3 Şehir & 3 Müze


Son senelerde, gerek Mezopotamya Kapıları'nda tesadüfen bulunan höyüklerde, gerekse sit alanlarını yeni yapılan barajların sularından kurtarmak için yapılan kazı ve araştırmalarda bulunan harika eserler iki devasa ve çok güzel müzenin yapılmasına neden oldu: Gaziantep ve Şanlıurfa Arkeoloji müzeleri. Birinde Zeugma'nın muhteşem villalarının mozaikleri, öbüründe ise Göbeklitepe'nin kült yapıları modern tekniklerle sergilenmekte. Sadece bu iki müze bile önemli bir seyahat nedeni olmaya yeterli. Birde buna yenilenen Antakya Mozaik Müzesi, ilginç Yesemek Hitit Heykel Atölyesi, muhteşem Göbeklitepe, Karahantepe, Soğmatar, Zeugma gibi ören yerleri ile tarihte bir çok defa el değiştiren, önemli bir konuma sahip Ravanda Kalesi ve Kilis'in gizemli sokakları gibi ilgi odakları eklenince, bu yolculuğu son derece cazip kılıyor. Bütün bunlara şehirlerin tarihi dokuları ile yöresel lezzetleri eklenince, ortaya kaçırılmaması gereken, dopdolu geçireceğiniz uzun bir hafta sonu programı ortaya çıkmakta...

TURUN ÖZELLİKLERİ

  • İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya' dan uçak ile katılım imkanı;
  • Şanlurfa (1), Gaziantep (2), Antakya (1) da konaklama;
  • Harran, Göbeklitepe, Karahantepe, Soğmatar, Zeugma ve Halfeti gezileri;
  • Çok az tanınan Hitit Heykel Atölyesi Yesemek'in, Ravanda Kalesinin keşfi;
  • Şanlıurfa, Gaziantep ve Antakya arkeoloji Müzeleri gezileri;
  • Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis ve Antakya'da şehirlerin tarihi dokularının keşfi;
  • Yöresel mutfak lezzetlerin tadımı;
  • Şanlıurfa'nın nezih bir ortamında sıra gecesi;
  • Mezopotamya medeniyetlerinin derinlemesine keşfi...

1. Gün İstanbul - Urfa - Göbeklitepe - Karahantepe - Soğmatar - Harran

  • İstanbul Havalimanı'ndan, saat 06:35'de, Türk Hava Yolları'nın TK2246 no.lu uçuşu ile Şanlıurfa'ya hareket ve 08:20'de varış
  • Ankara Havalimanı'ndan, saat 07:45'de, AnadoluJet'in TK7114 no.lu uçuşu ile Şanlıurfa'ya hareket ve 09:00'da varış
  • İzmir Havalimanı'ndan, saat 05:50'de, AnadoluJet'in TK7003 no.lu uçuşu ile, Ankara üstünden Şanlıurfa'ya hareket ve
    09:00'da varış
  • Antalya Havalimanı'ndan, saat 05:45'de, AnadoluJet'in TK7029 no.lu uçuşu ile, Ankara üstünden Şanlıurfa'ya hareket ve
    09:00'da varış

