3 Şehir & 3 Müze (FATMA OK)

Son senelerde, gerek Mezopotamya Kapıları' nda tesadüfen bulunan höyüklerde, gerekse sit alanlarını yeni yapılan barajların sularından kurtarmak için yapılan kazı ve araştırmalarda bulunan harika eserler iki devasa ve çok güzel müzenin yapılmasına neden oldu: Gaziantep ve Şanlıurfa Arkeoloji müzeleri. Birinde Zeugma'nın muhteşem villalarının mozaikleri, öbüründe ise Göbeklitepe'nin kült yapıları modern tekniklerle sergilenmekte. Sadece bu iki müze bile önemli bir seyahat nedeni olmaya yeterli. Birde buna yenilenen Antakya Mozaik Müzesi, ilginç Yesemek Hitit Heykel Atölyesi, gizemli Göbeklitepe ve yeni ziyarete açılan Karahantepe, Soğmatar, muhteşem Zeugma gibi ören yerleri ve bu üç şehrin tarihi dokuları ile yöresel lezzetleri eklenince, ortaya kaçırılmaması gereken, dopdolu geçireceğiniz üç günlük bir yolculuk çıkmakta...

TURUN ÖZELLİKLERİ

  • İstanbul'dan Türk Hava Yolları ile Urfa'ya gidiş ve Antakya'dan dönüş;
  • Sabah uçuşu ile gidip, akşam uçuşu ile dönerek 3 Gece ve 4 Tam Gün gezi imkanı;
  • Harran, Göbeklitepe, Karahantepe, Soğmatar, Zeugma ve Halfeti gezileri;
  • Çok az tanınan Hitit Heykel Atölyesi Yesemek'in keşfi;
  • Şanlıurfa, Gaziantep ve Antakya arkeoloji Müzeleri gezileri;
  • Şanlıurfa, Gaziantep ve Antakya'da geceleme ve şehirlerin tarihi dokularının keşfi;
  • Yemeklerinde yöresel lezzetlerin tadımı;
  • Şanlıurfa'nın nezih bir ortamında sıra gecesi;
  • Kısacası Mezopotamya'nın derinlemesine keşfi...

