Sabah, İstanbul Havalimanı'ndan Türk Hava Yolları'nın saat 07:15'de kalkan TK2820 no.lu uçuşu ile Trabzon'a hareket. Saat 08:50'de varış, karşılama ve minibülerle, Artvin'e doğru yola çıkış. Çoruh Vadisi boyunca muhteşem manzaraları seyrederek, tarihte Livane ve Çoruh olarak bilinen, Çoruh Nehri'nin meydana getirdiği dik yamaçlı uzun vadiler boyunca bakir ormanlarla kaplı cennet gibi bir coğrafyanın ortasında konumlanmış Artvin'e varış: Şehir merkezinde öğle yemeği ve ardından, 10.yüzyıldan kalmış Artvin Kalesi'ni uzaktan görerek Hatila Vadisi Milli Parkı'na doğru yola devam. Yol boyunca, Milli Park'ta, yeşilin onlarca tonunu görebilirsiniz. Burada bir mikro klima mevcut ve bu nedenle Akdeniz iklim karakterine ve bitki örtüsüne rastlıyorsunuz. Hatila Deresi'nden 220 mt. yükseklikte bulunan Cam Seyir Terası'na geldiğinizde, önünüzde, Hatila Deresi ve çok sayıda yan derenin meydana getirdiği dar tabanlı vadi boyunca yemyeşil ormanlarla bezeli sonsuz ve muhteşem bir manzara uzanacak. Vadi boyunca, kayalarda oluşan eğim kırıklarının yarattığı görüntüler ise ayrı bir görsel şölen oluşturmakta. Cam Teras'tan sonra, Şavşat'a doğru yola devam. Şavşat'a varışta Yavuzköy Seyir Terası'ndan harika manzaraları seyrettikten sonra, aynı manzaraların ortasındaki otelimize yerleşme. Otelin özel olarak yetiştirdiği alabalıklardan oluşan akşam yemeği. Geceleme otelde.

Sabah, kahvaltının ardından, otelden Sahara - Karagöl Milli Parkı'na hareket. Yol üzerinde harika manzaraları takip ederek, genelde ladin ve çamlardan oluşan ormanlarla çevrili olan ve ender manzara güzelliklerine sahip Karagöl'e varış. Doğal peyzaj güzelliğine ile zengin flora ve faunaya sahip olan Milli Park'ta görülebilen bitki türleri: Ağaç olarak: Ladin, Sarıçam, Ahlat; Ağaççık olarak: orman gülü, Kızılcık, Fındık; Çalı olarak: Orman Çileği, Böğürtlen; Otsu bitkiler olarak: Eğrelti ve çayır otları olacaktır. Milli Park'ta, Hayvan türlerinden ise: Ayı, Kurt, Tavşan, Domuz, Porsuk, Tilki, Sincap, Vaşak; Kuşlardan: Keklik Doğan Yabanı, Güvercin, Karga, Saksağan, Sığırcık, Alakarga yaşamaktadır. Göl kıyısında yürüyüş yaparak, harika manzaraları seyrettikten sonra, yerel bir restoranda öğle yemeği molası ve ardından Ciritdüzü, Cevizli gibi birbirinden güzel köyler ile Tbeti Kilisesi kalıntılarını gezerek Yavaş Şehir Şavşat'a varış. Şehir merkezinde serbest zamanın ardından otele dönüş. Otelin alakart restoranında size özel mönünün tadımı. Geceleme otelde.

