Amsterdam'dan Brüksel'e

Bu alüvyonlarla ve kumullarla kaplı, kalkerden oluşmuş dümdüz platoda ortaya çıkan Rembrandt, Frans Hals, Vermeer, Ruysdael gibi ustaların bıraktıkları eserler önünde hayran kalmamak mümkün değil. Bunların devamında ortaya çıkan mimari eserler ve günümüz şehirleri, insanların keşif, seyahat ve ticaret tutkularının, maalesef sadece etkin topluluklara, nasıl bir zenginlik ve sonucunda da sanatsal bir patlama getirdiğinin çok etkileyici örneklerini Holanda ve Belçika’da görmek mümkün. Gerek şehirler ve mimari yapıtlar, gerekse, özellikle Flaman okulunun müzeler dolusu harika başyapıtları, bu ülkelere yapacağınız seyahati bir sanat şenliği haline getirmekte. Bu seyahat programını, bu ülkelerin çok gezilmeyen köşelerini ve yönlerini, turistlerin kaynaştığı sokaklardan uzak bir kültür turu yapmak isteyenler ile birlikte keşfedebilmek için hazırladık...

TURUN ÖZELLİKLERİ

  • Amsterdam'da başlayıp, Brüksel'de biten 8 günlük çok detaylı program,
  • Çok iyi seçilmiş merkezi oteller ve konforlu otobüs,
  • Tüm gezi ve yemeklerin programa dahil olduğu bir yolculuk,
  • Sanat Tarihi uzmanı rehber,
  • Amsterdam ve Bruges'de tekne turları,
  • Avrupa'nın en büyük koleksiyonlarına sahip Rijksmuseum, Van Gogh Müzesi, Mauritshuis Kraliyet Resim Galerisi, Peter Paul Rubens’in evi, Bruges Groeninge Müzesi ve Brüksel Güzel Sanatlar Müzesi gezileri,
  • İki ülkenin önemli şehir ve sanat eserlerini koşturmadan gezebilme ayrıcalığı.

19 Ağustos 2018 Pazar Pazarİstanbul - Amsterdam

" Türk Havayollarının saat 08.45 de Sabiha Gökçen Havaalanı'ndan kalkan uçusu ile Amsterdam'a hareket. Saat 11.30 da Amsterdam'a varıs, karşılama, otele transfer ve otele yerleşme. Öğle yemeği ve şehir turu için hareket. Öğleden sonra Şehrin yürüyerek ve tekne ile keşfi. İlk olarak Amsterdam'ın merkezinde yer alıp buranın en ünlü meydanı olan ve halkın kısaca Dam olarak adlandırdığı meydanda bir mola: Burası, 13. yüzyılda inşa edilmiş ilk barajın bulunduğu yer olup Amsterdam'a ismini veren Amstel Nehri boyunca yerleşmiş eski balık pazarıdır. 17. yüzyılda burada inşa edilen belediye sarayı ve borsa sayesinde, şehrin siyasi ve ticari yaşamının merkezi haline gelmiş ve hala günümüzde de ününü korumaktadır. Meydan çevresinde, Kraliyet Sarayı, Ulusal Anıt, Madame Tussaud Müzesi, Damrak Caddesi gibi şehrin önemli yapıları yer almakta. Bu Meydanı gerektiği gibi gezdikten sonra, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Begijinhof Bahçesi'ne doğru yürüyüşe devam. Kuruluşu 1300'lü yıllara dayanan ve türkçeye Beguin Yapıları olarak tercüme edebileceğimiz bu bahçe çevresindeki evler topluluğu, 12 ila 14 yy.larda Flaman Ülkesi'nde ortaya çikan ve Beguin diye adlandırilan çok inançlı katolik kadınlar topluluğunu barındırmaktaydı. Yani bir nevi manastır fakat hiçbir manastır veya kilise ile doğrudan bağı yoktu. Burada yaşayan kadinlar, evlenmez yani iffet yemini eder fakat her an evlenmek üzere topluluktan ayrılabilirlerdi. Ihtiyaç sahipleriyle ilgilenir, hayatlarını kazanmak içinde dikiş diker, çamaşır yıkarlardı. 15.ci yy.da yangın geçiren evlerin ahşap cepheleri 17 ve 18.ci yy.larda tuğla ve betonla kaplanmış ise de, bazıları Gotik karakterlerini günümüze kadar koruyabilmişlerdir. Begijinhof Bahçeleri, kanallar bölgesinin günümüze kadar ulaşabilmiş tipik bahçelerin ender misallerindendir. Buradaki son Beguin 1971 yilinda vefat etmiş ve böylece bu kompleks gerçek bir Begijinhof olmaktan çıkmış. Bu olağanüstü güzellikteki bahçeyi Spui Kapısı'ndan terkettiğinizde, kendinizi küçük ve sempatik Spui Meydanı'nın ortasında bulacaksınız. Kitapcı ve kafelerle dolu meydanın en tanınmış dükkanı hiç şüphesiz, 1670 den beri burada mevcudiyetini sürdüren Cafe Hoppe'dir. Burada bir molanın ardından hemen yakındaki, Hollanda'nın en tipik ürünleri olan çiçekleri ve peynirleri göreceğiniz çiçek pazarına doğru yürüyüşe devam. Ardından, Amsterdam'ın inanılmaz cazibesini farkedeceğiniz, bazen görkemli, bazen de pitoresk görünümdeki klasik ve barok cepheleri hayranlıkla izleyerek, geçmişden günümüze kanallardaki yaşamı hissedeceğiniz unutulmaz tekne turu. Turun sonunda otele dönüş. Akşam yemeği şehirde ve geceleme otelde.