  • Saat 09:15'de Şanlıurfa Havalimanı'nda buluşma ve 2018 senesinde Dünya Mirası listesine dahil edilen Göbeklitepe'ye hareket. Dünyanın bilinen en eski kült yapılar topluluğu olan Göbeklitepe, araları taş duvarla örülü T biçimindeki 10 - 12 yuvarlak planda dizilmiş dikilitaş ve merkezine yerleştirilmiş daha yüksek boyda iki dikilitaştan oluşmakta. Bu dikilitaşların çoğu üzerinde insan, el ve kol, çeşitli hayvan ve soyut semboller, kabartma ya da oyularak betimlenmiş. Bu kompozisyonun, bir öykü, bir anlatım ya da bir mesaj ifade ettiği düşünülmekte. Sonuçta, buranın bir yerleşim yerinden ziyade bir kült alanı olduğu savı güç kazanmakta. Buradaki kült yapılarının üretime geçiş aşamasına yakın olan son avcı grupları tarafından inşaa edilmiş olduğu düşünülmekte ve tüm bu dikilitaşlar, stilize insan heykelleri olarak yorumlanmakta. Göbeklitepe gezisinden sonra, 1997 senesinde keşfedilip, 2019 senesinden beri kazılan ve ziyarete yeni açılan Karahantepe'ye doğru yola devam. Burada da, Göbeklitepe'ye benzer, 250 den fazla, insan ve hayvan tasvirleri içeren anıtsal boyutta dikilitaş bulundu. Karahantepe'de, Göbeklitepe'de öne çıkan hayvan betimlerinin yanısıra daha çok insan tasvirleri ön plana çıkmakta. Gezinin ardından Soğmatar'a doğru yola devam ve varışta, size özel olarak hazırlanmış bir piknik sofrası etrafında keyifli öğle yemeği. Soğmatar'ın adı, Arapça yağmur demek olan "Matar" sözcüğünden gelir. Kışın bol yağmur alan bölgedeki çok sayıdaki sarnıç, dağlarda otlatılan koyun ve keçi sürülerinin yaz aylarındaki su ihtiyacını karşılamaktaydı. Bu nedenle köy günümüzde de "Yağmurlu" adıyla anılmakta. Hz. Musa'nın burada çiftçilik yaptığına ve köy içerisindeki kuyulardan birinin Hz. Musa'nın mûcizevi asası tarafından açıldığına inanılmaktadır. Araştırmacılar, köyün ortasında yer alan höyük, Soğmatar'ın milattan önceki çağlara uzanan tarihini gün ışığına çıkartacak belgeleri içerisinde barındırdığını ve burada yaşayanların Assur ve Babillilerin politeist inancından gelen ve ay, güneş ve gezegenlerin kutsal sayıldığı Pagan dine inandıklarını ileri sürmektedirler. Aynı çerçevede, köyün üstündeki açık hava mabedi "Kutsal Tepe"nin batısında ve kuzey batısındaki tepelerde yer alan 7 adet yapının Güneş, Ay, Satürn, Jüpiter, Mars, Venüs ve Merkür tanrılarını temsil eden tapınaklar olduğu söylenmektedir. Köy ve çevresindeki geziden sonra yola devam ve Kuzey Mezopotamya'nın en eski yerleşimlerinden ve ilk bilim merkezlerinden olup, Dünya'nın ilk üniversitesini barındıran Harran'a varış. Harran adına ilk defa, Kültepe ve Mari'de bulunan M.Ö. 2.000 başlarına ait çivi yazılı tabletlerde rastlanır. M.Ö. 2.000'in ortalarına ait Hitit Tabletleri'nde, Hitit'lerle Mitanni'ler arasında yapılan bir anlaşmaya Harran'daki Ay Tanrısının (Sin) ve Güneş Tanrısının şahit tutulduğu belirtilmektedir. Harran, Kuzey Mezopotamya'dan gelerek batı ve kuzeybatıya bağlanan önemli ticaret yollarının kesiştiği bir noktada bulunmasında dolayı Anadolu ile sıkı ticaret ilişkileri bulunan Asurlu tüccarların önemli uğrak yerlerinden biri idi. Anadolu'dan Mezopotamya'ya Mezopotamya'dan da Anadolu'ya olan ticaret binlerce yıl Harran üzerinden yapılmıştı. Bu da burada zengin ve köklü bir kültür birikiminin oluşmasına neden olmuştur. Harran, Ay, Güneş ve Gezegenlerin kutsal sayıldığı eski Mezopotamya putperestliğinin (Sabiizm) önemli merkezi olmasıyla tanınırdı. Bu nedenle Harran'da Astronomi ilmi çok ilerlemişti. Dünyadaki üç büyük felsefe ekolünden birisi Harran Ekolü'dür. Günümüzde ise, zamanla çölleşen Mezopotamya Ovası yüzünden fakirleşen Harran, GAP ile yeniden canlanmakta fakat, üçbin yıllık geçmişi olan ve Harran'ın simgesi durumuna gelen koni biçimindeki Mezopotamya Evleri, maalesef şehirleşme karşısında yok olma tehlikesi altına girmekteler. Bu ilginç kasabayı ve antik kentin harabelerini gezdikten sonra uygarlığın beşiği Şanlıurfa'ya doğru yola devam. Varışta otele yerleşme.
    Akşam yemeği, yöresel yemekler ve müzikler eşliğinde geleneksel ''Sıra Gecesi''.

