22 Eylül 2018 Cumartesi İstanbul - Cenevre - Annecy - Chamonix

Türk Havayollarının saat 08.10 da Atatürk Havaalanı'ndan kalkan uçuşu ile Cenevre'ye hareket. Saat 10.25 de Cenevre'ye varış, karşılama ve
Fransız Alpleri'nin İncisi diye
anılan
Annecy'ye gitmek ücere yola çıkış. Varışta öğle yemeği ve otele yerleşme. Şehrin içinden geçen iki kanal ve Thiou Nehri, zaman zaman gezginlerin şehri Fransız Venedik'i diye adlandırmalarınada neden olur. Öğleden sonra, Annecy şehir turu: İlk olarak 12.yüzyıldan kalma bir kilise olduğu düşünülen
Annecy Şatosu. Semnoz Dağı'na sırtını dayayan ve şehrin tepesinde yeralan bina, bir çok kere yangın geçeirdikten sonra, tadilat görüp, kışla olarak kullanılmış ve günümüzde de bir müzeye dönüştürülmüş. En eski bölümü olan Kıraliçe Kulesi harika bir eski şehir ve göl panoramasına hakimdir. Daha sonra, şehrin en tanınmış ve Fransa'nın en çok fotoğrafı çekilen binalarının başında gelen
Palais de l'isle gezisi. 12. yüzyılda nehrin üzerinde ki bir adacıkta bir kale, hatta nehirden geçenlerden haraç almak için bir gümrük binası olarak, inşa edilen bu bina, zaman zaman da hapishane olarak kullanılmış ve günümüzde de bir müzedir. Ardından, St Maurice Kanalı üzerine 15. yüzyılda inşa edilmiş
Aziz Maurice Şapeli gezisi. Dominikenlere ait olan bu şapelin Savoy Gotiği tarzında oldukça ilginç bir çatısı vardır. Şehir turu, bu şirin şehri bir başka açıdan görebileceğimiz
Annecy Gölü'nde bir tekne gezintisiyle tamamlanacak. Sonrasında Chamonix'e transfer. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
23 Eylül 2018 Pazar Chamonix - Mont Blanc - Torino

Sabah, Chamonix şehir merkezinde, özellikle güzel dükkanları keyifle gezeceğiniz bir moladan sonra, tren istasyonundan bineceğimiz zincirli dağ treni ile nefes kesen manzaraların ortasından geçerek, buz denizini göreceğimiz Bellevue'ya kadar uzanan iki saatlik bir panaromik gezi. Bu tren gezisi esnasında, bulutların müsade ettikleri ölçüde, 4 bin metrenin üzerinde heybetli bir dağ silsilesi ile ulaştığı 4792 metre ile Avrupa'nın en yükseği olan muhteşem
Mont Blanc'ın zirvesini görebilirsiniz. Chamonix'ye dönüşte öğle yemeği. Ardından 1965 senesinde açılan ve 11.6 km uzunluğunda olan meşhur
Mont Blanc Tüneli'nden geçerek Torino'ya doğru yola devam. Alp Dağları ile Po Nehri'nin aktığı Po Ovası arasında yer alan
Torino, ihtişamlı geçmişini yansıtan Roma, Barok, Rokoko, Neo Klasik hatta Art Nouveau dönemleri mimarisiyle bir açık hava müzesini çağrıştırmakta. XVIII. yüzyılda Piemonte-Sardinya Krallığı'nın başkenti olan Torino, kısa sürede Avrupa'nın en önemli şehirlerinden birine dönüşüp, 1861-65 yılları arasında Birleşik İtalya'nın ilk başkenti ünvanını kazanmış. Son yüzyılda ise hızla sanayileşen kent, İtalya'nın önde gelen üretim merkezlerinden biri haline gelmiş. Savoia Hanedanı'nın başkenti olan Torino ve Piemonte bölgesi
UNESCO tarafından Kültür Mirası ilan edilen 15 kraliyet konutu barındırmakta. Savoia Kontluğu'nun devamı olan Savoia Düklüğü Piemonte-Sardinya Krallığı ve İtalya Krallığı'nın çekirdeğini oluşturmuş. Şehre varışta, 1659 -1675 yılları arasında Dük II. Carlo Emanuele tarafından Barok mimari tarzında bir av köşkü olarak inşa ettirilmiş
Venaria Reale Sarayı gezisi. Torino'nun merkezine 8 kilometre uzaklıktaki Savoia Hanedanı'nın gücünü ve dükün şanını yansıtan Venaria Reale Piemonte'nin en büyük sarayıdır. Ardından otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
24 Eylül 2018 Pazartesi Torino