20 Ağustos 2018 Pazartesi PazartesiAmsterdam - Edam - Volendam - Marken

" Sabah, kahvaltının ardından Avrupa'nın en büyük resim koleksiyonlarından birine sahip olan Rijksmuseum 'a hareket. Burada Frans Hals'in olağanüstü güzellikteki portrelerini, Rembrandt'ın meşhur Gece Nöbeti Tablosu'nu , Ruysdaël'in ve Van Goyen'in manzaralarını, Vermeer'in Sütçü Kadın Tablosu'nu, Pieter de Hooch'un günlük hayat kompozisyonlarını ve daha bir çok Flaman ressamın tanınmış eserlerini görebilirsiniz. Daha sonra, birbirinden güzel manzaralara sahip Edam, Volendam Kasabaları ve Marken Adası'nı gezmek üzere otobüs ile hareket. Çok kısa bir yolculuktan sonra Edam Kasabası 'na varış. Edam çok sessiz sakin ve şirin bir kasaba. Kanallar arasına kurulmuş çok güzel evleri, tarihi köprüleri, şirin meydanı ve leziz peynircileriyle yeşillikler içinde küçücük bir yerleşim. Bir zamanlar Volendam'ı liman olarak kullanırken 1357 senesinde açılan bir kanalla kendi limanına kavuşmuş. Kasabada, her köşeyi döndüğünüzde, olağanüstü güzel bir kartpostal manzarasıyla karşılaşıyorsunuz. Dünyaca ünlü ''Edam Peyniri'' de adını bu kasabadan almış. Dolayısıyla kasabada çok sayıda peynir dükkanı görebilirsiniz. Edam'ı yürüyerek keşfettikten sonra Volendam 'a hareket. Eski bir balıkçı köyü ve limanı olan Volendam, Hollanda'nın turistik olmasına rağmen doğal güzelliğinden hiç taviz vermemiş bir kanal kıyısı kasabası. Güzel evleri, şirin bahçeleri, yürümeye doyamayacağınız sokakları ve tahta ayakkabı dükkanları ile sizleri hayran bırakacak. Volendam'da öğle yemeği molası ve kasabayı sindire sindire gezmek için serbest zaman. Daha sonra Marken Adası'na doğru yola devam. Burası, bir zamanlar ada iken bir yol ile anakaraya bağlanmış şirin, tertemiz ve düzenli bir balıkçı kasabası. Evler genelde yeşil renge boyanmış. Kanalların arasındaki küçük köprüler ise adeta Van Gogh resimlerinden fırlamış gibi. Ne de olsa Van Gogh 'un memleketindeyiz. Marken'de serbest zamanın ardından Amsterdam'a geri dönüş. Akşam yemeği şehirde, geceleme otelde.