1. Gün İstanbul - Urfa - Göbeklitepe - Karahantepe - Soğmatar - Harran

Sabah, İstanbul Havalimanı'nından, Türk Hava Yollarının 06.35'deki TK2246 no.lu uçuşuyla Şanlıurfa'ya hareket. Saat 08.20'de Şanlıurfa'ya varış, karşılama ve Göbeklitepe'ye hareket. Dünyanın bilinen en eski kült yapılar topluluğu olan Göbeklitepe, araları taş duvarla örülü T biçimindeki 10 - 12 yuvarlak planda dizilmiş dikilitaş ve merkezine yerleştirilmiş daha yüksek boyda iki dikilitaştan oluşmakta. Bu dikilitaşların çoğu üzerinde insan, el ve kol, çeşitli hayvan ve soyut semboller, kabartma ya da oyularak betimlenmiş. Bu kompozisyonun, bir öykü, bir anlatım ya da bir mesaj ifade ettiği düşünülmekte. Sonuçta, buranın bir yerleşim yerinden ziyade bir kült alanı olduğu savı güç kazanmakta. Buradaki kült yapılarının üretime geçiş aşamasına yakın olan son avcı grupları tarafından inşaa edilmiş olduğu düşünülmekte ve tüm bu dikilitaşlar, stilize insan heykelleri olarak yorumlanmakta. Göbeklitepe gezisinden sonra, 1997 senesinde keşfedilip, 2019 senesinden beri kazılan ve ziyarete yeni açılan Karahantepe'ye doğru yola devam. Burada da, Göbeklitepe'ye benzer, 250 den fazla, insan ve hayvan tasvirleri içeren anıtsal boyutta dikilitaş bulundu. Karahantepe'de, Göbeklitepe'de öne çıkan hayvan betimlerinin yanısıra daha çok insan tasvirleri ön plana çıkmakta. Gezinin ardından Soğmatar'a doğru yola devam ve varışta, size özel olarak hazırlanmış bir piknik sofrası etrafında keyifli öğle yemeği. Soğmatar'ın adı, Arapça yağmur demek olan "Matar" sözcüğünden gelir. Kışın bol yağmur alan bölgedeki çok sayıdaki sarnıç, dağlarda otlatılan koyun ve keçi sürülerinin yaz aylarındaki su ihtiyacını karşılamaktaydı. Bu nedenle köy günümüzde de "Yağmurlu" adıyla anılmakta. Hz. Musa'nın burada çiftçilik yaptığına ve köy içerisindeki kuyulardan birinin Hz. Musa'nın mûcizevi asası tarafından açıldığına inanılmaktadır. Araştırmacılar, köyün ortasında yer alan höyük, Soğmatar'ın milattan önceki çağlara uzanan tarihini gün ışığına çıkartacak belgeleri içerisinde barındırdığını ve burada yaşayanların Assur ve Babillilerin politeist inancından gelen ve ay, güneş ve gezegenlerin kutsal sayıldığı Pagan dine inandıklarını ileri sürmektedirler. Aynı çerçevede, köyün üstündeki açık hava mabedi "Kutsal Tepe"nin batısında ve kuzey batısındaki tepelerde yer alan 7 adet yapının Güneş, Ay, Satürn, Jüpiter, Mars, Venüs ve Merkür tanrılarını temsil eden tapınaklar olduğu söylenmektedir. Köy ve çevresindeki geziden sonra yola devam ve Kuzey Mezopotamya'nın en eski yerleşimlerinden ve ilk bilim merkezlerinden olup, Dünya'nın ilk üniversitesini barındıran Harran'a varış. Harran adına ilk defa, Kültepe ve Mari'de bulunan M.Ö. 2.000 başlarına ait çivi yazılı tabletlerde rastlanır. M.Ö. 2.000'in ortalarına ait Hitit Tabletleri'nde, Hitit'lerle Mitanni'ler arasında yapılan bir anlaşmaya Harran'daki Ay Tanrısının (Sin) ve Güneş Tanrısının şahit tutulduğu belirtilmektedir. Harran, Kuzey Mezopotamya'dan gelerek batı ve kuzeybatıya bağlanan önemli ticaret yollarının kesiştiği bir noktada bulunmasında dolayı Anadolu ile sıkı ticaret ilişkileri bulunan Asurlu tüccarların önemli uğrak yerlerinden biri idi. Anadolu'dan Mezopotamya'ya Mezopotamya'dan da Anadolu'ya olan ticaret binlerce yıl Harran üzerinden yapılmıştı. Bu da burada zengin ve köklü bir kültür birikiminin oluşmasına neden olmuştur. Harran, Ay, Güneş ve Gezegenlerin kutsal sayıldığı eski Mezopotamya putperestliğinin (Sabiizm) önemli merkezi olmasıyla tanınırdı. Bu nedenle Harran'da Astronomi ilmi çok ilerlemişti. Dünyadaki üç büyük felsefe ekolünden birisi Harran Ekolü'dür. Günümüzde ise, zamanla çölleşen Mezopotamya Ovası yüzünden fakirleşen Harran, GAP ile yeniden canlanmakta fakat, üçbin yıllık geçmişi olan ve Harran'ın simgesi durumuna gelen koni biçimindeki Mezopotamya Evleri, maalesef şehirleşme karşısında yok olma tehlikesi altına girmekteler. Bu ilginç kasabayı ve antik kentin harabelerini gezdikten sonra uygarlığın beşiği Şanlıurfa'ya doğru yola devam. Varışta Alahan Otele yerleşme. Akşam yemeği, gecelediğimiz tarihi konakta, yöresel yemekler ve müzikler eşliğinde geleneksel ''Sıra Gecesi''.