Sabah, kahvaltının ardından, otelden yürüyerek hareketle tarihi şehir turu: İlk olarak, Antik Roma kalıntılarının bulunduğu Porta Palatina'nın yanındaki, İsa'nın çarmıha gerildikten sonra bedenine sarıldığına inanılan keten bezi barındıran
Duomo di San Giovanni Katedrali'ni ziyaret;
Palazzo Reale Kraliyet Sarayı (UNESCO) ve Puccini'nin ünlü operası La Bohème'in 1 Şubat 1896'da ilk kez sahnelendiği
Teatro Regio'nun bulunduğu
Piazza Castello'nun keşfi; bu meydana açılan ve Eski Sanatlar Müzesi'ni barındıran, zarif
Palazzo Madama Sarayı (UNESCO) gezisi; kafeleri ve prestijli dükkanlarıyla Via Roma Caddesi; İtalya'nın ilk parlamentosuna ev sahipliği yapan
Palazzo Carignano'nun
(UNESCO) bulunduğu Piazza Carignano'yu gördükten sonra, iç mekanı Art Nouveau tarzındaki dekore edilmiş bir lokantada öğle yemeği. Ardından, Torino'nun simgelerinden biri olan, tasarım harikası
Mole Antonelliana'nın keşfi. Buradan devam ederek
Via Po caddesi, Piazza Vittorio Veneto, Ponte Vittorio Emanuele Köprüsü ve
Fiume Po Nehri'ni görüp
FIAT şehri olarak anılan ve uzun yıllar yüz binlerce ailenin geçimini bu işden sağladığı yerleşim bölgesi
Lingotto'nun keşfi için otobüsle hareket. Önemli bir sanayi ve ulaşım merkezi olarak da tanınan ve XX. Yüzyılın başından beri FIAT
(Fabbrica Italiana Automobili Torino) fabrikasına ev sahipliği yapan Torino, İtalya otomotiv endüstrisinin kalbini oluşturmuş. Fiat fabrikaları, yönetim merkezini burada bırakıp üretimi başka bir bölgeye taşıyınca, dev FIAT fabrikasının yeniden tasarlaması ile Lingotto alışveriş, otel, kültür, sanat ve iş merkezinden oluşan dev bir komplekse dönüştürülmüş. Burada bulunan
"Museo dell'Automobile" gezisi: Bu müze, motorlu binek ve yarış araçlarından oluşan bir asırlık gelişimi, estetiği ön planda tutarak çok güzel sergilemekte. Bu keyifli gezinin ardından, eski FIAT fabrikasının karşısında açılan enogastronomiye adanmış gastronomi cenneti "Eataly" de serbest zaman. Daha sonra, otele dönüş. Akşam yemeği, şehirde bir retoranda. Geceleme otelde.
25 Eylül 2018 Salı Torino - Portofino - Cenova