21 Ağustos 2018 Salı SalıAmsterdam - La Haye - Delft - Rotterdam

" Sabah, kahvaltının ardından Van Gogh Müzesi' ne gidiş. En önemli resim müzeleri arasında yer alan Van Gogh Müzesi, 1973 yılında ziyarete açılmış. Kardeşi Theo tarafından düzenlenen Dünyanın en kapsamlı Van Gogh koleksiyonunda, sanatcının 200'den fazla resmi, 500'den fazla çizimi ve çoğu kardeşi Theo'ya yazılmış yüzlerce mektubu bulunmakta. Geziden sonra La Haye'e hareket. Kısa bir yolculuktan sonra Kuzey Denizi kıyısında kumsallarıyla meşhur, II.ci Dünya savaşının önemli geçiş noktası Scheveningen' e varış ve öğle yemeği. Yemekten sonra ülkenin politik ve idari başkenti La Haye'in merkezine doğru yola devam ve Mauritshuis Kraliyet Resim Galerisi gezisi. Bu harika galerinin koleksiyonunda, aralarında Johannes Vermeer, Rembrandt, Jan Steen, Pieter Brueghel, Pieter Paul Rubens, Paulus Potter ve Frans Hals gibi Hollandalı ressamlar ile Alman ressam Hans Holbein' ın eserleride olan yaklaşık 800 resim bulunmakta. Johannes Vermeer'in İnci Küpeli Kız ve Rembrandt'ın Anatomi Dersi tablolarını da bu galeride görebilirsiniz. Daha sonra La Haye şehir turu: 13. yüzyılda bir kale olarak inşa edilip günümüzde Hollanda hükümetinin üst düzey çalışanlarının ofislerinin bulunduğu Binnenhof ile şehrin önemli bir sembolü olan Uluslararası Adalet Divanı binasını dışarıdan gördükten ve şehir merkezindeki yaya semti Grote Markt' de bir mola verdikten sonra geceleyeceğimiz Rotterdam'a doğru yola devam. Johannes Vermeer'in doğum yeri Delft'de, 17. yüzyılın tanınmış hukukcusu ve aklın kurallarına dayanan yasaların meşruiyetini temellendiren Hugo Grotius'un heykelinin bulunduğu meydanda bir kahve molası. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

22 Ağustos 2018 Çarşamba ÇarşambaRotterdam - Gouda - Kinderdijk Değirmenleri

10. yüzyılda, Kuzey Denizi kıyısında, Ren ve Meuse Nehirleri deltasının bir parçası olan Rotte Nehri'nin kıyısında kurulan bu liman, adını bulunduğu konumdan almış ve “Rotte Nehri’nin üzerine kurulan baraj” anlamına gelen Rotterdam diye anılmış. 13. ve 14. yüzyıllarda, İngiltere ve Almanya arasındaki ticaretin önemli bir merkezi haline gelerek zenginleşmiş. Hümanizm akımının öncülerinden ve en büyük temsilcilerinden biri olan Erasmus 15. yüzyılda bu şehirde doğmuş. Rotterdam II.ci Dünya Savaşı’nda tamamiyle yıkılımış ve yeniden inşa edilmiş. Bu nedenle günümüzde çağdaş mimari eserleriyle dikkat çeken şehir, Avrupa'nın da en büyük limanıdır. Sabah, kahvaltının ardından şehir turumuza başlıyoruz: Tanınmış çağdaş mimar Ben van Berkel’in eseri, “Swan” yani kuğu olarak adlandırılan zarif Erasmus Köprüsü'nde bir mola vererek hem köprüyü, hem de şehri izleyip, ardından Piet Blom tarafından ahşap olarak tasarlanan ve sadece Rotterdam’ın değil, dünyanın da en sıradışı mimari örneklerinden biri olarak kabul edilen Küp Evler'i görerek, daha sonra da, dışarıdan bakıldığında bir uçak hangarına benzeyen bir tasarım harikası ve görebileceğiniz en ilginç modern kapalı pazar yeri olan Markthal' de serbest zaman. Son olarak, kentin güneyinde ve Nieuwe Maas Irmağı’nın sağ kıyısında bulunan tarihi Delfshaven Semti’nin keşfi. Burası, Rotterdam'da savaştan yıkılmadan kurtulan tek bölge olmuş. Son derece sempatik nehir kıyısı manzaralarının ortasında öğle yemeği. Öğleden sonra kökleri Ortaçağ'a uzanan ve Dünyada peynir geleneğiyle tanınan Gouda' ya hareket. Kent merkezinde bir çok gotik bina görebilir ve bu pitoresk ortamdaki pazar ve dükkanlardan alış veriş yapabilirsiniz. Bunların yanında Saint-Jean Kilisesi’nde göreceğiniz Crabeth K ardeşler tarafından yapılmış vitray son derece ilgi çekicidir. Gouda' dan Kinderdijk'e doğru yola devam. Burada, kanal kıyısındaki kamışların arasında yapacağınız keyifli bir yürüyüş esnasında, her kartpostalda rastladığınız, yan yana dizilmiş 20 değirmeni görebilirsiniz. Rotterdam'a dönüş. Akşam yemeği şehirde, geceleme otelde.

