, Paul Signac, Georges Seurat gibi ressamların tercih ettikleri şirin ve küçük bir liman şehri olan Honfleur'ün yürüyerek keşfi. Sanatsal ve tarihsel açıdan önemli bir yer olan Honfleur'ün yelkenli teknelerin demirlediği rıhtımlarında ve dar sokaklarında birbirinden güzel yerleşik eski evleri, "Lieutenance" binasını, gemi marangozları tarafından inşa edilen, XV. yüzyıldan kalma
ahşap Sainte Catherine Kilisesi'ni, ayrı inşa edilmiş çan kulesini ve eski tuz ambarını görebilirsiniz. Serbest zamanın ardından, çizdiği menderesleriyle ünlü Seine Nehri'nin Manches Denizi'ne döküldüğü yerde bulunan etkileyici
Normandiya Köprüsü'nü görerek Paris'ten bir buçuk saat uzaklıktaki
Giverny kasabasına hareket. Giverny'de 1 saat öğle yemeği molası. Ardından, 1883'te ömrünün kalan 43 yılını geçirmek üzere empresyonist (izlenimci) ressam
Claude Monet'nin yerleştiği evi ve aralarında nilüfer çiçekleri ile süslü ilham kaynağı olan ünlü bahçesini ziyaret. Gezinin ardından, Roissy-Charles de Gaulle havalimanına doğru hareket. Türk Hava Yolları ile saat 19:40'ta hareketle saat 00:10'da İstanbul Atatürk Havaalanı'na varış.