    2. Gün Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi - Balıklı Göl - Birecik - Halfeti - Zeugma - Gaziantep

    Sabah, kahvaltıdan sonra, otelden 2015 yılında açılan Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi ziyaret etmek üzere hareket. Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi, Arkeopark ve Edessa Mozaik Müzesi'nden oluşan Haleplibahçe Müze Kompleksi, 34 bin metrekarelik kapalı alanıyla Türkiye'nin en büyük müzesi olma özelliğini taşıyor. Göbeklitepe, Karahantepe, Nevalı Çori, Akarçay Tepe, Hassek Höyük, Gre Virike, Lidar Höyük gibi höyüklerin her biri uygarlık tarihinin mihenk taşlarını oluşturuyor. Şanlıurfa'da özellikle 1960'lı yıllardan beri yapılan Baraj Kurtarma Kazıları ile çok önemli arkeolojik eserler keşfedildi. Çağdaş müzecilik anlayışı ile kurulan yeni Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'nde bu höyüklerin her biri, gerek kazı hikayesi gerekse eserleri ile, bölgede uzun yıllar çalışmış ve bu kazılarda görev almış deneyimli bilim insanlarının desteği ve katkısı ile özel tasarlanan bir mekan içerisinde sergilenmekte. Müze gezisi ardından Balıklı Göl ziyareti. İbrahim Peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinen bu iki göl, kutsal balıkları ve çevrelerindeki tarihi eserler ile Şanlıurfa'nın sembolü haline gelmiş. Balıklı Göl gezisinden sonra, Urfa'nın tarihi dokusunun keşfine kapalı çarşı, eski taş sokak ve evler, Gümrük Han'la devam. Öğle yemeği, en lezzetli yöresel yemekleri tadacağınız yerel bir lokantada. Yemekten sonra, Birecik'e doğru yola devam: Birecik'teki Kelaynak üreme çiftliğinde mola ve Birecik Barajı sularının altında kalan Halfeti'ye doğru yola devam. Halfeti'de şehir ve kale kalıntılarının etkileyici manzarasını yakından görmek için tekne ile bir gezinti ve ardından Zeugma'ya doğru hareket . Zeugma Antik Kenti, M.Ö. 300'de Büyük İskender tarafından ''Selevkia Euphrates'' adıyla kurulmuş. Kommagene Krallığı'nın dört büyük şehrinden biri olan kent, M.Ö. 31'den itibaren tamamıyla Roma İmparatorluğuna bağlanmış ve adı ''köprü'', ''geçit'' anlamına gelen ''Zeugma'' olarak değişmiş. Fırat Nehri'nin kıyısında yaklaşık 20.000 dönümlük bir arazi üzerine kurulu olan Kent, Fırat'ın geçilebilir en sığ yerinde olması, askeri ve ticari bakımdan çok stratejik bir bölgede bulunması nedeniyle tarihin her döneminde önemini korumuş. Roma İmparatorluğu'nun 4.Skitia Lejyon Garnizonu'nun burada konuşlandırılması ve ticaret sebebiyle kısa zamanda 80.000 nüfusa ulaşan Zeugma'da, Fırat manzaralı yamaçlara villalar inşa edilir. Bu büyük nüfus ile Zeugma dünyanın en büyük kentlerinden biri haline gelir. Yapılan kazı çalışmalarında A, B ve C olarak üç bölümde incelenen şehrin villaları ve çarşılarının bulunduğu A ve B bölümleri bugün Birecik Hidroelektrik Baraj gölü altında bulunmaktadır. Henüz kazı yapılmamış C bölümünde ileride bir açık hava müzesi oluşturulması planlanmaktadır. Zeugma gezisinden sonra Gaziantep'e doğru yola devam ve varışta otele yerleşme.
    Akşam yemeği, Gaziantep mutfağının kebab ve baklavalarını tadacağınız otantik ve lezzetli bir restoran olan Küşlemeci Mehmet Usta Lokantası'nda. Geceleme Tuğcan otelde 5*.