23 Ağustos 2018 Perşembe PerşembeRotterdam - Anvers - Ghent

Sabah, kahvaltının ardından, Belçika’nın liman şehri Anvers’e hareket. Avrupa’nın üçüncü büyük limanı olan Anvers, nehirle deniz arasında bir balıkçı kasabası iken 10. Yüzyılda Kutsal Roma İmparatorluğu’na bağlanmış ve 15. Yüzyılın başında dünyanın tek borsasının burada kurulmasıyla bankacılık merkezi haline gelmiş. Günümüzde de Dünya elmas yontuculuğunun ve ticaretinin merkezidir. Şehri tanımaya, “Demiryolu Katedrali” lakaplı ve muhteşem Gotik mimarisiyle dünyanın en güzel garlarından biri olarak bilinen, 19. Yüzyılın sonunda inşa edilmiş Tren Garı ile başlayıp, gezinin devamını yürüyerek yapacağız. Garı gezdikten sonra Peter Paul Rubens’in evine doğru yürüyüş. 1577-1640 seneleri arasında Flaman ressamın stüdyo olarak kullandığı evde eserlerinin yanısıra eşyalarını da görebilirsiniz. Daha sonra, Rubens’in önemli eserlerini barındıran ve çan kulesi Dünya Mirası tarafından koruma altında alınmış vitraylarla süslü Meryem Ana Katedrali ve şehrin Orta Çağ’dan kalma yapılarıyla süslü tarihi merkezi Grote Markt’e doğru yürüyüşe devam. Buradaki muhteşem bir yapı olan Stadhuis (Belediye Binası) UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almaktadır. Öğle yemeği molasından sonra, çok güzel bir çağdaş mimari eser olan Mas Müzesi’ nin çatısından şehri son defa seyredip, Anvers’i terk ederek kurulduğu 7. yüzyıldan itibaren tahıl ve kumaş ticaretiyle zenginleşmiş ve dolayısıyla çağlar boyunca çok güzel eserler ile donanmış, Flaman Bölgesi başkenti Ghent’a hareket. Varışta şehir gezisine başlama: 10.yüzyılda inşa edilen St. John Şapeli’ne zaman içerisinde yapılan Romıanesk ve Gotik eklemelerle günümüze gelen Aziz Bavo Katedrali’nin barındırdığı Hubert ve Jan van Eyck tarafından yapılan “Mistik Kuzunun Şenliği” tablosunu (eğer tamiri tamamlanmışsa) ve bu kilisenin içinde sergilenen diğer Flaman ustaların eserlerini inceledikten sonra, halkı yangın ve düşman saldırılarına karşı uyarmak için yapılmış 89 mt. yükseklikteki kuleyi de görerek, geziye devam. Aynı türden Belfort en Lakenhal Çan Kulesi ile tarihi kumaş borsasının keşfi ve biraz ileride Aziz Nikolas Kilisesi’nin Çan Kulesl ile Aristide Cavaille-Coll tarafından 19. yüzyılda üretilen meşhur orgunu da gezip görerek, bu günkü geziyi tarihi buğday pazarı olan Korenmarkt’de tamamlama. 10. ve 11. yüzyıllarda tahıl ticaretinin yapıldığı ve tarihi yapılarla çevrili bu meydan, günümüzde şehrin en hareketli bölgelerinden. Otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