Sabah, küçük fakat o kadar da ünlü
Portofino 'ya hareket. Barolo, Barbaresco, Alba, bağlarının bulunduğu bölgenin yakınlarından, tepelerdeki üzüm bağlarının, kasabaların etkileyici manzaraları içinden geçerek
Monterosso' ya varış ve kısa bir tekne yolculuğuyla
Portofino'ya geçiş. Şair Guy De Maupassant XIX. yüzyılda, İtalyan "Rivyerası"nda, doğa parkı ve deniz rezervi ile sınırlı, Portofino'yu tarif ederken, "Hilal şeklinde, sakin bir koyun kenarına uzanan küçük bir köy" diye yazmıştı. Eski deniz kültürü, lüksü ve Akdeniz kişiliği ile tanınan bu muhteşem deniz sayfiye yeri, her zaman artistlerin ovdüğü, ünlülerin ve yazarların çok sevdiği yerler arasında oldu. İnternasyonal sosyetenin buluşma noktası Piazzetta Portofino'nun sembolü olurken, karakteristik renkli evleri ile liman, denizcilik geleneklerini simgeleyen tarihi merkezinin ikonasıdır. Denizcilkte bu kadar becerikli oldukları için yerli halkı Yunanlılar ve Romalılar tarafından "Delfini" yani "yunuslar" olarak adlandırılmaktaydılar. Portofino gezisinin ardından
Monterosso'da öğle yemeği ve Cenova'ya doğru yola devam. Varışta, ince bir kıyı şeridi üzerine kurulan Cenova'nın
UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınan tarihi merkezini gezisi. Tarihinin yanı sıra zengin sanat, müzik, gastronomi ve mimari geleneklerinin sayesinde Cenova 2004 yılında Avrupa kültür başkenti oldu. Art Nouveau binalarıyla
Piazza de Ferrari meydanı; Carlo Felice Tiyatrosu; Via Garibaldi caddesi; "Palazzo Ducale" dukalık sarayı; San Lorenzo Katedrali; "Piazza Fontane" Çeşme Meydanı; "Rosso", "Bianco" ve
"Doria-Tursi" saraylarıyla
"Strada Nuova" Sokağı görülecek yerler arasında. Gezi sırasında
Kristof Kolomb'un doğum yeri olan Cenova'nın ünlü denizcilk tarihini ve kültürünü de öğrenme imkanı bulacaksınız. Ardından otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
26 Eylül 2018 Çarşamba Cinque Terre

Sabah,
UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan
Cinque Terre Milli Parkı'na doğru hareket. "Beş Toprak" anlamına gelen Cinque Terre falezlerin üzerine konumlanmış, birbirinden güzel beş köyden oluşmakta. Cinque Terre'nin eşsiz ve büyüleyici manzaralarının arasından trenle geçerek eski balıkçı kasabalarınında yürüyerek keşfi: yüksek evleriyle
Riomaggiore'den başlayıp, ünlü
"Via dell'Amore" yani "aşk yolu" nu yaya olarak takip ederek üzüm bağlarıyla kaplı tepeleriyle hatırlanan
Manarola'ya varış. Akabinde,
Monterosso Al Mare' de öğle yemeği ve son
Vernazza'nın keşfi. Akşam üstü Cenova'ya geri dönüş. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
27 Eylül 2018 Perşembe Cenova - Sanremo - Monaco - Nice