2. Gün Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi - Balıklı Göl - Birecik - Halfeti - Zeugma - Gaziantep

Sabah, kahvaltıdan sonra, otelden 2015 yılında açılan Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi ziyaret etmek üzere hareket. Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi, Arkeopark ve Edessa Mozaik Müzesi'nden oluşan Haleplibahçe Müze Kompleksi, 34 bin metrekarelik kapalı alanıyla Türkiye'nin en büyük müzesi olma özelliğini taşıyor. Göbeklitepe, Karahantepe, Nevalı Çori, Akarçay Tepe, Hassek Höyük, Gre Virike, Lidar Höyük gibi höyüklerin her biri uygarlık tarihinin mihenk taşlarını oluşturuyor. Şanlıurfa'da özellikle 1960'lı yıllardan beri yapılan Baraj Kurtarma Kazıları ile çok önemli arkeolojik eserler keşfedildi. Çağdaş müzecilik anlayışı ile kurulan yeni Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'nde bu höyüklerin her biri, gerek kazı hikayesi gerekse eserleri ile, bölgede uzun yıllar çalışmış ve bu kazılarda görev almış deneyimli bilim insanlarının desteği ve katkısı ile özel tasarlanan bir mekan içerisinde sergilenmekte. Müze gezisi ardından Balıklı Göl ziyareti. İbrahim Peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinen bu iki göl, kutsal balıkları ve çevrelerindeki tarihi eserler ile Şanlıurfa'nın sembolü haline gelmiş. Balıklı Göl gezisinden sonra, Urfa'nın tarihi dokusunun keşfine kapalı çarşı, eski taş sokak ve evler, Gümrük Han'la devam. Öğle yemeği, en lezzetli yöresel yemekleri tadacağınız Gülhan Restoranda. Yemekten sonra, Birecik'e doğru yola devam: Birecik'teki Kelaynak üreme çiftliğinde mola ve Birecik Barajı sularının altında kalan Halfeti'ye doğru yola devam. Halfeti'de şehir ve kale kalıntılarının etkileyici manzarasını yakından görmek için tekne ile bir gezinti ve ardından Zeugma'ya doğru hareket . Zeugma Antik Kenti, M.Ö. 300'de Büyük İskender tarafından ''Selevkia Euphrates'' adıyla kurulmuş. Kommagene Krallığı'nın dört büyük şehrinden biri olan kent, M.Ö. 31'den itibaren tamamıyla Roma İmparatorluğuna bağlanmış ve adı ''köprü'', ''geçit'' anlamına gelen ''Zeugma'' olarak değişmiş. Fırat Nehri'nin kıyısında yaklaşık 20.000 dönümlük bir arazi üzerine kurulu olan Kent, Fırat'ın geçilebilir en sığ yerinde olması, askeri ve ticari bakımdan çok stratejik bir bölgede bulunması nedeniyle tarihin her döneminde önemini korumuş. Roma İmparatorluğu'nun 4.Skitia Lejyon Garnizonu'nun burada konuşlandırılması ve ticaret sebebiyle kısa zamanda 80.000 nüfusa ulaşan Zeugma'da, Fırat manzaralı yamaçlara villalar inşa edilir. Bu büyük nüfus ile Zeugma dünyanın en büyük kentlerinden biri haline gelir. Yapılan kazı çalışmalarında A, B ve C olarak üç bölümde incelenen şehrin villaları ve çarşılarının bulunduğu A ve B bölümleri bugün Birecik Hidroelektrik Baraj gölü altında bulunmaktadır. Henüz kazı yapılmamış C bölümünde ileride bir açık hava müzesi oluşturulması planlanmaktadır. Zeugma gezisinden sonra Gaziantep'e doğru yola devam ve varışta otele yerleşme.
Akşam yemeği, Gaziantep mutfağının kebab ve baklavalarını tadacağınız otantik ve lezzetli bir restoran olan Küşlemeci Mehmet Usta Lokantası'nda. Geceleme Tuğcan otelde.

