İstanbul Sabiha Gökçen havalimanından saat 07:35'de kalkan AJet Hava Yolları'nın VF3186
no.lu uçuşu ile Diyarbakır'a hareket ve saat 09:25'de varış.
Diyarbakır Havalimanı'nda karşılama ve
Silvan'a hareket. Varışta
Ulu Camii, Selahaddin Eyyubi Camii, Atatürk Evi ve
Malabadi Köprüsü gezileri. Ardından
Tillo'ya doğru yola devam. Tillo'da
İsmail Fakirullah Türbesi ziyareti: Türbe, İsmail Fakirullah'ın ölümünden sonra öğrencisi İbrahim Hakkı tarafından 18.yy.da inşaa edilen türbenin yanı sıra 8 köşeli ve 10 mt. yüksekliğinde bir kule yapan İbrahim Hakkı Hazretleri, türbenin doğusuna harçsız taşlarla birde duvar inşa etmiştir. Gece ve gündüzün eşit olduğu ekinoks günlerinde kalenin arkasındaki vadiden yükselen güneş bu duvara çarpmaktadır. Işık sadece duvarda bulunan pencereden geçmektedir. İlerde bulunan tepeden kırılan ışık türbenin penceresinden içeri girerek, İsmail Fakirullah Hazretleri'nin mezarının başını aydınlatmaktadır. Bu astronomi ve mimari harikasını gördükten sonra, muhtemelen 11.yy.da inşaa edilen ilk yapının yerine, 12.yy.da yeniden yapılan
Siirt Ulu Camii gezisi. Şehir merkezinde bir molanın ardından,
Deliklitaş'tan Botan Çayı'nın aktığı vadinin harika manzarasının kuşbakışı izlemesi. Akşam yemeği ve geceleme Barden otelde.
Sabah, kahvatının ardından
Cizre'ye doğru hareket. Nefes kesen manzaralara sahip, Kuzey ve Güney Mezopotamya arasındaki tek geçit olan ve Büyük İskender'inde buradan geçtiği söylenen
"Krallar Geçidi" Kasrik Boğazı'nda bir mola vererek
Cizre'ye varış ve
Kırmızı Medrese, Ulu Cami, Develer Hanı, Abdaliye Medresesi, Hamidiye Kışla binası, Aslanlı Kapı, Mem u Zin Türbesi, İsmail Ebu'l İz El-Cezeri Türbesi, Zerdüşt tapınağı gezileri. Ardından yemek molası ve
Mağara Köyü'ne doğru yola devam. Eski adıyla Kivah olan bu Ezidi Köyü, güvenlik nedeniyle 1993 yılında tamamiyle boşaltılmış, 1910 dan itibaren kısmen geri dönüşler olmuş. İlginç mezarlıklara sahip bu köyde gezdikten sonra
İdil'de
Meryem Ana Kilisesi'ni de gezerek
Öğündük Köyü'ne doğru yola devam. Varışta
Mor Yakup Kilisesi gezisi. Oradan da Süryani
Haberli Köyü'ne giderek, Mor Dodo Kilisesi gezisi ve
Midyat, Mor Gabriel Manastırı'na doğru yola devam. Yayvantepe yakınlarında bulunan manastırın yerleşimi 1600 yıl öncesine dayanır. Temelleri ilk olarak M.S. 397 yılında Mor Samuel ve Mor Şemun adında iki Süryani rahip tarafından atılmış. Midyat Platosu'ndaki manastır yaşamının en eskisi olduğu için, yüzlerce rahibi barındıracak büyüklükte inşa edilmiş. Bu ilginç manastırın gezisinden sonra
Midyat'a varış. Akşam yemeği ve geceleme Kasr-i Nehroz otelde.