Sabah, kahvaltıdan sonra, Meydancık ve Mısırlı köylerinden geçerek Papart Yaylası'na kadar çıkıp, farklı ve etkileyici manzaraların ortasından Gürcistan sınırı boyunca Çuripira yaylasına varış. Kendinizi dünyanın çatısında ve yalnız hissedeceğiniz bir gün; inanılmaz bir deneyim; muhteşem manzaraların ortasında, sadece tabiatın seslerini duyabileceğiniz büyük bir sessizlik; arzu eden ve soğuk sudan korkmayanlar için yüzme molası bile mümkün... Yol üzerinde çeşitli molalar vererek bu harika manzaraları seyredip, beraberimizde getirdiğimiz piknik sepetleriyle öğle yemeğimizi yedikten sonra, Maral köyünde, yöre sakinlerinin "yeryüzü cenneti" olarak andığı Maral Şelalesi'ne varış. Burada kısa bir yürüyüş ve şelalenin seyri: 68 metreden vadi tabanına dökülen şelale havzanın en önemli güzellikleri arasında yer almakta. Maral'dan dönüş yolunda, renkli süslemeleriyle ilgi çeken, ahşap İremit Camii gezisi ve daha sonra, tarafından Türkiye'de ki ilk biyosfer rezerv alanı ilan edilen Macahel'e hareket. El değmemiş bitki örtüsü, zengin ormanları, saf Kafkas arılarıyla olağan üstü bir ekosisteme sahip olan bu bölgede bulunan Camili Köyü' ne varış ve ardından çevreyi tanıma gezisi: Camili, sadece Türkiye'nin değil, Avrupa'nında en bakir ormanlarına sahip ve yırtıcı kuşların göç yolları üzerinde bulunmakta. Pek çok irili ufaklı kolla beslenen Maçahel Çayı Vadisi, sahip olduğu farklı türlerdeki asırlık ağaçlardan ve yaban hayatından dolayı yeşil bir cenneti andırmakta. Köy içersine yürüyüş yaparken, 1855 yılında bir çığ felaketiyle yıkıldıktan sonra, yıkılan caminin kalan keresteleri ve köylüler tarafından samanlıklarını, serenderlerini, ambarlarını bozarak elde ettikleri ahşaplar kullanılarak Arhavili ustalar tarafından yapılan Köy Camii gezisi. Geziden sonra, Efeler Köyü'ne varış ve çok özel bir konumda bulunan küçük otelimize yerleşme. Burada kendinizi tam anlamıyla yıllardır tanıdığınız bir ailenin evinde misafir gibi hissedebilirsiniz. Akşam yemeğinde ev hanımlarının hazırladığı yöresel lezzetler. Geceleme otelde.

Sabah, eski adı büyük kayalıklar anlamına gelen Eprat olan Efeler Köyü'nün tepesinde bulunan otelimizin hakim olduğu olağanüstü panoramaların ortasında lezzetli bir hakiki köy kahvaltısı. Kahvaltının sonunda, ev sahibi sizlere öğlen pikniğinizi hazırlayacağınız mütrevazi bir büfe hazırlayacak; buradan da öğle yemeğimiz için sandöviçimizi hazırlayarak yaylalara doğru yola çıkış. Tüm gün, müthis ekosistemler ve harika manzaralar göreceğiniz köy ve yayla gezileri: Bir tarafı Gürcistan Dağları'na açık yaylalarda eğer şansınıza varsa bulut denizini görerek, hala ahşaptan yapılma karakteristiğini koruyan evlerin arasında gezerek, olağanüstü panoramalarla karşılaşacaksınız. Hava şartları izin verdiği takdirde, bu yolculuk Fındıklı Yaylası'na kadar sürecek. İnanılmaz güzellikteki ve Karadeniz'in en bakir yaylalarını gördükten sonra, akşam üstü köye dönüş. Şahit olduğunuz en etkileyici güneş batımlarından birini buradan izleyebilirsiniz. Yöresel lezzetlerden oluşan akşam yemeği ve geceleme.

Sabah, kahvaltının ardından, Karagöl Tabiat Parkı'na hareket. Parkın içinde bulunan, 19.yüzyıl başlarında, bugünkü "Klaskur (Aralık) Yaylası"nın yakınlarındaki bir tepenin heyelan sonucu Klaskur Deresi'nin önünü kapatmasıyla oluşan Karagöl'ün Kıyısı' nda yürüyüş. Daha sonra Mençuna Şelalesi'ne doğru yola devam. Arhavi yakınlarında bulunan ve 80 mt.den akan bu şelale, akan suya fon teşkil eden siyah kayalıklar ve suyun oluşturduğu bembeyaz köpüklerle müthiş bir görünüm sunmakta. Üzerindeki Asma Köprü ise ayrı bir güzellik oluşturmakta. Şelale gezisinden sonra Çağlayan Vadisi'ne doğru yola devam. Yeşile doyacağınız muhteşem manzaralar sunan bir orman örtüsüyle kaplı derin bir koridor olan Çağlayan Vadisi'nde dört kilometre boyunca göreceğiniz Laz Konakları ve Çağlayan ve Aslandere Köprüleri, fotoğraf tutkunları için bir cennet. Vadiyi gezdikten sonra, Çayeli'ne varış ve yöreye özgü kuru fasulye, pilav ve sütlaçtan oluşan öğle yemeği. Yemekten sonra, en harika çay bahçesi manzaralarını seyredeceğiniz Çeçeva Köyü'ne doğru yola devam. Burada, olağanüstü güzellikteki çay bahçelerinde gezdikten sonra Rize'ye doğru yola devam. Maşhur Rize Bezleri'ni görebileceğiniz Rize'de ve Sürmene Bıçakları'nı görebileceğiniz Sürmene'de ve molalar vererek Trabzon Havalimanı'na varış. Türk Havayolları'nın saat 20:35'de kalkan TK2835 no.lu uçuşu ile İstanbul'a hareket. Saat 22:25'de İstanbul Havalimanı'na varış.