3. Gün Gaziantep - Yesemek - Antakya

Sabah, kahvaltıdan sonra, Gaziantep'in tarihi dokusunu keşfetmek için Tarihi Evleri, Sokakları, Bakırcılar Çarşısı, Zincirli Bedesten ve Pişirici Mescidi Kesteli gezisi. Gaziantep Kastelleri su mimarisinin dünyada benzeri bulunmayan eşsiz örnekleridir. Bunlar bir çok işlevi bulunan yapılar olarak inşa edilmiş. Türk Mimarisi'nde sadece Gaziantep'te bulunan bu yapılar kısmen veya tamamen yer altında bulundukları için pek dikkati çekmemişler. Gaziantep şehir merkezinden geçen Alleben Deresi gibi bir su kaynağına sahip olmasına rağmen, tarih boyunca yeraltı su kaynakları bakımından fakir bir şehir olmuş. İnsanlar buldukları suyun buharlaşma veya başka bir yolla kaybolmasını önlemek için yerin altından açtıkları ''Livas'' denilen kanallarla suları belli bir merkeze toplamışlar ve bu merkezden de şehre dağıtmışlar. Genel olarak cami altlarından geçen su kanallarının belli bir noktasına yüzeyden 30-40 merdivenle inilen ve adına ''Kastel'' denilen; içinde tuvaleti, yıkanma yeri, dinlenme ve abdest alma yerleri, hanımların çamaşır ve yün yıkama mekanları ve bazılarında namaz kılma alanlarının da bulunduğu genişçe mağaramsı boşluklar oluşturulmuş. Gezeceğimiz Pişirici Mescidi Kasteli bunların en önemli örneklerinden biridir. Şehir merkezinde serbest zamanın ardından 2011'de açılan Zeugma Mozaik Müzesi ziyareti. Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi gerek yapısal kompleksi gerekse içinde yer alan eserleri açısından dünyanın en önemli müzeleri arasında yer almakta. Müzenin koleksiyonunda Roma ve geç antik döneme ait 2.748 m2 mozaik ve 140 m2 duvar resmi bulunmakta. Bu eserler, Zeugma Antik Kenti'nin, nehre bakan teraslardaki, zengin tüccarların villalarından gelmekte. Müzede mozaik ve freskler dışında, bir çok değerli eser sergilenmekte. Bunlardan bronz Mars heykeli, sergilenen önemli parçaların başında gelir. Ayrıca dünyaca ünlü Çingene Kızı mozaiği' ni de burada görebilirsiniz. Gezinin ardından, öğle yemeğinde Dukat Kebap'ta Beyran tadımı. Daha sonra, Antakya'ya doğru yola çıkış. Yolda Yesemek Açık Hava Müzesi ziyareti. Yakındoğu'nun en büyük açıkhava heykel atölyesi olarak, içerisinde halen çok sayıda heykel taslağı bulunmasının yanısıra, atölyeden elde edilen bilgilerle, taş blokların taşocağından kesilmesinden, değişik türde heykellerin taslak haline getirilmesine kadar, pek çok aşamanın öğrenilebilmesi nedeniyle benzersiz olan, antik dünyanın sanat merkezi Yesemek, Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'nde yer almaktadır. Yesemek, M.Ö. 14. yüzyıl ile 7. yüzyıllar arasında, yakındoğunun en büyük taş ocağı ve heykel işleme atölyesidir. Yerli halk Hurriler'in çalıştığı atölye, bölgenin Hitit hakimiyeti altına girdiği, M.Ö. 2000 yılının ikinci yarısında, İmparator I.Suppiluliuma zamanında işletmeye açılmış. M.Ö. 1200'lerde yaşanan deniz kavimleri saldırısının ardından faaliyetleri zayıflayan atölye de, M.Ö. 9. yüzyılda Geç Hitit Krallıkları ile çalışmalar tekrar yoğunlaşmış ve bu ikinci dönemde özellikle, Hitit, Suriye, Arami ve Asur sanat unsurları ağırlık kazanmış. Oriantalizm adıyla anılan bu üslup, batıda gelişmeye başlayan Ege kültürlerini etkileyerek Yunan sanatının çekirdeğini oluşturmuş. M.Ö. VIII. yüzyılın son çeyreğinde, Asurlular tarafından faaliyetine son verildiği bilinen atölyede, adeta zaman donmuş gibi, her şey olduğu yerde kalmış, Yesemek gezisinin ardından Antakya'ya varış ve Harbiye Şelalesi karşısında bulunan Grand Boğaziçi Otel'e yerleşme. Akşam yemeği otelde size özel hazırlanan yöresel lezzetlerin ve tepsi kebabın tadımı.