    3. Gün Gaziantep - Zeugma Müzesi

    Sabah, kahvaltıdan sonra, 2011'de açılan Zeugma Mozaik Müzesi ziyareti. Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi gerek yapısal kompleksi gerekse içinde yer alan eserleri açısından dünyanın en önemli müzeleri arasında yer almakta. Müzenin koleksiyonunda Roma ve geç antik döneme ait 2.748 m2 mozaik ve 140 m2 duvar resmi bulunmakta. Bu eserler, Zeugma Antik Kenti'nin, nehre bakan teraslardaki, zengin tüccarların villalarından gelmekte. Müzede mozaik ve freskler dışında, bir çok değerli eser sergilenmekte. Bunlardan bronz Mars heykeli, sergilenen önemli parçaların başında gelir. Ayrıca dünyaca ünlü Çingene Kızı mozaiği' ni de burada görebilirsiniz. Gezinin ardından, öğle yemeğinde, Gaziantep mutfağının bir lezzet durağı olan Dukat Kebap'ta Beyran tadımı. Öğleden sonra,Gaziantep'in tarihi dokusunu keşfetmek için Tarihi Evleri, Sokakları, Bakırcılar Çarşısı, Zincirli Bedesten ve Pişirici Mescidi Kesteli gezisi. Gaziantep Kastelleri su mimarisinin dünyada benzeri bulunmayan eşsiz örnekleridir. Bunlar bir çok işlevi bulunan yapılar olarak inşa edilmiş. Türk Mimarisi'nde sadece Gaziantep'te bulunan bu yapılar kısmen veya tamamen yer altında bulundukları için pek dikkati çekmemişler. Gaziantep şehir merkezinden geçen Alleben Deresi gibi bir su kaynağına sahip olmasına rağmen, tarih boyunca yeraltı su kaynakları bakımından fakir bir şehir olmuş. İnsanlar buldukları suyun buharlaşma veya başka bir yolla kaybolmasını önlemek için yerin altından açtıkları ''Livas'' denilen kanallarla suları belli bir merkeze toplamışlar ve bu merkezden de şehre dağıtmışlar. Genel olarak cami altlarından geçen su kanallarının belli bir noktasına yüzeyden 30-40 merdivenle inilen ve adına ''Kastel'' denilen; içinde tuvaleti, yıkanma yeri, dinlenme ve abdest alma yerleri, hanımların çamaşır ve yün yıkama mekanları ve bazılarında namaz kılma alanlarının da bulunduğu genişçe mağaramsı boşluklar oluşturulmuş. Gezeceğimiz Pişirici Mescidi Kasteli bunların en önemli örneklerinden biridir. Tahmis Kahvesi veya Zahter Çayını tatmak, Lezzetli Baklavalardan alabilmek için şehrin tarihi merkezinde serbest zamanın ardından otele dönüş. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