Sabah, kahvaltının ardından şehrin eski mahallelerinin keşfi: Şehrin taş evlerle çevrili sokakları adeta bir film stüdyosunu andırmakta. Evlerin içinde, devlet konukevi gibi çok iyi restorasyon görmüş ve bir çok film çekiminde kullanılmış olanlarıda bulunmakta. Kendinizi Mezopotamya uygarlığının derinliklerinde hissedeceğiniz bu gezintiden sonra
Telkari Gümüşcüler Çarşısı' nda bir mola ve ardından
Tur Abdin bölgesinin en eski köylerinden olan
Anıtlı Köyü'nde bulunan ve günümüzde eşine az rastlanan bir mimari özellikteki
Meryem Ana Kilisesi gezisi. Ardından
Dara Antik Kenti'ne hareket. Tarihte Yukarı Mezopotamya'nın en önemli yerleşim yerlerinden birisi olan Dara, İmparator Anastasius'un girişimleriyle 505 yılında, Doğu Roma İmparatorluğu'nun doğu sınırını Sasanilere karşı korumak için askeri amaçlı bir garnizon kenti olarak kurulmuş. Kaya içine oyulan yapılardan oluşan ve geniş bir alana yayılan Dara Antik Kenti'nin çevresi 4 kilometrelik bir surla korunmakta. İç kale, kentin kuzeyinde ve 50 metre yüksekliğindeki tepenin üst düzlüğüne konuşlanmış. Kent içinde bulunan, kilise, saray, çarşı, zindan, tophane, su bendi kalıntıları ve Geç Roma Dönemi'ne kadar uzanan mağara evleri gördükten sonra,
Darulzaferan Manastırı ziyareti: M.Ö. 4000 yılından bugüne dek ayakta kalmış olmasına rağmen Mezopotamya'daki manastırlar arasında en sağlam yapıya sahip olanıdır. Halen Süryani Hananyo Kilisesi'nin doğu köşesinde görülebilen bir Güneş Tapınağı'nın mevcudiyeti bilinir. Bu yapının, düz taşlardan oluşan ve hiç bir birleştirici malzeme kullanmadan tutturulabilmiş tavanı çok ilginçtir. Gezinin ardından otele yerleşme. Akşam yemeği, Güney-Doğu mutfağının lezzetlerini tadacağınız bir restoranda. Geceleme Darius Konağı'nda.
Sabah, kahvaltının ardından, camileri, kiliseleri, manastırları, türbeleri ve kendine has mimarisi ile Medeniyetler ve kültürler beşiği olan
Mardin'in ve
Mazı Dağı'nın yamaçlarında, adeta
Mezopotamya Ovası'nın üzerinde uzanan sarı kalker taşıyla yapılmış evlerinin yarattığı çok özel atmosferinin keşfi: İlk olarak, Mardin merkezde bir zamanlar Süvari Kışlası ve sonrasında da Vergi Dairesi Binası olarak hizmet veren tarihi binada sergilenen mardin'deki yaşamı anlatan fotoğrafları, yaşam alanlarını ve eşyaları göreceğiniz
Sakıp Sabancı Kent Tarihi Müzesi ve aynı binanın birinci katında bulunan Dilek Sabancı Sanat Galerisi; Ardından, 1890 yılında Şatana ailesi tarafından Ermeni mimar Lole'ye yaptırılıp Mardin sivil mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan
Postahane Binası; 14.yüzyılda, son Artuklu Sultanı Melik Necmettin İsa tarafından yaptırılan ve rasathane olarak da kullanılan, dilimli kubbeleriyle dikkat çeken
Zinciriye Medresesi(dıştan); 12.yüzyılda, Artuklular döneminde inşasına başlanan ve Akkoyunlu Sultanı Cihangir'in oğlu Sultan Kasım tarafından 15. yüzyılda tamamlanan tıp eğitimininde verildiği
Kasımiye Medresesi; Mardin'in simgesi olan ve yapılışı 12.yüzyılda, Artuklu dönemine kadar uzanan
Ulu Camii; Kırklar Kilisesi olarak da bilinen ve tarihi 6. yüzyıla kadar uzanan, günümüzde Ortodoks ibadethanesi olarak hizmet eden
Mor Behnam Kilisesi gezileri; şehrin kültürünü en güzel şekilde yansıtan Mardin evlerini yakından göreceğiniz dar sokaklarında ve Baharatçılar, Bakırcılar Çarşıları'nda dolaşma. Öğle yemeğinden sonra, Roma İmparatorluğu döneminde adı Samachi olan
Zerzevan Kalesi' ne doğru hareket: Bir sınır garnizonu kalesi olan Zerzevan, günümüzde
Dünya Mirası Geçici Listesi' nde bulunmakta. Dünyanın en iyi korunmuş askeri yerleşimi olan bu kalede son senelerde yapılan kazılarda, dünyada bulunmuş son
Mithras Tapınağı ortaya çıkarıldı. Yapının Roma'nın doğu sınırındaki ilk tapınak olması, inanç tarihi açısından büyük bir önem taşımakta. Kale gezisinden sonra, Diyarbakır Havalimanı'nı transfer.
Diyarbakır havalimanından saat 20:10'da kalkan AJet Hava Yolları'nın VF3189 no.lu uçuşu ile İstanbul Sabiha Gökçen havalimanına hareket ve saat 22:10'da varış.