Sabah, otelden Nice istikametinde hareket. Yaklaşık ikibuçuk saatlik bir yolculuğun sonunda, bir zamanlar şarkı yarışmalarıyla meşhur olan
Sanremo'ya varış. Ligurya denizi kıyılarında, çiçeklerle donanmış, antik bir Roma Köyü. Sevr anlaşması burada hazırlanmış. Yine son Osmanlı Padişahı VI.Mehmet 1926 da burada vefat etmiş. Bu şirin kentin gezisine, ilk yerleşim yeri olan
La Pigna'nın çevresinden başlayarak eski şehrin son derece sempatik küçük sokaklarını,
San Siro Meydanı'nı ve
Katedrali'ni,
Ortodoks Kilisesi'ni gezerek, ana caddesi olan Corso Giacomo Matteotti'de sebest zaman. Ardından,
Fransa'nın incisi diye adlandırılan
Menton Kasabası'nda öğle yemeği ve kısa bir serbest zaman. Daha sonra,
Monaco Prensliği'ne doğru yola devam. Varışta, yaklaşık iki kilometre karelik kayalık bir alana kurulu Monaco’da küçük turistik tren ile yapıcağınız tur esnasında şehrin en güzel ve en ilginç yerlerini görebilirsiniz: Place d'Armes Meydanı; lüks yatları ile Herkül Limanı; otomobil yarışı Grand Prix Formula 1‘in düzenlendiği ve piste dönüştürülen caddeler; Casino Meydanı ve lüks otelleri ile Monte Carlo; şehir merkezi; Grimaldi Hanedanının sarayı, Katedral ve devlet bakanlığı binası yer aldığı tarihi şehir… Ardından, Kaptan Cousteau’nun müzesi olarakta tanınan Okyanus Bilimleri Müzesi, botanik bahçeleri ve Grace Kelly’nin mezarının bulunduğu katedral ziyaretleri. Son olarak da şık caddeleri, lüks butikleri ve otelleri ile dünya jet sosyetesinin kumar merkezi olan Monte Carlo’yu yürüyerek gezme. Akşamüstü, tünelleri ve nefes kesen uçurumları ile “Corniche de la Riviera” üzerinden Nice'e varış. Akşam yemeği ve geceleme otelde.
28 Eylül 2018 Cuma Antibes - Cannes - Saint Paul de Vence

Sabah, sevimli Akdeniz kenti olan
Antibes'e hareket. Bu ortaçağ kentinde pitoresk yerel çarşıyı, dar sokaklardaki butikleri, surları ve "Milyarderler rıhtımı" ile Avrupa'nın en büyük yat limanını gezdikten sonra, her yıl mayıs ayında dünyaca ünlü Uluslararası Film Festivali'nin düzenlendiği, Fransız Rivierası'nın en gözde şehirlerden
Cannes'a doğru yola devam. Tüm dünya sosyetesini çeken Cannes'nın yürüyerek keşfi: Yat limanı; güzel sahil; ünlü plajlar; merdiveninde ünlü aktör ve aktrislerin poz verdiği Festival Sarayı; lüks butikler ve başta Croisette olmak üzere, kentin anacadde ve sokakları... Öğle yemeğinden sonra, tarihi eski Roma'ya uzanan
Saint Paul de Vence Kasabası'na doğru yola devam. Varışta, aralarında önemli sanatçıların eserlerinin satıldığı, ressam ve heykeltıraşların sanat galerileri ve hediyelik eşya dukkanlarının bulunduğu, adeta bir açık hava müzesi olan
Saint Paul de Vence gezisi. Büyüsüne kapılacağınız bu Ortaçağ köyünü gezdikten sonra Saint Paul de Vence'da serbest zaman. Akşamüstü, Nice'teki otelimize dönüş. Aksam yemeği yerel bir lokantada. Geceleme otelde.
29 Eylül 2018 Cumartesi Nice - Eze - İstanbul

Sabah, otobüsle hareket ederek,
Villefranche ve
Cap Ferrat'nın büyüleyici manzaraları eşliğinde Nice'in doğusunda,
kartal yuvası gibi konuşlanmış ortaçağ kasabası Eze'ye varış. Köyün dar sokaklarında, pitoresk evlerin arasında bir gezinin ardından parfüm üretiminin önemli isimlerinden Fragonard fabrikasının butiğinde parfüm, sabun, aromatik yağ ve kozmetik gibi bölgeye has ürünlerini tanıma imkanı. Daha sonra, Nice'in tarihi mahallesi olan Vieux Nice'te öğle yemeği. Öğleden sonra, nostaljik bir atmosfere sahip
Vieux Nice'i yürüyerek tanıma:
Çiçek ve antika pazarlarının kurulduğu
Cours Saleya; yan yana dizilmiş küçük dükkânları ve renkli evleri ile dar sokaklar;
Barok mimarisi kiliseler ve
Opera Binası. Şehrin tanınmıs cadde ve meydanlarında gezintiden sonra, saat 16.00 da havaalanına transfer ve 18.35 deki Türk Hava Yolları uçuşuyla İstanbula hareket ve saat 22.25 de İstanbul'a varış.