4. Gün Antakya - İstanbul

Sabah, kahvaltıdan sonra, Harbiye Şeleleri'nin çevresinde ve Harbiye semtinde serbest zaman ve ardından Aralık 2014'te yeni yerinde açılan Hatay Arkeoloji Müzesi gezisi. Müze eskiden beri barındırdığı eşsiz güzellikteki mozaiklerle tanınır. Çok detaylı işlenmiş ve muhteşem renklere sahip mozaik koleksiyonu dünyada büyüklük açısından ikincidir. Müze aynı zamanda dünyanın üçüncü büyük sikke koleksiyonuna da ev sahipliği yapmakta. Müze gezisinin ardından, Saint Pierre Kilisesi ve Müze Otel'in altında bulunan Necmi Afsuroğlu Müzesi gezisi. Daha sonra, yöresel lezzetleri tadacağınız öğle yemeği. Öğleden sonra, Dünya'nın ilk ışıklandırılmış caddesi olduğu söylenen Kurtuluş Caddesi'nde ve eski Çarşı kültürünü doyasıya yaşayacağınız Uzun Çarşı' da kısa bir yürüyüşün ve Affan Kahvesi'nde süvari kahvesi tadımının ardından, Anadolu'da kurulmuş olan ilk cami olarak bilinen ve hem Hıristiyanlar hem de Müslümanlar için önemli bir anlamı olan Habib-i Neccar Camii ve Sarımiye Camii gezisi. Ardından, Katolik Kilisesi ve camiinin karşısındaki Sinagog'u ziyaret edip (Sinagog ve Kilise kapalı olduğu takdirde sadece dışarıdan görülecektir) eski sokakların havasını soluduktan sonra şehir merkezinde serbest zaman. Saat 18:30'da havalimanına transfer ve Türk Hava Yollarının saat 20:15'deki TK2271 no.lu uçuşu ile İstanbul'a hareket. Saat 22:10'de da İstanbul Havalimanı'na varış ve yolculuğun sonu.
Şanlıurfa: Dedeman Şanlıurfa 5 *
Tripadvisor'a Git
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Gaziantep: Tuğcan Otel 5 *
Tripadvisor'a Git
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Antakya: Grand Boğaziçi Hotel 4 *
Tripadvisor'a Git
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Rezervasyon Şartları:
Talebiniz üzerine tura kaydınız opsiyonlu olarak tutulacak ve münferit olarak, ilk ödemeyi yaptığınızda tur rezervasyonunuz kesinlik kazanacaktır. Tur ücretini,
  • Yurtiçi gezilerde seyahatin başlamasından 15 gün öncesine kadar ödeyebilirsiniz.
  • Ancak turun, bu tarihlerden önce tamamiyle dolması halinde, katılımcı sayısını kesinleştirmek için %25 ön ödeme talep edilebilir.

  • * Turun uçak biletleri, talep ve bilet ödemenizi gerçekleştirdiğiniz gün münferit olarak kesilerek size ulaştıralacaktır. Herhangi bir iptal durumunda, biletinizin iadesini doğrudan havayolu şirketinden, onların belirlediği şartlarda talep edebilirsiniz. Ancak, ilerleyen tarihlerde münferit uçak bilet fiyatları değişiklik gösterebileceği için, bilet taleplerinizi öncelikle yapmanız size avantaj sağlayacaktır.

    Ücrete dahil olan hizmetlerimiz
    • 1, 2. ve 3. gün, akşam yemekleri;
    • 1. Akşam, Urfa Sıra Gecesi;
    • 1.,2.,3. ve 4. gün, programda belirtilen restoranlarda öğle yemekleri;
    • Yemeklerde su ve kahve ikramı;
    • Programda belirtilen otellerde konaklama ;
    • Konforlu araç ile seyahat;
    • Rehberlik hizmetleri;
    • Tüm bahşişler ( Tur Rehberi Bahşişi hariç) ;
    • Seyahat sigorta paketi.İptal ve Sağlık içerikli Seyahat Sigorta Paketi*.
    Ücrete dahil olmayan hizmetlerimiz
    • İstanbul/Şanlıurfa - Antakya/İstanbul uçak biletleri;
    • Ören yerleri girişi için müze kart;
    • Programda belirtilmeyen geziler;
    • Tur lideri bahşişi;
    • Her türlü kişisel harcama;

    * PoloTurizm özel seyahat sigorta paketi tüm seyahat ücretlerine dahil olup, ilk ödemeyi yaptığınız anda size verilen poliçe, Polo Turizm Seyahatleri'ne katılan yolcuların tamamını kapsar. Poliçenin:

  • Mesleki Sorumluk bölümü ödenen ücretin % 100 'ünü
  • Zorunlu Nedenlerle Seyahat İptali bölümü ise ödenen ücretin %90'ını teminat altına alır. 85 yaş ve üstü yolcularda Zorunlu Nedenlerle Seyahat İptali bu kapsamın dışındadır.
  • Seyahat Sağlık bölümü, seyahat esnasında sağlık sorunları veya vefat durumunda, masraflarınızı: Yurt Dışı seyahatlerde 30 000 EURO ya; Yurt İçi seyahatlerde ise 10 000 TL sına kadar karşılamaktadır. Kapsam alanlarının detayını poliçenizde görebilirsiniz.