24 Ağustos 2018 Cuma CumaGhent - Brugge - Brüksel

Sabah, Ghent gezisini Nehir kıyısında, geçmişte yük gemilerinin mallarını indirdiği Kraanlei Rıhtımı’nda bir gezinti ve Leie Nehri kıyısındaki, ihtişamlı Kontlar Kalesi’ni dışarıdan gördükten sonra Brugge’e hareket. Harika Ortaçağ mimarisi, kanalları, dantelleri ve çikolatalarıyla meşhur Bruge, “Kuzeyin Venedik’i” olarak tanınır. Bu olağanüstü güzellikteki şehrin keşfine, kanallarda bir tekne turu ile başlayarak şehri daha iyi görebileceksiniz. Tekne gezisinin ardından Groeninge Müzesi gezisi: 18. ve 19. yüzyıla ait neoklasik parçaların, Flaman eksperyonizm ve savaş sonrası çağdaş sanat eserlerinin yer aldığı müzede, Jan van Eyck’in ve Hans Memling’in eserlerini görebilirsiniz. Daha sonra, şehir merkezini oluşturan Grote Markt’e varış. Burada, Gotik mimarisi ile kentin en önemli simgelerinden biri olan ve 47 farklı çan sesi çıkarabilen Belfry Çan Kulesi’ni görüp, meydandaki dükkanlardan meşhur Bruge çikolatasını ve dantellerini satın alabilirsiniz. Öğle yemeğinin ardından, vitrayları ve dekorasyonu ile ilgi çeken Kutsal Kan Bazilikası’nı ve yanındaki 14. ve 15. yüzyıldan kalma Belediye Binası gibi tarihi yapılarla çevri Brug Meydanı’nını gezerek Meryemana Kilisesi'nde bulunan Michelangelo'nun Madonna ve Çocuğu heykelini görüp, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alan ve Amsterdam’dakine benzer Begijnhof’a kadar kısa bir yürüyüş. Bu birbirine yapışık beyaz evler ve ortasındaki kilise günümüzde müze olarak kullanılmakta. Begijnhof’u gezdikten sonra yürüyüşü, hemen yakınındaki Minnewaterpark’ a kadar uzatarak bu güzel romanik bahçeleri, ortasındaki Aşk Gölü’nü, kuğuları ve yeşilin tonlarını seyrederek Bruge’ü terkedip Brüksel’e doğru yola çıkış. Brüksel’e varışta otele yerleşme. Akşam yemeği ve geceleme otelde.

25 Ağustos 2018 Cumartesi CumartesiBrüksel

Tam gün Belçika’nın başkenti Brüksel’in keşfi. Avrupa Birliğinin ve NATO’nun bir çok ünitesi burada olduğundan Avrupa’nın Başkenti olarak da tanınır. Sabah otelden Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi’ni gezmek üzere hareket. Üç bölümden oluşan bu müzede sergilenen Rubens, Rönesans ve Flaman Primitifler, Gerçekçilik, Yaşlı Pieter Bruegel koleksiyonu özellikle gezeceğimiz bölümler olacak. Ardından St. Michaele St. Gudula Katedrali gezisi. Buradaki ilk yapının 8.yüzyıldan kalma St. Michaele’e itaf edilen bir şapel olduğu düşünülür. 11. Yüzyılda ise Brabant Dükü buraya bir kilise yaptırır ve sonrasında bu kiliseye St. Gudula’nın kusal emenetleri getirilir. Bu günkü adı buradan gelmedir. 13. yüzyılda Gotik tarzda yenilenir ve Katedral olarak anılır. Kraliyet ailesinin düğün ve cenaze merasimleri burada düzenlenmektedir. İçi oldukça güzel olan bu yapının gezisinden sonra, öğle yemeği. Ardından Brüksel’in ünlü ve hareketli meydanı olup Avrupa’nın da en güzel meydanlarından biri olarak kabul edilen Grand Place’a varış. Grand Place UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer almakta. Meydanı çevreleyen binalarda özellikle Barok ve Gotik tarz öne çıkmakta. Burada göreceğiniz önemli binaların başında 15. yüzyıldan kalma Hotel de Ville (Belediye Binası), Maison du Roi (Kral Evi), Le Renard (Lonca Evi), neoklasik Maison des Ducs de Brabant, Le Cornet (Tekneciler Loncası), Maison des Brasseurs olacaktır. Meydanın biraz ilerisinde ise Şehrin sembollerinden olan Manneken Pis (İşeyen Çocuk Heykeli)ni ve ünlü pasaj Les Galeries Royales Saint-Hubert’i görebilirsiniz. Öğleden sonra, şehir merkezinde serbest zaman. Akşam yemeği şehirde. Geceleme otelde.