    4. Gün Gaziantep - Ravanda Kalesi - Kilis - Yesemek - Antakya

    Sabah, kahvaltıdan sonra, otelden Ravanda Kalesi'ne doğru hareket. Yüksek bir tepenin üzerinde, harika bir manzaraya hakim bir konumda bulunan Ravanda Kalesi Kilis'e yakın Belenözü Köyü yakınlarındadır. İlk yerleşimi Yesemek Heykel Atölyesi'ne yakınlığından dolayı Hititlere kadar tarihlenen Kale, sonrasında Memluklular, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde de kullanılmış. Kalenin varlığından ilk kez Haçlılar döneminde bahsedilir. 11.yüzyılda, 1.Haçlı Seferi esnasında, Ravanda Kalesi Selçukluların egemenliği altındadır, ancak 1098 yılında Urfa Haçlı kontluğu'nun kurulmasıyla 54 yıl Haçlı hâkimiyetinde kalır. Urfa'yı Antakya'ya bağlayan önemli bir yol üzerinde bulunan Ravanda Kalesi, Afrin Çayı'nın önemli bir geçit yeri konumundadır. Uzun süre Memluk egemenliğinde kalan Ravanda Kalesi, Yavuz Sultan Selim'in 1516 yılında, kalenin çok yakınlarında Mercidabık zaferini kazandıktan sonra Osmanlı egemenliğine geçer. Günümüzde, keyifle gezilen bir tarih mirasıdır. Kale gezisinden sonra , Suriye ile sınır kapımız olan ve tarihi MÖ 1700'lü yıllarda burada yaşayan Hititler'e kadar uzanan Kilis'e doğru yola devam. Varışta, yerel bir lokantada öğle yemeği ve ardından şehir turu: Eski Sabunhane binasında yeni açılan Kilis Müzesi, Şehrin tarihi mahalleleri ve evleri, Salih Efendi sokağı ve ardından Antakya' ya hareket. Yol üzerinde Yesemek Açık Hava Müzesi ziyareti. Yakındoğu'nun en büyük açıkhava heykel atölyesi olarak, içerisinde halen çok sayıda heykel taslağı bulunmasının yanısıra, atölyeden elde edilen bilgilerle, taş blokların taşocağından kesilmesinden, değişik türde heykellerin taslak haline getirilmesine kadar, pek çok aşamanın öğrenilebilmesi nedeniyle benzersiz olan, antik dünyanın sanat merkezi Yesemek, Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'nde yer almaktadır. Yesemek, M.Ö. 14. yüzyıl ile 7. yüzyıllar arasında, yakındoğunun en büyük taş ocağı ve heykel işleme atölyesidir. Yerli halk Hurriler'in çalıştığı atölye, bölgenin Hitit hakimiyeti altına girdiği, M.Ö. 2000 yılının ikinci yarısında, İmparator I.Suppiluliuma zamanında işletmeye açılmış. M.Ö. 1200'lerde yaşanan deniz kavimleri saldırısının ardından faaliyetleri zayıflayan atölye de, M.Ö. 9. yüzyılda Geç Hitit Krallıkları ile çalışmalar tekrar yoğunlaşmış ve bu ikinci dönemde özellikle, Hitit, Suriye, Arami ve Asur sanat unsurları ağırlık kazanmış. Oriantalizm adıyla anılan bu üslup, batıda gelişmeye başlayan Ege kültürlerini etkileyerek Yunan sanatının çekirdeğini oluşturmuş. M.Ö. VIII. yüzyılın son çeyreğinde, Asurlular tarafından faaliyetine son verildiği bilinen atölyede, adeta zaman donmuş gibi, her şey olduğu yerde kalmış, Yesemek gezisinin ardından Antakya'ya varış ve otele yerleşme.
    Akşam yemeği otelde size özel hazırlanan yöresel lezzetlerin ve tepsi kebabının tadımı.

    5. Gün Hatay Arkeoloji Müzesi - Necmi Afsuroğlu Müzesi - Habib-i Neccar Camii - Uzun Çarşı - Dönüş

    Sabah, kahvaltıdan sonra, Harbiye Şeleleri gezisi ve ardından Aralık 2014'te yeni yerinde açılan Hatay Arkeoloji Müzesi gezisi. Müze eskiden beri barındırdığı eşsiz güzellikteki mozaiklerle tanınır. Çok detaylı işlenmiş ve muhteşem renklere sahip mozaik koleksiyonu dünyada büyüklük açısından ikincidir. Müze aynı zamanda dünyanın üçüncü büyük sikke koleksiyonuna da ev sahipliği yapmakta. Müze gezisinin ardından, Habib-i Neccar Dağı yakınında bir doğal mağarada bulunan, Aziz Petrus'un ilk vaaz verdiği yer olduğuna ve Hıristiyanlığın ilk kilisesi olduğuna inanılan Saint Pierre Kilisesi ve Müze Otel'in altında bulunan Necmi Afsuroğlu Müzesi gezisi. Daha sonra, yöresel lezzetleri tadacağınız öğle yemeği. Öğleden sonra, Dünya'nın ilk ışıklandırılmış caddesi olduğu söylenen Kurtuluş Caddesi'nde ve eski Çarşı kültürünü doyasıya yaşayacağınız Uzun Çarşı' da kısa bir yürüyüş. Affan Kahvesi'nde süvari kahvesi tadımının ardından, Anadolu'da kurulmuş olan ilk cami olarak bilinen ve hem Hıristiyanlar hem de Müslümanlar için önemli bir anlamı olan Habib-i Neccar Camii gezisi. Ardından, Katolik Kilisesi ve camiinin karşısındaki Sinagog'u ziyaret edip (Sinagog ve Kilise kapalı olduğu takdirde sadece dışarıdan görülecektir) eski sokakların havasını soluduktan sonra şehir merkezinde serbest zaman. Havalimanı'na transfer:

  • Türk Hava Yolları'nın TK2271 no.lu uçuşu ile 20:00'de İstanbul Havalimanı'na hareket ve 21:50'de varış
  • Türk Hava Yolları'nın TK2271 no.lu uçuşu ile 20:00'de İstanbul üzerinden Ankara Havalimanı'na hareket ve 01:00'de varış
  • Türk Hava Yolları'nın TK2271 no.lu uçuşu ile 20:00'de İstanbul üzerinden İzmir Havalimanı'na hareket ve 00:10'da varış
  • Türk Hava Yolları'nın TK2271 no.lu uçuşu ile 20:00'de İstanbul üzerinden Antalya Havalimanı'na hareket ve 00:20'de varış
  • Şanlıurfa: Dedeman Şanlıurfa 5 *
    Tripadvisor'a Git
    video thumbnail
    video thumbnail
    video thumbnail
    Gaziantep: Tuğcan Otel 5 *
    Tripadvisor'a Git
    video thumbnail
    video thumbnail
    video thumbnail
    Antakya: Grand Boğaziçi Hotel 4 *
    Tripadvisor'a Git
    video thumbnail
    video thumbnail
    video thumbnail
    Rezervasyon Şartları:
    Covid-19 salgınının neden olduğu kargaşadan dolayı, 2021/23 senelerine özel olarak tura kayıt şartlarında değişiklikler yaptık:
    Talebiniz üzerine tura kaydınız opsiyonlu olarak tutulacak ve münferit olarak, adınıza alımlarını yapacağımız uçak biletlerinizi tedarik ettiğinizde tur rezervasyonunuz kesinlik kazanacaktır. Tur ücretini,
  • Yurtiçi gezilerde seyahatin başlamasından 15 gün öncesine kadar,
  • Ancak turun, bu tarihlerden önce tamamiyle dolması halinde, katılımcı sayısını kesinleştirmek için %25 ön ödeme talep edilebilir.


  • * Turun uçak biletleri, talep ve bilet ödemenizi gerçekleştirdiğiniz gün münferit olarak kesilerek size ulaştıralacaktır. Herhangi bir iptal durumunda, biletinizin iadesini doğrudan havayolu şirketinden, onların belirlediği şartlarda talep edebilirsiniz. Ancak, ilerleyen tarihlerde münferit uçak bilet fiyatları değişiklik gösterebileceği için, bilet taleplerinizi öncelikle yapmanız size avantaj sağlayacaktır.
    Ücrete dahil olan hizmetlerimiz
    • 1, 2 , 3 ve 4. gün, akşam yemekleri;
    • 1. akşam Urfa Sıra Gecesi ;
    • 1, 2, 3, 4 ve 5. öğle yemekleri;
    • Yemeklerde su ve kahve ikramı;
    • Programda belirtilen otellerde konaklama;
    • Halfeti'de tekne turu;
    • Konforlu araç ile seyahat;
    • Rehberlik hizmetleri;
    • Tüm bahşişler ( Tur Rehberi Bahşişi hariç) ;
    • Seyahat sigorta paketi.İptal ve Sağlık içerikli Seyahat Sigorta Paketi*.
    Ücrete dahil olmayan hizmetlerimiz
    • Şanlıurfa'ya ulaşım ve Antakya'dan dönüş;
    • Ören yerleri girişi için müze kart;
    • Programda belirtilmeyen geziler;
    • Tur lideri bahşişi;
    • Her türlü kişisel harcama;

    * PoloTurizm özel seyahat sigorta paketi tüm seyahat ücretlerine dahil olup, ilk ödemeyi yaptığınız anda size verilen poliçe, Polo Turizm Seyahatleri'ne katılan yolcuların tamamını kapsar. Poliçenin:

  • Mesleki Sorumluk bölümü ödenen ücretin % 100 'ünü
  • Zorunlu Nedenlerle Seyahat İptali bölümü ise ödenen ücretin %90'ını teminat altına alır. 85 yaş ve üstü yolcularda Zorunlu Nedenlerle Seyahat İptali bu kapsamın dışındadır.
  • Seyahat Sağlık bölümü, seyahat esnasında sağlık sorunları veya vefat durumunda, masraflarınızı: Yurt Dışı seyahatlerde 30 000 EURO ya; Yurt İçi seyahatlerde ise 10 000 TL sına kadar karşılamaktadır. Kapsam alanlarının detayını poliçenizde görebilirsiniz.