26 Ağustos 2018 Pazar PazarBrüksel - İstanbul

Sabah, kahvaltıdan sonra Havaalanına transfer ve saat 12.45 deki THY uçuşu ile saat 17.05 de Sabiha Gökçen Havaalanına varış.
Amsterdam:Corendon Village Amsterdam 4 *
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Rotterdam:Novotel Rotterdam Brainpark 4 *
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Gent:Novotel Gent Centrum 3 *
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Brüksel:Hotel NH Brussels Louise 4 *
video thumbnail
video thumbnail
video thumbnail
Rezervasyon Şartları:
Talebiniz üzerine tura kaydınız opsiyonlu olarak 7 gün tutulur. Bu süre sona ermeden toplam tur bedelinin % 25 ini kapsayan ön ödemeyi yaptığınız takdirde rezervasyonunuz kesinlik kazanacaktır. Opsiyon süresi sonunda ön ödeme yapılmadığı takdirde talebiniz otomatik olarak iptal edilecektir. Bakiye, yurtiçi gezilerde seyahatin başlamasından 30 gün öncesine kadar, yurtdışı gezilerde seyahatin başlamasından 45 gün öncesine kadar tamamlanmalıdır. Ödemelerin belirtilen süre içinde yapılmaması durumunda rezervasyon iptal olmuş sayılır.
Ücrete dahil olan hizmetlerimiz
  • İstanbul/Amsterdam ve Brüksel/İstanbul uçak biletleri (ekonomi sınıfı);
  • 1. günden 7. güne kadar 7 akşam yemeği;
  • 1. günden 7. güne kadar 7 öğlen yemeği;
  • Programda belirtilen veya benzeri otellerde konaklama;
  • Amsterdam ve Brugge'de tekne turları;
  • Programdaki geziler ve ören yerleri girişleri;
  • Tüm bahşişler ( Tur Lideri Bahşişi hariç* ) ;
  • Rehberlik hizmetleri;
  • Seyahat güvence sigorta paketi*;
  • Havaalanı vergileri.
Ücrete dahil olmayan hizmetlerimiz
  • Programda belirtilmeyen geziler;
  • Tur lideri bahşişi**;
  • Her türlü kişisel harcama;
  • Vize ücretleri.


* Dünyanın Renkleri özel seyahat sigortası paketi tüm seyahat ücretlerine dahil olup, Dünyanın Renkleri Seyahatleri'ne katılan bütün yolcuları kapsar. İlk ödemeyi yaptığınız anda size verilen poliçenin : Mesleki Sorumluk bölümü ödenen ücretin % 100 'ünü, Zorunlu Nedenlerle Seyahat İptali bölümü ise ödenen ücretin %90'ını teminat altına almaktadır.
75 yaş ve üstü yolcularda Zorunlu Nedenlerle Seyahat İptali durumunda ödenen ücretin %70'i teminat altına alınmaktadır.


* Turlarımızda, sizin takdirinize bağlı olduğunu düşündüğümüzden dolayı ücrete dahil etmediğimiz Tur Lideri bahşişi için , bu turda kişi başına 40 $ düşünmek gerekir.

Vize

Hollanda için Schengen vizesi gerekmekte. Pasaportunuzun en az 6 ay geçerli olması gereklidir.
ÖNEMLİ DUYURU:
Seyahate katılacak gezginlerin pasaportlarında (yeşil pasaportlar dahil) gidecekleri her ülke için, en az ve karşılıklı iki boş sayfaları olması gerekmektedir. Bazı ülkelerde karşılıklı iki sayfanın boş olmaması sorun yaratabilmektedir.